Paylaş
İçerideki toplantıda işler sarpa sarmıştı, o hışımla dışarıya çıkıp, kendilerini gazetecilerin huzurunda buldular. (Bu görüntüyü verdiler ama bu durum gerçeği yansıtmıyordu.)
Zira belli ki Zelenski’ye tuzak kurulmuştu, o da tereddüt etmeden zokayı yuttu!
Trump, kurduğu tuzağa kendisi yetmemiş bir de yardımcısını yanına alarak Zelenski’nin karşısına geçmişti. Zelenski ne olursa olsun sonuçta bir devlet başkanı, muhatabı da elbette devlet başkanı olmalıydı. Trump yardımcısını, onu aşağılamak için oraya oturtmuştu.
Yardımcı söze karışınca ve hatta utanmadan parmak sallayınca, Zelenski’nin yapması gereken o anda orayı terk etmekti. Ama o oyunun farkına varmadı, konuştukça battı ve aşağılık cümlelere muhatap olmaktan kurtulamadı.
Trump, dünyada kendini tek tabanca görüyor ve rakip tanımıyor. Tekebbür hali gözlerini kör etmiş, öyle ki kendini Tanrısal bir varlık olarak görüyor ve etrafındaki yağdanlıklarıyla birlikte herkesin kendisine o gözle bakmasını istiyor.
Trump, aklı sıra yenik olan Zelenski’yi köşeye sıkıştıracak ve ülkesini Rusya ile birlikte paylaşacak ve mahut müzakereleri oldubittiye getirecekti.
Devlet adamlığından uzak ve tam bir tüccar olan Trump’ın unuttuğu bir şey vardı; kediyi bile sıkıştırınca aslan kesilir, zira söz konusu olan candır. Burada ise candan öte, söz konusu olan vatandır.
Aklı kibirle örtülü Trump böyle giderse kendi başını yediği gibi ülkesini de ‘istenmeyen ülke’ konumuna itecek ve tüm dünyayı ateşe verecektir.
Onun bu küstah tavrı, daha şimdiden AB ülkelerini yeni arayışlara sürüklemeye başladı bile. Avrupa’da, ABD mallarına boykot çağrıları ayyuka çıkıyor. AB ülkeleri safları sıklaştırıp Ukrayna’ya sahip çıkıyor ve onu asla yalnız bırakmayacaklarını ilan ediyor.
Savunması için yalnızca NATO’ya (ABD) bel bağlayan AB’nin hal-i pür melalini görüyor musunuz? Neredeyse tıpkı Körfez ülkeleri gibi ABD’nin şamar oğlanı durumuna düştüler.
Neden sonra Avrupa ordusunu dillendirmeye başladılar; “Ba’de harabi -l Basra!”
Türkiye binlerce yıllık devlet aklıyla bütün bu olacakları AB ülkelerine çok anlattı, lakin lafını bir türlü dinletemedi. Müttefikleri gözüken ABD ve AB ülkelerinin düşmanca tavırları sonucunda (her çeşit ambargoyu uygulayarak), kendi göbeğini kendisi kesti ve savunma sanayisini geliştirip küresel bir güç haline geldi.
Sittin senedir kapısında beklettikleri Türkiye’yi sahiplenme yarışına girdiler. ABD’nin bu denli küstah tavırları karşısında Türkiye’siz Avrupa’nın savunulamayacağını nihayet anladılar.
Sayın Erdoğan’ın söylediği gibi; “Türkiye’nin hak ettiği şekilde yer almadığı bir Avrupa’nın varlığı sürdürmesi zorlaşıyor”.
Aksi halde, Trump’ın Zelenski’ye gösterdiği küstahça tavrı kendilerine de göstereceğini çok iyi biliyorlar!
Nitekim daha dün, Trump, Fransa Devlet Başkanı’na, “Biz olmasaydık bugün Almanca konuşuyor olacaktınız!” dememiş miydi?
Kifayetsiz muhteris liderlerin söz sahibi olduğu dünyamız, ‘reziller ve rezillikler panayırı’ olmaya doğru hızla gidiyor.
Allah sonumuzu hayreylesin!
Paylaş