AFGANİSTAN'a dikkati çeken eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright.
İstanbul'daki konferansında ‘‘Köktendinci terörün yuvası olan Afganistan'a ağırlık vereceğimiz yerde Irak'a gittik’’ diyor.
11 Eylül'den sonra dünyanın gündemine oturan Afganistan'ı bugün hatırlayan kim? Ya iktidardan kovulan Talibanlar? Afganistan'da tekrar güçlenmeleri, mevzi kazanmaları kimi ilgilendiriyor?
Ya burkalarından kurtulmaları için batıda imza kampanyaları açılan Afganlı kadınlar?
Afganistan, Kosova ve Irak'ta çalışmış olan Norveçli kadın gazeteci Anse Seierstad bir yıl önce ‘‘Kabil'in Kitapçısı’’ diye bir kitap yazıyor.
Kitap 220 bin basarak Norveç'te rekor kırıyor.
Kitap, İngilizce konuşan, liberal bir dünya görüşüne sahip Afganlı bir kitapçı ve ailesinin yaşamından kesitler sunarak Afganistan toplumuna ışık tutma amacında.
Norveçli gazeteci, geçtiğimiz ilkbaharda dört ay boyunca Şah Muhammed Reis adındaki kitapçının evine gidip gelmiş, kitapçının annesi, iki karısı ve kız kardeşleriyle uzun uzadıya dertleşmiş.
Burka giyip onlarla çarşıya pazara çıkmış, hamama gitmiş.
Gördüğü, tanık olduğu her şeyi yazmış kitabına... En çok da erkeklerin kadınları nasıl aşağıladıklarını vurgulamış.
‘‘Afgan toplumunda erkeğin üstünlüğü o kadar kemikleşmiş bir olgu ki, kimsenin aklına bunu sorgulamak bile gelmiyor. Tam bir kültür şokuna uğradım.’’
Gazeteci Asne Seierstad'a ikinci şok Kabilli kitapçıdan geliyor.
Kitabın İngilizce baskısı piyasaya çıkar çıkmaz Şah Muhammed Reis ortaya çıkıyor.
Kitapta yazılanların yalan olduğunu, yazarın izin almadan aile fertlerinin en mahrem yanlarını anlattığını iddia ediyor.
Şah Muhammed Reis iki karılı.
Kız yeğenlerinden biri namus cinayetine kurban gitmiş.
Kendi anne ve babası, oğullarının eğitimini karşılamak amacıyla gencecik kızlarını yüklü bir başlık parası karşılığında evlendirmişler.
Elbet bunlar yazılınca kıyamet kopmuş...
Peki ‘‘gel Afgan toplumunu yaz’’ diye Norveçli gazeteciyi evine davet eden Şah Muhammed Reis, Asne Seierstad'ın gördüklerini yazacaklarını hiç hesaplamamış mı?
Anlaşılan hesaplamamış zira Norveçli genç kadını rahatsız eden şeyler onun pek doğal karşıladığı şeyler.
Reis, şimdi hem Norveçli gazeteciye, hem yayıncısına dava açmak üzere Oslo'da.
Avukat tutmuş ve yüklü bir tazminat istiyor.
İşin bir başka boyutu da Reis'in Oslo'ya gelmesi üzerine kitabın bugünlerde Norveç'te tartışılıyor olması. Kimilerine göre, gelişmiş bir ülke gazetecisinin, bir üçüncü dünya ülkesinin kültürel geleneklerini sorgulayıp, fikir yürütmesi ‘‘siyaseten ahlaki’’ değil.
Asne Seierstad ise diyor ki ‘‘Bazı özgürlükler, insan yaşamının bazı boyutları evrenseldir.’’