Kaliforniya’daki Silikon Vadisi’nin bir benzerine ne yazık ki yıllardır kavuşamadık.
Hep lafta kaldı.
Silikon Vadisi sözcüklerinin herkese hayal kurdurma gibi bir gücü var.
Sadece İstanbul değil, geçtiğimiz 10 yıl boyunca dünyada hangi bölgenin ya da hangi şehrin yeni “Silikon Vadisi” olacağı sürekli tartışıldı.
Dünya Ekonomik Forumu yayınları arasında çıkan yeni bir rapor diyor ki “ Önümüzdeki dönemlerde yeni bir Silikon Vadisi olmayacak, küresel ekonomiyi yeniden şekillendirecek startup şehirler olacak”.
Rapor, her yıl 1 milyon şirketin verilerini bir araya getirerek dünyanın önde gelen 150 startup ekosistemini mercek altına alan Startup Genome tarafından hazırlanmış.
Söz konusu “2019 Küresel Startup Ekosistem Raporu” Startup Genome’un kurucusu Marc Penzel tarafından kaleme alınmış.
Penzel’e göre, önümüzdeki dönemlerde yeni bir Silikon Vadisi yerine startup ekosistemleri öne çıkan 30’a yakın “startup şehir” olacak.
1991 yılında kurulmuş olan Çevko, atıkların toplanmasında yerel yönetimler ve sanayi ile işbirliği yapıyor.
Bin 900 kadar sanayi kuruluşu Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği kapsamında yasal yükümlülüğünü Çevko’ya devretmiş durumda.
Vakıf 2017 yılında, plastik dahil geri kazanım çalışmalarıyla ekonomiye 2.6 milyar lira kazandırmıştı.
Mete İmer’in verdiği bilgiye göre bu miktar 2018 yılında 3.6 milyar liraya ulaşmış.
Vakfın 2018 Çevresel Fayda Raporu’ndaki veriler şöyle:
- 1 milyon ailenin yıllık elektrik tüketimine eş değer elektrik tasarrufu sağlanmış.
- 17 bin uçağın dünyanın çevresini dönmesi durumunda ortaya çıkacak emisyona denk 331 bin ton sera gazı salımı engellenmiş.
- 4 milyon 850 bin ağaç kesilmekten kurtulmuş.
Von der Leyen Komisyon Başkanlığı’na seçilmeden birkaç saat önce yaptığı konuşmada, iklim değişikliğinin ve çevrenin Avrupa gündeminin en önemli konusu olacağını söylüyor.
Avrupa’nın 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 40 azaltma hedefinde çıtayı yükseltiyor.
2030 yılında 1990 yılına göre yüzde 50’lik bir düşüş hedefleneceğini vurguluyor.
Avrupa Birliği’nin, önümüzdeki uluslararası iklim müzakerelerinde liderliği ele alacağını ve zengin ülkeleri 2021’ye kadar hedef büyütmeleri için teşvik edeceğini belirtiyor.
Görevdeki ilk 100 gününde “Avrupa için Yeşil Mutabakat” ilan edeceğini açıklıyor.
Söz konusu “Yeşil Mutabakat”ta, Avrupa’nın 2050 yılına kadar dünyadaki ilk “karbon nötr kıtası” olmasını hedefleyen bir yasanın olacağını söylüyor.
“Avrupa’nın yeryüzündeki ilk karbon nötr kıtası olmasını istiyorum” diyor.
Geçtiğimiz günlerde, aralarında George Soros, Facebook’un kurucularında Chris Hughes, Hyatt otel zincirlerinin de sahibi olan Pritzker ailesi, Disney’in kurucusu Walt Disney’in yeğeni yönetmen Abigail Disney gibi isimlerin bulunduğu yirmiye yakın Amerikalı milyarder ilginç bir mektup kaleme almış.
ABD’nin 2020 başkan adaylarına hitaben yazılan mektupta, gelir uçurumuyla, iklim değişikliği ve sağlık sorunlarıyla mücadele için “varlık vergisi” çağrısında bulunuluyor.
“Servetlerimize ek vergi uygulanması ABD’nin ahlaki, etik ve ekonomik sorumluluğudur. Varlık vergisi Cumhuriyetin çıkarınadır” deniyor.
Varlık vergisiyle temiz enerji, çocuk bakımı, öğrenci kredisi, alt yapının iyileştirilmesi, düşük gelirli ailelerin vergi yükünün azaltılmasına yarayacağı vurgulanıyor.
Milyarderlere varlık vergisinin 10 yıl zarfında 3 trilyon dolarlık bir gelir getireceği de hesaplanmış.
