Hayalim ucuz ilaçlar üretmek

ABD’de, Harvard Üniversitesi’nde "Genetik ve Kompleks Hastalıkları" Kürsüsü Başkanı bilim adamı Profesör Gökhan Hotamışlıgil (45) ile tanışıklığım birkaç yıl öncesine dayanıyor.

Geçen hafta içinde iş dünyasına yönelik bir toplantı için İstanbul’a gelen Hotamışlıgil ile birkaç saatliğine buluştuk.

Hotamışlıgil’ın doktorası biyolojik kimya ve moleküler genetik alanında.

Şişmanlık ve şeker hastalıklarına neden olan mekanizmayı çözerek tıp literatürüne geçmiş.

Bizde ise "şişmanlık genini bulan" bilim adamı olarak biliniyor.

Merak edip sordum. "İstanbul’da iş dünyasına neler anlattınız" diye.

Konuşmasının başlığı şöyleymiş: "Yeni Bilim ve Değişen Dünya Düzeni."

"Yeni Bilimin"
ne olduğunu şöyle açıklıyor:

"Hayat bilimi. Çevremizdeki her şey yaşamla ilgili. İnsan, hayvan, çevre, bitkiler, evren büyük bir zincir. Tüm bilimleri de içine çekiyor: Matematik, astronomi, fizik, kimya. Her şey birbiriyle bağlantılı. Örneğin bilgisayar teknolojisinde biyoloji ilkeleri kullanılıyor. DNA’ya dayalı mikroçipler üretiliyor."

100 YIL ÖMÜR BEKLENTİSİ

Bir bilim adamının basit şeylerden söz etmesini kim bekler?

Hotamışlıgil’e göre, sağlık konusunda bir yanda insanın hayalinin alamayacağı gelişmeler yaşanırken, diğer yanda dünyada inanılmaz bir eşitsizlik hüküm sürüyor.

Bugün dünya nüfusu 6.2 milyar.

Bunun sadece 1 milyarı "sağlıklı yaşamın" tadını çıkartıyor bilim adamına göre.

Geriye kalan 5.2 milyar kişi temel sağlık koşullarının bulunmadığı bir ortamda yaşıyor.

Şanslı 1 milyar kişiye bakınca, 2000 yılında doğmuş bir kız çocuğunun 100 yaşına kadar ömür beklentisi var.

Terazinin öbür kefesinde kalanlar arasında yaşam ortalaması 40 yaş.

Nereden bakarsanız sağlık bugün savunma sanayiden sonra en büyük endüstri.

Bir tek ilaç yılda 20 milyar dolar gelir getiriyor.

İnanılmaz bir kár. Ancak son 20 yılda üretilen binlerce ilaçtan sadece yüzde biri Afrika’yı kırıp geçiren enfeksiyonlu hastalıklar için.

İşin doğrusu ilaç devlerinin Afrika’yı filan taktığı yok.

"Ama" diyor Hotamışlıgil, "Bunu değiştirmek mümkün... Yeni bilim ve değişen dünya düzeninde Çin, Hindistan, Türkiye gibi orta gruptaki ülkelerin önemli oyuncu olması o kadar da zor değil."

Özellikle Çin ve Hindistan’ın üzerinde duruyor. Zira dünya nüfusunun üçte biri bu ülkelerde yaşıyor. Sadece bu iki ülkenin kendi yerel ilaç endüstrilerini geliştirmesi devlerin gücünü kırabilir.

DİNOZORLAR ADIM ATANA KADAR

Peki ya Türkiye?

Türkiye’de hem sağlık araştırmalarımız yetersiz, hem ilaç endüstrisi yok gibi.

"Bakın dünyada son 10 yılda ortaya çıkan önemli şirketleri hep gençler kurmuş. Türkiye’de 40 milyon genç var. Tıp fakültelerimiz iyi çalışıyor. Doğru bir devlet stratejisi, bir de vizyon sahibi birkaç genç çıksa iş tamam."

Gökhan Hotamışlıgil, metabolizmaya bağlı hastalıkların mekanizmasını çözmek için önemli adımı attıktan sonra buluşunun patentini almış.

Sonra da Turkcell’in CEO’su Süreyya Ciliv ile Boston’da ortak bir şirket kurmuş.

"Syndexa" şimdilik küçük bir biyoteknoloji şirketi.

Ama ileride Hotamışlıgil’ın "dinozorlar" diye tabir ettiği dev ilaç firmalarının önüne geçebilir. Nasıl mı?

Hotamışlıgil hayalini şöyle anlatıyor: "Şu anda ekibimle, diyabetle kalp hastalıklarını aynı anda çözebilecek mekanizmayı izliyoruz. Bu mekanizmayı dışarıdan alınan şeylerle etkilemek mümkün, bunu tespit ettik."

Mekanizmayı etkileyecek ilaçlarla ilgili araştırmayı "Syndexa" yapabilecek. "Dinozorlar adım atana kadar Syndexa gibi küçük biyoteknoloji şirketleri çözümler üretebilir. En büyük hayalim günün birinde herkese ulaşacak ucuz ilaçlar üretmek."

Bilim adamının idealisti böyle olur işte.
Yazarın Tüm Yazıları