Fransa’daki Türkleri örgütleyin

FRANSA’nın Ankara Büyükelçisi Bernard Garcia ay sonunda ülkesine dönüyor. 5 yıldan beri Türkiye’de olan Garcia, önceki gece İstanbul’daki Fransız Sarayı’ndaki sade veda töreninde ‘Gitmek biraz da ölmektir’ diyor.

Meslek yaşamı boyunca etkilendiği iki ülkeden birinin Türkiye olduğunu söylüyor.

Hayli dokunaklı bir konuşma yapıyor.

Bernard Garcia Fransız Dışişleri Bakanlığı’nda büyük bir olasılıkla Türkiye ile ilgili bir birime atanacak.

İki yıl sonra da emekli oluyor.

Fransız Sarayı’ndaki sohbette laf dönüp dolaşıp doğal olarak Fransa’daki Türkiye tartışmalarına geliyor.

Bu satırların kaleme alındığı dakikalarda Fransız Meclisi de zaten Türkiye’yi tartışıyor.

Meclis toplantısından önce muhalefetteki Sosyalist Partisi, Türkiye’nin AB üyeliğini koşullara bağlayan bir belgeyi oy çoğunluğuyla kabul ediyor.

Türkiye Fransa’nın bir numaralı gündemi.

Bernard Garcia ise süregelen tartışmaların iç politikaya yönelik olduğu görüşünde ve 17 Aralık’ta Türkiye’ye müzakere tarihi verileceğinden emin.

‘Unutmayın Fransa İngiltere’nin üyeliği için referandum yapmıştı. Türkiye yeni üye ülkelerden çok daha büyük ve önemli bir ülke. Fransız halkının görüşüne başvurmak doğal’ diyor.

‘Ancak’ diye ilave ediyor, ‘Türkiye’nın yapacağı çok iş var... Yoğun lobi faaliyetlerine girişmek şart’.

Önümüzdeki hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül’e yapacağı veda ziyaretlerinde bu konuda bazı önerilerde bulunacakmış.

Ne gibi öneriler?

‘Fransa’da Türkiye’yi savunacak etkin bir grup oluşturulmasının tam zamanı. Politikacıların, akademisyenlerin, işadamlarının dahil olacağı bu grup gerektiği yerde Türkiye aleyhtarlarına gerekli cevabı verebilmeli...’

Fransız elçinin bir diğer önerisi de, Fransa’daki Türk göçmenlerin örgütlenerek milletvekillerine baskı yapmaları.

Garcia buna bir örnek veriyor.

Milletvekili bir dostunu ziyaret eden bir grup Türk göçmeni, mecliste Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemediği takdirde partisine oy vermeyeceklerini söylemiş.

‘Bu tür çıkışların Fransa geneline yayılması gerek’ diyor elçi.

Türkiye’den kuşku duyanlara mektup

BERNARD Garcia
’nın önerileri nasıl ve ne zaman hayata geçer bilemem.

Ancak tam bugünlerde piyasa çıkan ‘Türkiye’den Kuşku Duyanlara Mektup’ Türkiye aleyhtarlarına şu anda verilecek en güzel cevap.

Actes Sud Yayınevi’den çıkan 200 sayfalık kitap, Galatasaray Üniversitesi’nden Dr. Cengiz Aktar yönetiminde sekiz Türk aydını tarafından kaleme alınmış.

Türkiye’nin AB üyeliğinin ne gibi avantajları ve dezavantajları olacağını ele alan kitap objektif bir şekilde avantajların baskın olduğunu ortaya koyuyor.

Yazılar, Türkiye hakkında karar verecek politikacıya, onu etkileyecek aydına ve gazeteciye yönelik.

Önsöz, 1987 yılında ‘Avrupa’yı Düşünmek’ kitabının yayınlanmasından bu yana Türkiye’nin üyeliğini destekleyen ünlü sosyolog Edgar Morin ile yapılan bir söyleşi.

Morin söyleşisine ‘Türkiye Avrupalı’dır’ diye başlıyor.

Kitabın yazarları, Cengiz Aktar, Nilüfer Göle, Ali Kazancıgil, Ural Manço, Levent Yılmaz, Handan Soğuk, Asaf Savaş Akat ve Rauf Gönenç.

Uzun yıllardan beri Fransa’da yaşayan karikatürist Selçuk Demirel ise kitaba katkı yapan başka bir isim.

Şili’den alınacak yabancı yatırım dersi

ŞİLİ
Cumhurbaşkanı Ricardo Lagos İstanbul’daydı.

Türkiye’yi ilk kez ziyaret eden bir Şili Cumhurbaşkanı sıfatıyla önceki günkü öğle yemeğinde bizlere ülkesinin ekonomisini anlattı.

Latin Amerika ülkeleri arasında Şili ekonomisi en güçlü olanı.

Dünyada hálá nefretle anılan acımasız diktatör Pinochet, Allende’yi devrip iktidara geldiği 1973 yılından iki yıl sonra açık ekonomiye geçmiş.

Ülke ekonomisini Milton Friedmann’ın öğrencileri ‘Şikago Okulu’ndan Şilili ekonomistlere teslim etmiş.

Son 10 yılda ortalama yüzde 5.3 büyüyen Şili ekonomisinin geldiği noktada Pinochet’in payı büyük.

Cumhurbaşkanı Lagos, ekibin de Yabancı Yatırım Komitesi Başkan Yardımcısı Karen Poniachik’i de getirmiş.

Konuşmasından sonra kürsüye davet ettiği Poniachik, Şili’nin yabancı yatırımcılar için nasıl bir cennet olduğunu anlatıyor.

15 milyonluk ülke 1990 yılından bu yana 55 milyar dolarlık yabancı yatırım çekmiş.

3 bin yabancı şirketin faaliyet gösterdiği Şili’de bürokratik engeller hemen hemen yok gibi. Elbet yabancı yatırımcıyı en fazla cezbeden istikrarlı ekonomi.

Estee Lauder’dan Türk bilim adamı Tan İnce’ye ödül

NEW YORK Times
Gazetesi’nin önceki günkü baskısında sevindirici bir haber vardı.

Ünlü kozmetik firması Estee Lauder’in bünyesindeki Evelyn Lauder Vakfı, dünyada 97 bilim adamına toplam 18 milyon dolarlık ödül vermiş.

Ödülü kazananlar arasında Türk bilim adamı Tan A.İnce de var.

Moleküler biyoloji ve moleküler farmakoloji alanlarında Cornell Üniversitesi’nde doktora yapmış olan Tan İnce halen Harvard Tıp Fakültesi’nde öğretim görevlisi ve Harvard Hastanesi’nde pataloji uzmanı.

Ayrıca MIT (Massachusettes İnstitute of Technology) Whitehead Kanser Araştırmaları Enstitüsü’nde araştırmacı.

Daha önce 750 bin dolarlık bir araştırma bursu kazanan İnce, bu parayı Harvard Hastanesi’nde araştırmalar için kullanmış.

Evelyn Lauder Vakfı ise daha çok meme kanserine odaklı.

Küçük bir not daha.

Hem doktor, hem bilim adamı Tan A. İnce, gazetemizin yazarlarından şair Özdemir İnce ile edebiyatçı/çevirmen Ülker İnce’nin oğlu.
Yazarın Tüm Yazıları