Los Angeles’ta 5 ile 405 otoyollarında hemen hemen her gece tekrarlanan bir sahne var.
Sırtına bir işçi tulumunu geçirmiş olan 40 yaşlarında bir adam gecenin karanlığında süzülüp elindeki dev pankartları otoyolların kenarlarına, üst geçitlere asıyor.
Pankartlarda neler yazıldığını merak mı ettiniz?
İşte birkaç örnek.
‘Bush yalancı’ ‘Clinton’ın yalanı kimseyi öldürmemişti’ ‘Kazandırdığınız para için teşekkürler, ölen çocuklarınız için üzgünüz. İmza: Halliburton’.
Pankartların bazıları da resimli.
Başına siyah kukuleta geçirilmiş Iraklı tutsağın altında şöyle yazıyor: ‘Bu işte biz yokuz’.
Her gün 5 ile 405 otoyollarından geçen milyonlarca Kaliforniyalı’nın gözlerine bu pankartları sokan Amerikalı’nın hikayesini geçenlerde Le Monde Gazetesi’nde okudum.
Hayatının bir döneminde gazetecilik ve öğretmenlik yapmış.
Küçük bir mirasa kavuşunca kendini emekliye ayırıp bir garajda bu pankartları hazırlamaya başlamış.
Scarlet Pimpernel diye sahte bir isim kullanıyor.
‘Medya hükümetin ve iş çevrelerinin elinde olduğuna göre ben de medyanın en eski yöntemlerine başvurdum’ diyor.
İddiasına göre, şimdiye kadar iki binden fazla pankart asmış.
Otoyolu denetleyenler pankartları söküyor.
O ‘gerilla taktikleriyle’ yılmadan yenilerini asıyor.
Aylarca tek başına savaşını sürdürdükten sonra günün birinde Los Angeles’lı biri pankartların resimlerini çekip, internet üzerinden yayınlamaya başlıyor.
Scarlet internette o kadar ünleniyor ki ‘freewayblogger.com’ diye kendi sitesini kuruyor.
Siteye ben de girdim.
Scarlet, topu topu 35 dolara mal ettiği pankartlarının dört milyon Kaliforniyalı tarafından görüldüğü iddiasında.
Los Angeles şehir merkezinin de ‘afişci-gerilları’ var.
Profesyonel sanatçıların, karikatüristlerin oluşturdukları PostGen grubunun 300 kişilik gönüllü ordusu, polisle adeta saklambaç oynayarak, Bush’u yerin yedi kat dibine sokan karikatürleri boş buldukları her yere yapıştırıyor.
PostGen ta New York’a kadar uzanmış.
Anlayacağınız, ‘Bush’u kasım ayında seçtirmeyeceğim’ diye yemin etmiş olan Amerikalı yönetmen Michael Moore o kadar yalnız değil.
ABD’deki Bush karşıtlarının ve eylemlerinin sayısı giderek artıyor.
‘Afişçi-gerillalar’ ve önümüzdeki cuma günü ABD’de 650 sinema salonunda gösterilmeye başlanacak olan Moore’un ödüllü filmi Fahrenheit 9-11’ın yanı sıra bol sayıda Bush aleyhtarı kitap da piyasada...
Beyaz Saray’ın eski anti terör koordinatörü Richard Clarke, ‘Tüm Düşmanlara Karşı’ kitabında Bush’un terörizmle savaşta inanılmaz hatalar yaptığını iddia ediyor.
Justin Frank adındaki psikiyatr ise ‘Bush Divanda’ diye bir kitap yazmış.
‘Eski bir alkolik’ olarak tahlil ettiği ABD Başkanı’na koyduğu teşhis şöyle: Sadist, paranoyak, megaloman.
Frank’a göre, Bush ruhen o kadar hasta ki, kendisi, ABD ve Tanrı arasında bir ayırım yapamıyor.
Bu arada unutmuş olduğum bir isim daha: Talk şovcu Al Franken.
O da Demokrat Parti’ye yakın zengin işadamlarının kurdukları Air America Radyosu’nda Bush’un ipliğini pazara çıkarıyor.
Ne dersiniz Demokrat aday Kerry, sahneyi sanki afişci-gerillalar, yönetmenler, talk şovcular ve psikiyatr-yazarlara terk etmiş gibi.