Hayat kadınların etrafında dönüyor. Kadın çok önemli çok... Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, bu hafta resmen kadınların haftasıydı! Ekonomi arenasında bir kadın, magazin basınında bir yanda aşık bir yanda mağdur bir kadın ve futbol camiasında bir kadın...
Ekonomide bu haftanın kadını! Bu haftanın en önemli kadın haberi Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanlığı’na getirilen ve ilk kadın başkan olarak tarihe geçen Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde! Evet, 11 kez erkekler tarafından yönetilen IMF’in yeni yöneticisi bir kadın. Üstelik dünyanın parasını yönetecek bu kadının ekonomi eğitimi yok! Babası İngilizce profesörü, annesi öğretmen olan Lagarde, aslında Hukuk mezunu! Hukuk Fakültesi’nden sonra siyaset biliminde master yapıyor. Siyasete girişi 2000’li yıllar. 2005’te önce Ticaret Bakanı oluyor. 2007’de birkaç aylığına Tarım Bakanlığı’nı yürüttükten sonra da Maliye Bakanı olarak göreve geliyor ve hiçbir ekonomi eğitimi olmamasına rağmen birkaç kez Avrupa’nın en iyi Maliye Bakanı seçiliyor. Tüm bunların yanında o bir anne. İki erkek çocuğu sahibi oluyor, işi kadar oğullar ile de ilgileniyor! Azim, hırs, erkeklerin arasından sıyrılıp 70 yıllık IMF tarihinde ilk kez kadın olarak başkanlık koltuğuna oturmak. Ekonomik anlamda, ilk defa da olsa, kadının fendi erkeği yendi mi dersiniz? Magazinde bu haftanın kadın(lar)ı! Perşembe sabahı çok yakın arkadaşlarımdan biri aradı, “Gamze duydun mu, Ayşe ve Ali evleniyorlarmış!” Ben sabahın erken saatinde gelen telefonla, “Hangi Ayşe, Ali kim?” gibi sorular sorarken, Ali Taran ve Ayşe Özyılmazel’in yıldırım aşkı ve takibinde yıldırım nikahının haberini böylece almış oldum! Ayşe deli bir kız. Yazılar yazar, şarkılar söyler, belli aralıklarla aşklarından söz ettirir ama magazinde bu kadar bomba etkisi yaratacak bir ilişkiye yelken açacağını tahmin etmiyordum doğrusu. Babası Neco’nun kendinden çok genç bir kadına aşık olması ve ardından evlenmesi üzerine kendi köşesinden veryansın eden bu deli kızımız, benzer bir aşkın kahramanı olunca magazin de çalkalandı tabii... Aşka saygım büyük ama evlilik daha ciddiye alınması gereken bir kurum sanki. Yirmi günde nasıl evlenmeye karar verdiler anlamadım. Öte yanda da kanser tedavisi gören eski eş Selma Hanım var. Hayatta her şey insanlar için, aşk da, ayrılık da... İnsanın başına her şey gelir ama bu kadar mı erken gelir diye düşünmeden edemiyor insan... Uzun lafın kısası, yine kadın(lar)ın başrolde olduğu bu magazin fırtınasının ardından bakalım önümüzdeki günlerde bizi neler bekliyor... Sporda bu haftanın kadını! Geçtiğimiz Perşembe, 1907 Derneği’nin ‘5’i 1 yerde gecesi’ için Eda ile girdik kolkala, aldık soluğu Reina’da. O gece Fenerbahçe ruhu bütün Boğaz’a yayılmıştı sanki. Dev ekranlarda dönen klipler, çalan şarkılar, etrafta bayraklar... Ankara ve Istanbul’dan pek çok Fenerbahçeli dostlarımı da bu vesileyle gördüm.... Ev sahipleri Ali Koç ve Simla Türker Bayazıt bütün gece hemen hemen her misafirle yakından ilgilendiler. Kulüp başkanı Aziz Yıldırım ve eşi Gonca hanım, İkinci başkan Nihat Özdemir ve eşi Gülseren Hanım, Mithat Yenigun ve eşi Gülser hanım, Nihat Özbağı,Uğur Dündar, Mehmet Yılmaz, Ebru Özdemir, eski başkanlardan Faruk Ilgaz, teknik direktör Aykut Kocaman, Acun Ilıcalı, Nevbahar Koç, Afet Karacan,Tülin Şahin... Bir ara elektrikler kesildi, köprüde sarı lacivert led’ler daha da göz alıcı hale geldi. Hatta aramızda espri bile yaptık, ‘Karayolları ile yakın ilişkiler içinde olan Nihat Ağabey bu gece köprünün ışıklarının sarı-lacivert yanmasının mimarıdır kesin’ dedik... Ama köprünün parlak ışıklarından daha parlak birşey daha vardı o gece. O da Sayın Aziz Yıldırım’ın eşine bakarkenki gözleri. Aziz Bey, o gece bir an olsun gözlerini gectiğimiz ay büyük bir aşkla evlendiği eşinden ayırmadı. Uzaktan onlara bakarken Reina’da Fenerbahçe’yle özdeşleşen güzel bir şarkı çalıyordu: Bir şarksısın sen, ömür boyu sürecek...