Dün gece WWF-Türkiye öncülüğünde, 20.30 ile 21.30 saatleri arasında gerçekleşen etkinlik kapsamında İstanbul’da, Ayasofya, Boğaziçi üzerindeki köprüler, Rumeli Hisarı, Edirne’de Selimiye Camii, Efes antik kenti ışıklarını söndürdü.
Etkinliğe İTÜ, Koç Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, ODTÜ, Yaşar Üniversitesi gibi kurumlar da katıldı.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli “Yakın geçmişe kadar iklim değişikliği insanlara uzak ve soyut bir kavram gibi geliyordu. Ancak ne yazık ki bugün dünyanın öncelikli gündem maddeleri arasında” derken çok haklı.
Kendi adıma konuşayım.
İklim değişikliğiyle ilgili bir haber okumadığım, bir etkinliğe katılmadığım tek gün yok.
Geçenlerde, İstanbul’da dünyanın en büyük kurumsal çevre raporlama platformu olan CDP’nin “Türkiye İklim Değişikliği” konferansındaydım,
Merkezi Londra’da olan CDP 2003 yılından beri şirketlerin sera gazı emisyonlarıyla ilgili çalışmalar yapıyor.
Halka açık şirketlerin doğal kaynakları nasıl kullandıklarını, iklim değişikliğiyle ilgili nasıl sorumluluklar aldıklarını raporluyor.
Bu da yüzde 2.66’lık bir orana denk geliyor.
Oysa 2014 yılı seçimlerinde bu oran yüzde 2.87 idi.
Ka-Der’in paylaştığı veriye göre dünyadaki kadın belediye başkanı oranı yüzde 20.9.
Bunların arasında, Paris (Anne Hidelgo) Mexico City (Claudia Sheinbaum) Barselona (Ada Colau) Tokyo (Yuriko Koike) Oslo (Marianne Borgen) gibi önemli şehirler yöneten kadınlar var.
Dünyanın en önemli, en kalabalık şehirlerinden söz ediyoruz.
Türkiye’ye dönersek, elimizde resmi olmayan sonuçlara göre yerel seçimlerde 81 ilin sadece dördünde kadın belediye başkanı seçildi:
Gaziantep’te Fatma Şahin (AKP), Aydın’da Özlem Çercioğlu (CHP), Van’da Bedia Özgökçe Ertan (HDP) ve Siirt’te Berivan Helen Işık (HDP).
Bir hatırlatma yapmak gerekirse, Belediye Başkan adaylarının 385’i kadın, 2504’ü erkek idi.
Merkez, Kaleiçi’nde özenle restore edilmiş üç eski evde.
Hemen karşısında ise İnan Kıraç’ın 50. doğum gününde Suna Kıraç’a hediye ettiği eski kiliseden dönüştürülmüş küçük bir müze var.
AKMED, sempozyumun diğer ortakları ANAMED (Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi) ve GABAM (Stavros Niarchos Geç Antik Çağ ve Bizans Araştırmaları Merkezi) gibi Koç Üniversitesi’nin çatısı altında.
Koç Vakfı’nın 50. yılı kapsamındaki “Birinci Uluslararası Suna-İnan Kıraç Akdeniz Uygarlıkları Sempozyumu” açılış konuşmasını vakıf Genel Müdürü Erdal Yıldırım yapıyor.
Yıldırım’ın kaleme aldığı, Türkiye’de hayırseverliği mercek altına alan “Az mı gittik, uz mu gittik? Yeni Vakıfların 50 yıllık hikâyesi” kitabı kısa süre önce yayınlanmıştı.
AKMED’deki üç günlük sempozyum ise tam 2300 yıllık bir dönemi kapsıyor.
Helenistik ve Roma imparatorluğu döneminden Bizans, Selçuklu ve Osmanlı toplumlarında hayırseverlik anlayışını, bununla ilgili kurumları ele alıyor.
Elimin altındaki iki ayrı kamuoyu araştırması, halkın ortalama yüzde 75’inin iklim değişikliği nedeniyle endişeli olduğunu ortaya koymuş.
Yani farkındalık giderek artıyor.
Araştırmaların birinin tam adı “İklim Değişikliği Alanında Ortak Çabaların Desteklenmesi Projesi”.
Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından finanse edilmiş.
www.iklimin.org adresinden tamamına erişebileceğiniz araştırmanın önemli bulguları şöyle:
- İklim değişikliği nedeniyle sık sık endişeleniyorum ve her zaman endişeliyim diyenlerin oranı yüzde 77.
- Araştırmaya katılanların yüzde 66.77’sine göre, iklim değişikliğinden Türkiye’de yaşayan insanlar hali hazırda etkileniyor.
- İklim değişikliğinin sonuçları daha çok tarımsal üretimde çıkan sorunlarla ilişkilendiriliyor.
Önceki gece İstanbul’daki Fransız Sarayı’nda, Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Charles Fries ve Başkonsolos Bertrand Buchwalter’ın ev sahipliğinde “Fransız Lezzetleri” etkinliğindeydik.
Küçük bir parantez.
Yukarıda iş insanı derken özellikle T-ONE Derneğini Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan’ı ima etmek istedim.
Çünkü Fransız Sarayı’ndaki etkinlikte sohbet ettiğimiz
Türkiye’nin Unesco nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Altay Cengizer’in ev sahipliğinde gerçekleşen konferansta, antik Troya şehrinin yanı başındaki Tevfikiye Köyü’nün OPET’in desteğiyle nasıl model bir arkeo-köye dönüştüğünü dinledik.
Tevfikiye köyünü geçtiğimiz ayında OPET Yönetim Kurulu üyesi Nurten Öztürk ile gezmiştik.
Köyü anlattığım yazının linkini aşağıda bırakıyorum.
Bazı evlerinde antik Troya taşlarının kullanıldığı köyün nasıl bir dönüşümden geçtiğini, nasıl “sürdürülebilir kalkınma”ya örnek bir köye dönüştüğünü gözlerimizle görmüştük.
Aslında Nurten Öztürk’ün yıllardan beri hayata geçirdiği tüm projeler “sürdürülebilir kalkınma” projeleri.
18 yıl önce başlattığı “Temiz Tuvalet” de öyle, Gelibolu Yarımadası’ndaki “Tarihe Saygı Projesi” de.
Unesco’daki etkinliğe dönersek, Büyükelçi Cengizer’in önemle altını çizdiği gibi Unesco BM sistemi içinde en kalabalık ve en entelektüel kurum.
Yıllar önce Türk Mutfağı’nın tanıtımıyla ilgili inatla yazmaya başladığımda ortalıkta “Sosyal Gastronomi”, “Gastro Diplomasi” gibi akımlar yoktu.
Mutfakta çalışanlara iyi ve adil koşullar sunulmasını talep eden “Adil Mutfak Hareketi” ni de doğrusu duymamıştım.
Global Gastro Ekonomi Zirvesi’nde bu trendlerin dünyada ve Türkiye’de önde gelen temsilcilerine kulak verme fırsatını bulurken, gastronomi dünyasının rakamları da karşımıza çıktı.
Gastronominin turist çeken ülkelere neler kazandırdığını Türk Mutfağı gibi bir hazineye sahip bizler içimiz sızlayarak bir kere daha dinledik.
Trendlerden başlayalım dilersiniz.
Sosyal Gastronomi, dezavantajlı kesimlerin mutfak eğitim sayesinde yaşamlarını değiştirmelerini sağlayan bir hareket.
David Hertz ve Ebru Baybara Demir
HERTZ VE AYŞE TÜKRÜKÇÜ
Kadın çalışanları kolladığı gibi kadın istihdamını artırmaya yönelik kredi veren bir bankanın başındaki Suat İnce bir kız babası.
İki kız babası Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder ise kadın çalışanlara “pozitif ayrımcılık” yapan bir başka isim.
Pozitif ayrımcılık yaptığı gibi ağırlıklı olarak erkeklerin çalıştığı iklimlendirme sektöründe kadınların önünü açmak için çeşitli projeler yapıyor.
8 Mart haftası buluştuğumuzda neler yaptığını etraflıca anlatıyor.
“Daikin Türkiye bünyesinde çalışan kadınların sayısı son 5 yılda 3 katına çıktı. Fabrika üretim tesislerinde çalışan mavi yakalıların yüzde 35’i kadın” diyor.
“Bu oranı yüzde 50’ye taşımayı hedefliyoruz ki bu mümkün zira kadın teknisyenlerimiz çok başarılı” diye ekliyor.
Sözü, 145 ülkede faaliyet gösteren