1.5 milyar dolar satıyor, DTÖ’ye karşı çıkıyor

ULUSLARARASI Af Örgütü’nün Türkiye’de kadınlara karşı şiddetle ilgili raporunu, 50 ülkede 2000 bine yakın kozmetik dükkanı olan Body Shop’un kurucusu Anita Roddick’in İstanbul ziyareti sırasında açıklaması elbet tesadüf değil.

Anita Roddick yıllardır insan hakları için mücadele ediyor ve Uluslararası Af Örgütü’ne 1.5 milyon dolar bağışta bulunmuş.

Af Örgütü’yle sıkı bir işbirliği içersinde.

Bu yüzden de örgütün Türkiye sorumlusu Christina Curry’nin, Body Shop’un ‘Aile İçi Şiddete Sessiz Kalma’ kampanyası için gelen Roddick’e bir jest yapması doğal.

Raporda yer alanları zaten biliyoruz.

Türkiye’de kızlar okula gönderilmiyor, küçük yaşta ve rızası olmadan evlendiriliyor, kocası tarafından dövülüyor, töre cinayetine kurban gidiyor.

Listeyi uzatmak kolaylıkla mümkün ama konumuz Af Örgütü’nün raporu değil.

Esas değinmek istediğim yılda yaklaşık 1.5 milyar dolarlık bir satış gerçekleştiren Body Shop’u bundan 28 yıl önce kuran Anita Roddick.

Halen Body Shop Yönetim Kurulu eş başkanı. Önceki akşam hava durumu elverseydi Anita Roddick ile Boğaz turu yapacaktık.

Olmadı.

Çırağan Sarayı’nın terasında ayaküstü sohbetle yetindik.

Dünyanın neresine giderseniz gidin, koyu yeşile boyalı dükkanlarla anında tespit edebileceğiniz Body Shop’un ürünlerini severim.

Ünlü kozmetik ürünlerinden daha ucuz olmalarının yanısıra, hayvanlar üzerinde denenmemeleri, pratik ambalajları, ekolojik özellikleri beni pek cezbeder.

Doğal ürünlerle kendi imal ettiği kozmetik ürünleri satmak için Brighton’da küçük bir dükkan açarak iş hayatına atılan ve Body Shop’u bir dünya markası haline getiren Anita Roddick’i öteden beri merak ederdim.

Ettiğim kadar varmış.

Ufak tefek, güleryüzlü, makyajsız, 62 yaşındaki bu kadın 28 yılda edindiği inanılmaz servetine karşın bir savaşçı.

Adaletsizliğe, kapitalist düzenin aksaklıklarına, sansüre, işçi sömürüsüne, çevrenin tahrip edilmesine ve daha bilmem kaç şeye karşı savaş açmış.

Yukarıda değindiğim gibi, Uluslararası Af Örgütü’ne 1.5 milyon dolar, Greenpeace’e da aynı miktarda bağışta bulunmuş.

Başını çektiği kampanyaların haddi hesabı yok.

Anita Roddick, Bush’a, ‘bir daha seçilemez’ dediği başbakanı Tony Blair’e ve en önemlisi Dünya Ticaret Örgütü’ne karşı.

1999 yılında bir konuşma yapmak için Dünya Ticaret Örgütü’nün Seattle’daki toplantısına gitmiş.

‘Utanç vericiydi. Çokuluslu şirketler ve politikacıların sadece kárlılık üzerinde yoğunlaşmaları beni sarsttı’ diyor.

Roddick, Dünya Ticaret Örgütü’nun serbest ticaret gündemine karşı bayrak açmış.

Orta Amerika’dan Bangladeş’e ucuz işçi çalıştıran atölyelerde insan hakları ihlallerini inceliyormuş.

Bazı insanlar vardır, hayalleri peşinde koşarlar.

Hayalleri gerçekleşir.

Bu kez dünyayı değiştirmeye çalışırlar.

Tanıdığım Anita Roddick işte bu insanlardan.

Türk şirketleri bu kampanyalarda neden yok

TÜRKİYE
’de ‘Aile içi Şiddete sessiz kalma’ kampanyasını başlatan Anita Roddick’in bu kampanyadaki partneri ‘Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Vakfı’ adında bir örgüt.

1993 yılında kurulmuş.

Kadınların özgür bireyler ve eşit yurttaşlar olarak aktif yaşama katılmalarını destekliyor.

Örgüt TCK reformu kapsamında kadın ayrımcılığı, töre cinayetleriyle ilgili yoğun çalışmalarda bulunuyor.

Kadına kendi haklarını öğreten eğitim programları düzenliyor.

Anita Roddick’in bu örgüte ilgi duymasının iki nedeni var.

Birincisi bu örgütün direkt kadın haklarıyla ilgilenmesi.

İkincisi de, örgüt tarafından desteklenen kadınların el emeği ürünleri.

Mor Kağıt çatısı altında bir araya gelen kadınlar Okmeydanı’ndaki bir atölyede geriye kazanılmış kağıtlardan defterler üretiyorlar.

Bu ürünler Body Shop dükkanlarında satılacak.

‘Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Vakfı’
ndan bazı arkadaşlarımla konuşuyorum.

Body Shop’un işbirliğinden gayet memnunlar elbet.

Biraz buruklar.

Zira bugüne kadar hiçbir Türk firması, aile içi şiddet, töre cinayetine karşı kampanyalar için sponsorluğa yanaşmamış.

Töre cinayetine karşı bir kampanyanın sponsorluğunu bir Türk şirketinin üstlendiği gün de Türkiye’de gerçekten köklü bir değişim olacak.

KAGİDER’in kadın fonu

Anita Roddick belli bir servete kavuşmuş, köşesine çekilip torunlarıyla vakit geçirecek yerde dünyadaki haksızlıklarla mücadele ediyor.

Mücadele gücü nereden kaynaklanıyor?

Kişiliğinden ve elbet servetinden.

Anita Roddick ile karşılaştırdığımda Türk kadın girişimciler daha yolun çok başındalar.

Güçlenecekler ki, hemcinslerine yardım eli uzatmaya başlasınlar.

Aslında başladılar bile...

Kadın Girişimciler Derneği KAGİDER geçtiğimiz günlerde bir Kadın Fonu oluşturdu.

Fondan, kadınları politikada, iş hayatında güçlendirmeye yönelik her türlü proje yararlanabilecek.

Söz KAGİDER’den açılmışken, kısa sürede çok iş yapmayı başarmış olan bu örgüt 5-7 Haziran tarihlerinde, OECD toplantısı bünyesinde kadın girişimciği uzmanlarına da ev sahipliği yapıyor.
Yazarın Tüm Yazıları