İlaç sektörüne İrlanda modeli uyar mı?

KİMİ Amerikalıların Türkçesi beni şaşırtıyor.

Beni şaşırtan bir isim de ilaç devlerinden Merck Sharp Dohme’nin (MSD) Dış İlişkiler Departman Direktörü Jeff Kemprecos.

Kemprecos, Referans Gazetesi’nin yayın danışmanı David Judson ile hemen hemen aynı yolu izlemiş.

Lise çağında AFS bursuyla bir yılı aşkın süre İstanbul’da kalmış.

Daha sonra bir dönem Boğaziçi Üniversitesi’nde okumuş.

Şimdi Merck’teki görevi nedeniyle yeniden burada.

Türkçesi kusursuz.

Öyle ki, Türkiye Amerikan Şirketler Derneği’nden birileri Başbakan Erdoğan’a Kemprecos’un çok iyi Türkçe konuştuğunu fısıldıyor.

Başbakan, Kemprecos ile tanışmak istiyor.

Uzun bir süre hem Kemprecos, hem eşiyle sohbet edip çocuklarına da oyuncak veriyor.

Bunları niye anlatıyorum?

Kemprecos’un kendisini bizden biri olarak gördüğünü ve Türkiye’nin ufkunu açacak şeyler üzerinde nasıl kafa patlattığını anlatmak için.

Zaten konuşmamızın hemen başında söyleyeceğini söylüyor Kemprecos.

"Türkiye’de yenilikçi ilaç sektörünün gelişmesi için inanılmaz bir potansiyel var. Bu potansiyel geliştirildiği takdirde Türkiye İrlanda gibi bir başarı öyküsüne imza atabilir".

YILDA 1 MİLYAR DOLAR

Önüme bir kitapçık koyuyor.

Düşünce kuruluşu İstanbul Ekonomi tarafından kaleme alınmış İrlanda’daki ilaç sektörünün başarı öyküsü.

"Türkiye İrlanda’yı örnek alabilir. İrlanda’nın ilaç sanayiinde yakaladığı başarısından ve deneyiminden yararlanabilir" diyor Kemprecos.

İrlanda
’yı örnek aldığımız takdirde "yenilikçi" ilaç sektörünün yılda yaklaşık 1 milyar dolar yatırım çekmesi mümkün.

Yani konu, Kemprecos’un yaptığı gibi "kafa patlatmaya" değer bir konu.

Zira biyoteknolojiye ağırlık veren "yenilikçi" ilaç şirketlerinin yeni ilaçların keşfi için AR-GE’ye bu yıl ayırdıkları para 72 milyar dolar.

Sadece Merck yeni ilaç araştırmaları için 5,5 milyar dolar ayırmış.

Peki Türkiye’de yeni ilaç araştırmaları için ayrılan para ne?

Yaklaşık 30 milyon dolar.

Bir yanda milyar dolardan söz ediyoruz, diğer yanda milyon.

Kemprecos’a göre, Türk ilaç sektörünü rekabetçi bir duruma getirmek için avantajlarımız hayli fazla.

CEM ELBİ NEDEN BOSTON’DA

Türkiye’deki üniversitelerden her yıl 5 bin doktorun yanısıra binlerce eczazı, kimyager mezun oluyor.

İnsan kaynaklarında sıkıntı yok.

Hastane ve üniversite altyapıları oldukça iyi.

Yerel pazar potansiyeli büyük.

Diğer yanda, yurtdışındaki Türk bilim insanları, akademisyenleri ilaç sektöründe bir atılım için önemli koz.

Kemprecos bununla ilgili "Merck’in Boston’daki AR-GE merkezinde çalışan bilim insanı Cem Elbi’nin Türkiye’de çalışmaması için bir neden yok. Elbi neden burada değil de Boston’da? İmkanlar sağlandığı takdirde geleceğinden eminim" diyor.

Kemprecos’un anlattıkları böyle.

Bana anlattıklarını Sağlık Bakanlığı yetkililerine de aktarmış.

Bakanlığın bu konuda sektörden bir "yol haritası" talebi nedeniyle umutlu.

İrlanda modelinin ilaç sektörüne uyup uymadığını göreceğiz.

İstanbul 2010’a Garanti Kültür AŞ.’den destek

BANKALAR Caddesi’nde Osmanlı Bankası Müzesi’nin bulunduğu bina 116 yıllık.

Geçenlerde bu tarihi binada, Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere ile ünlü mimar Han Tümertekin’e kulak veriyoruz.

Garanti Bankası, yıllardan beri destek verdiği kültür ve sanatta yeni bir yapılanmaya gidiyor.

Bunu yaparken de kültür ve sanatı barındıran binalarını yeniliyor.

Banka halen bu faaliyetlerini üç kurumda sürdürüyor.

Bankalar’daki Osmanlı Bankası Müzesi, İstiklal Caddesi’ndeki Platform Güncel Sanat Merkezi ve Garanti Galeri.

Karadere’nin verdiği bilgiye göre, bu üç kurum "Garanti Kültür AŞ" çatısı altında biraraya geliyor.

Bu yapılanma Garanti Bankası’nın bu tür faaliyetlerine giderek daha da ağırlık vereceği anlamında.

Son derece sevindirici bir gelişme.

Bankalar Caddesi’ndeki bina ile İstiklal Caddesi’ndeki Platform Güncel Sanat Merkezi binasının yenilenmesi projelerini Ağa Han ödüllü mimar Han Tümertekin yürütüyor.

Her iki proje tamamlandığında İstanbul 14 bin metrekarelik bir kültür-sanat alanına kavuşacak.

Karadere, bu iki mekanın, İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olacağı 2010 yılına yetişeceğini de özellikle vurguluyor.
Yazarın Tüm Yazıları