Havalimanı işletmeciliğinde yeni bir marka doğuyor: ICF
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
SİBİRYA’dan soğuklar gelmeden önce Antalya’daydım.
Yeni yılı güneşli bir havayla karşıladığım Antalya’da havalimanına indiğinizde "ICF Airports" yazısı derhal dikkatinizi çekiyor.
İstanbul, Yeşilköy’de "TAV" yazısını gördüğünüz gibi.
"ICF" Antalya havalimanı işletme ihalesini kazanan IC Holding ile Alman Fraport’un baş harflerinden oluşuyor.
ICF, yurtdışında da son derece başarılı bir performans çizen TAV’a rakip mi?
Soruyu ICF Airports’un genç Genel Müdürü Murat Soğancıoğlu’na yöneltiyorum.
"TAV sektörün öncüsü. Elbet hedefimiz TAV gibi olmak hatta onu geçmek" diyor.
Antalya Havalimanı’nı 17 yıllık bir süreyle işletme yarışını TAV’ı geride bırakarak 3.2 milyar dolara kazanan ICF Airports’un öncelikli hedefleri neler?
Sorunun cevabına geçmeden önce Soğancıoğlu’nun verdiği bir bilgiye değineceğim.
Antalya Havalimanı’na gelen turist sayısı 2007 yılında Atatürk Havalimanı’na gelen turist sayısını geçmiş durumda.
Antalya’ya İstanbul’dan 800 bin fazla turist gelmiş.
Bu fark Antalya’nın turizmdeki önemini ortaya koymaya yeter de artar bile.
Soruya dönersek, Soğancıoğlu,"Antalya’ya tarifeli direkt dış uçuşların sayısını artırmak istiyoruz" diyor.
Zira bu Antalya’ya daha kaliteli ve zengin turistin gelmesi demek.
Ayrıca turizmin 12 aya yayılması da demek.
Soğancıoğlu müjdeli haberi veriyor.
İngiliz HavayollarıBA önümüzdeki günlerde Londra’dan Antalya’ya direkt uçuşlarına başlıyor.
İngiliz golf oyuncusunun Antalya’ya zahmetsiz uçması için hiçbir engel yok.
İşin hoş yanı şu: İngiliz Havayolları’yla Antalya’dan New York’a uçmak mümkün.
ICF Airports’un ikinci önceliği ise iç hatlar terminalinin yenilenmesi.
100 milyon Euro’luk bir yatırımla iç hatlar üç yıl zarfında yenilenecek.
"Antalya giderek gelişen bir şehir. Biz de bu tablonun bir parçasıyız. Turizmcilerle, otelcilerle, şehrin resmi yetkilileriyle hep birlikte aynı yolda yürüyoruz" diyor Soğancıoğlu.
Peki ya yurtdışı ihaleleri?
ICF’ın Alman ortağı Fraport dünyanın sayılı havalimanı işletmecileri arasında.
Frankfurt Havalimanı’nın yanı sıra Hindistan, Bulgaristan, Mısır gibi yerlerde faaliyet gösteriyor.
Dolayısıyla ICF’nın önümüzdeki dönemlerde yurt dışında da adından söz ettireceği kesin gibi.
TAV CEO’su Sani Şener yurt dışı ihaleleriyle ilgili "Koku aldığım her yere gidiyorum" demişti.
ICF Airports’un Genel Müdürü Murat Soğancıoğlu bir süre sonra aynı şeyi yaparsa hiç şaşmam.
Günlüğü 5 bin dolar olan villanın müşterisi Ruslar
SOĞANCIOĞLU ile sohbette IC Holding’ın Antalya’daki otellerinden Green Palace’ın Genel Müdürü Noyan Kitapcı da var.
ABD’de Four Seasons otellerinde de çalışmış olan Noyan Kitapcı Antalya turizminin nereye gittiğini anlamak için en doğru adres.
Antalya turizmini anlatmak için sık kullanılan "güneş, kum, deniz" üçlemesinin bir adım ötesine nasıl geçtiklerini anlatıyor.
"Anahtar sözcük hizmet" diyor.
IC Green Palace’tan örnek vererek görevlilere İngilizce ve Rusça eğitim verdiklerini anlatıyor.
2008 yılında 20 bin ek yatağın devreye gireceği Antalya’da alt yapı kadar önemli sorun hizmet sektöründe eleman sıkıntısı.
Otelcilik okulları ne kadar çok mezun verse de ihtiyacı karşılamaktan uzak. O zaman çare Kitapcı’nın dediği gibi işverenin bizzat eğitim vermesi.
Kitapcı, Green Palace Oteli’nin bünyesindeki villalarda daha özel bir hizmet verildiğini söylüyor.
Günlüğü 5 bin dolar olan villaları kiralayanlar, havaalanından VIP karşılandıktan sonra kaldıkları sürece 24 saat boyunca özel bir hizmetten yararlanabiliyorlar.
Peki günlüğü 5 bin dolar olan villaların müşterileri kimler?
"Genellikle Ruslar" diyor Kitapcı. Dört ayrı konseptte tasarlanmış olan villaları 1.5 aylığına da kiralayanlar varmış. Bu durumda Rus işadamları hafta sonlarında Moskova ile Antalya arasında mekik dokuyormuş.
Böyle bir hizmet verdikten sonra zengin Rusların Fransız Riviera’sı yerine Antalya’yı seçmelerine şaşmamak gerek.
Üstelik Moskova ya da Saint Petersbourg ile Antalya arası mesafe çok daha kısa.
Antalya dünyanın yükselen yıldızı olacak
SOĞANCIOĞLU ile Kitapcı haklı olarak Antalya’daki gelişmeleri çok yakından izleyen iki isim.
Gelen sayısı, otellerin doluluk oranları hayatlarının ayrılmaz parçası.
Ancak Antalya’nın başka gerçekleri de var.
Benim gibi iki, üç gününü bu şehirde geçiren biri neler yaşıyor? Neler görüyor?
Olumsuz noktaları sayıyorum hemen.
Antalya’nın havası kirli, trafiği berbat ve en önemlisi yapılaşma felaket.
Hele Lara’dan Kundu’ya doğru giderken öylesine korkunç bir yapılaşma var ki insan "Doğanınbu kadar güzel olduğu bir yer nasıl bu kadar çirkinleştirilebilir" diye üzülüyor.
Ne ki, Antalya’nın genç ve başarılı Belediye Başkanı Menderes Türel iyimser.
"Göreceksiniz" diyor "Antalya dünyanın yükselen yıldızı olacak."
Dediği gibi dünyanın en nitelikli tatil köyleri burada.
Ama çirkin yapılaşma?
Türel, "Geçmişten ders alıyoruz. O gördüğünüz yapılaşmanın imar planları yıllar öncesine dayanıyor. Hatalar yapılmış. Yeni planlanan alanlarla 10 yıl sonra bambaşka bir çehresi olacak Antalya’nın" diyor.
Gerçekten gezdiğimiz Kaleiçi’nde hummalı bir altyapı çalışması vardı.
Kirli hava doğalgazla azalacakmış.
Menderes Türel, şehrin geleceğini turizmin yanı sıra ticaret, alışveriş ve tarımda görüyor.