Amerikalı milyarderlerin söz konusu mektubu başkanlık yarışının Demokrat adayları tarafından memnuniyetle karşılandığı belirtiliyor.
Vermont Senatörü, Demokrat başkan adayı Bernie Sander zenginlere ek vergiyi öteden beri savunuyor.
Pek çoğu medyaya yansımıyor bile.
Zaten Mizutori de afetlerin uluslararası arenada ilgi çekmediğini özellikle vurgulamış.
İklim değişikliğinin bir başka boyutu sıcak dalgalarının sağlığa etkisi.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin’in kaleme aldığı ve bir süre önce açıkladığı rapor sağlık meselesine parmak basıyor.
Raporun başlığı şöyle:
“Sıcak Dalgaları: İklim Değişikliğiyle Artan Tehdit ve Sağlık Eylem Planları”.
Küresel iklim değişikliğiyle sıcak dalgalarının sıklığının ve şiddetinin giderek artacağına dikkat çeken Şahin, bunun insan sağlığına büyük bir tehdit oluşturduğunu hatırlatıyor.
Ne ki, Türkiye bu tehdide karşı önlem almakta daha çok yolun başında.
Projenin Suriye krizinin yükü altında kalan belediyelere sağladığı desteğin Hatay ayağını yerinde görmüştük.
UNDP’nin katı atık ve atık su yönetimi gibi projelerinin Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapan Hatay, Kilis, Urfa, Gaziantep belediyelerine katkısı büyük.
Çünkü, UNDP Mukim Temsilci Yardımcısı Sukhrob Khojimatov’un söylediği gibi, nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si kadar mülteciye ev sahipliği yapan illerdeki belediyelerin artan hizmet talebini karşılamak için yıllık ek 215 milyon dolara ihtiyaçları var.
Anlayacağınız açık büyük.
Sukhrob Khojimatov
Öte yandan, Hatay’da UNDP’nin deneyimli ekibiyle geçirdiğimiz iki gün boyunca Suriye krizini, mültecilerin durumlarına enine boyuna tartışma fırsatını bulduk.
Notlarım arasından iki şey öne çıkıyor.
İlk kez güzel şehrin lezzetleri, müzeleri, kafelerle dolu daracık sokakları ve bakım isteyen güzel binaları ikinci planda kalıyor ve meslektaşlarla Yayladağ, Hassa gibi ilçelerin dağlarında bayırlarında şantiye alanlarını geziyoruz.
UNDP Türkiye’nin AB fonuyla hayata geçirdiği “Suriye Krizine Yanıt Olarak Türkiye’nin Dayanıklılık Projesi” (TDP) nin Hatay ayağında neler yapıldığını yerinde inceleme fırsatını buluyoruz.
Projenin hangi ihtiyaçları karşıladığını öğreniyoruz.
İki gün boyunca kavurucu bir sıcakta yaptığımız alan ziyaretlerinde Ankara ve İstanbul’dan gelen UNDP ekibi bizimle birlikte.
UNDP Türkiye ekibi Yayladağı’ndaki inşaat alanında. Soldan sağa Faik Uyanık, Ceren Koçoğlu, Sertaç Turhal, Burçe Dündar ve Sukhrob Khojimatov
UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Sukhrob Khojimatov, UNDP Türkiye İletişim Koordinatörü Faik Uyanık, UNDP’nin Suriye krizinden sorumlu yöneticisi Burçe Dündar, TDP kapsamında Belediyelerin Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Projesi Direktörü Sertaç Turhal, TDP proje sorumlusu Ceren Koçoğlu, Suriye krizi iletişim sorumlusu Ruşen İnce.
2020 Olimpiyat Oyunları.
Japonya bu sınavı teknolojide büyük bir atılım için fırsat olarak görüyor.
1990’larda teknoloji ve inovasyonda lider durumunda olan Japonya, son dönemlerde Çin ve Silikon Vadisi’nin ve hatta Günay Kore’nin rekabeti karşısında zorlanıyordu.
Şimdi Olimpiyat Oyunları nedeniyle arayı kapatmayı planlıyor.
Tokyo, 2015 ile 2017 yılları arasında aldığı patent sayısında dünyadaki tüm şehirlerin önüne geçmiş durumda.
Tokyo Büyükşehir Hükümeti, 2017-2020 yılları arasında, başkentin bazı bölgelerini geliştirmek ve özel teknolojiler uygulamak için 51.4 milyar dolar harcayacak.
Olimpiyat Oyunları için özel geliştirilen teknolojiler arasında neler var?
Tokyo merkezli