88 yaşında hayata sıfırdan başlamak

DOKUZ günlük tatilde, yaralarını sisle tedavi etmeye çalışan İstanbul ile başbaşaydık.

O yaralı, biz hüzünlü.

Ne olup bittiğini anlamak, kendinle hesaplaşmak, hayatı sorgulamak için tam dokuz gün.

En büyük kaçış belki de okumak.

İstanbul'un dışından sesleri dinlemek, bizimkilerden başka hayatlara dalmak.

Paylaşmak istediğim, Le Monde'dan okuduğum Fransız grafiker, ressam Andre François'nın hikáyesi.

Andre François, 1915 doğumlu, yani 88 yaşında.

Budapeşte'de Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun olduktan sonra 1934 yılında elinde bir bavulla Paris'e geliyor.

Dergiler için çizmeye başladığı yıl 1939.

İngiliz karısı ve iki çocuğuyla zor geçen savaş yıllarını, Fransız sanatçılarla sıkı işbirliği içersine girdiği yıllar izler.

Aragon, Jacques Prevert ile ortak kitap çalışmaları, bizzat kaleme aldığı ve resimlerini çizdiği çocuk kitapları derken sıra afişlere gelir.

1960'lı yıllarda Citroen için çizdiği afişle Andre François ününün doruğundadır.

İngiliz Punch, Atlantik'in diğer yakasındaki The New Yorker dergileri de François'ya kapılarını açarlar.

Her ne kadar reklam ve medya dünyası rahat yaşamasını sağlasa da da Andre François'nın aklı resim ve heykeldedir.

İşte bu yüzden 1960'lı yılların sonlarından itibaren bunlara da ağırlık vermeye başlar.

Mimar oğlu tarafından inşa edilmiş, büyük bir bahçenin içersindeki atölyesinde resimler ve heykeller birikir.

Medyadan iyi kazandığı için eserlerini galerilerde sergilemek gibi bir kaygısı da yoktur.

Sanatçı kimliğini kanıtladığı bir alan vardır nasılsa.

Andre François pek cimridir. Ürettiklerinden ayrılmayı hiç sevmez.

Fransız ve yabancı müzelerden gelen teklifleri her seferinde geri çevirir.

Görenlere göre, atölyesi ‘‘Ali Baba'nın Mağarası’’nı andırır.

Resimler, heykeller, afişler her şey burada yığılıdır.

Ve bundan tam bir yıl önce, yani 2002 yılı aralık ayında, sanatçının atölyesinde büyük bir yangın çıkar.

Andre François'nın kırk yıllık emeği bir anda yok olur.

Resimleri, plastik ve tahta heykelleri her şey kül olur.

Eski bir dostuna bakarsanız, sanatçı yangından sonra tam iki ay bir hayalet gibi etrafta dolaşmış. İki ay sonra ‘‘hayat devam ediyor’’ diyerek kolları sıvamış ve sıfırdan tekrar üretmeye başlamış.

Bugünlerde yolunuz Paris'e düşerse eğer, 88 yaşındaki Andre François'nın Forney Kütüphanesi'nde sergilenen afişlerini görebilirsiniz.

Ömrü, yangında yok olan eserlerini yerine koymaya yetecek mi bilmem.

Bildiğim bir şey var: O da Andre François'nın hikáyesinin hayatı bir anda anlamsız bulanlara iyi bir cevap olduğu.

Bir de ‘‘bu yaşta artık ne olur’’ diyenlere.

Bu yazıyı seramik yapmanın ve çocuk kitaplarını resmetmenin hayallerini kuran 70'lerindeki anneme ithaf ediyorum.
Yazarın Tüm Yazıları