FETÖ’nün zararı -3-

F. Gülen denilen iblis, önceleri kendisini Nurcu olarak gösterdi; şeytani zekasıyla Said-i Nursi’nin külliyatını ezberlemişti.

Haberin Devamı

Böylece, ulaştığı geniş kitleleri de efsunlamasını bildi. Şöhrete ulaştıktan sonra, kendi şeyhliğini ilan etti. Nurculuk konusunda da samimi olmayıp takiye yapmıştı.

Dini görünümlü bir cemaatin içine girip onları, dinen ifsat edebilmenin zorluğu ortada iken, bunu nasıl başardı dersiniz? Zira tereciye tere satarak, onları efsunlamak kolay olmasa gerektir!

Zira dinini bilmeyen şeytanın maskarası olur. Bu iblisi dinleyenler dinlerini gerektiği gibi bilselerdi, değil bunun peşinden gitmek, bunu konuşturmaz ve behemehal (her şartta) huzurlarından kovarlardı.

O, bomboş, ıpıssız bulduğu tarlaları istediği gibi sürdü, zehrini kustu ve itiraz namına hiç kimseden ses seda çıkmadan sahte şeyhliğini sürdürdü.

Dünün Türkiye’sinde bunu yapamazdınız, yaptırmazlardı. Nitekim din adamı kılığındaki İngiliz casusu olan Cemaleddin Efgani (gerçekte İranlı Şii) İstanbul’daki bir konferansında ‘Peygamberlik zanaattır’ deyince, kızılca kıyamet kopmuş ve bu şahıs ülkeden kaçmak zorunda kalmıştır.

Haberin Devamı

Şimdiki casus olan F. Gülen iblisi ise, kardinal olup, ‘Dinlerarası diyalog’ toplantılarıyla; ‘Muhammed Allah’ın resulüdür denmesi gerekmez’ diyerek, hutbelerde okunan ‘Allah indinde hak din yalnızca İslamiyet’tir’ ayet-i kerimesini adeta yasaklayarak hiçbir camide okutmadı.

Etrafındakiler de bön bön bakıp durdu.

Bu kişi, sözde dini sohbetlerinde Allah’ın kendisinde tecelli ettiğini (Allah olduğunu) söylediğinde cemaat denilen aynı güruh kuzu kuzu dinledi.

Haşa Peygamberi ayağına kadar getirdiğini ve daha da ileri giderek Allah’ın kendisine hitap ettiğini söylüyor.

Şu deli saçmalıklarına bakar mısınız: ‘İsevi Müslümanlar’, ‘Düşündüm, Peygamberi karşıma getirdim, ona dedim ki, üzgünüm, ama bunları senin için sana rağmen yapıyorum’, ‘Ben sizin soldaki meleklerinize talimat verdim günah yazmayacaklar’...

Halk, dinini bilmiyordu onları din diye dinsizliğe sürükledi ve insanları uyuttu diyelim. Peki, Diyanet İşleri Başkanlığı, YÖK (İlahiyat Fakülteleri) ve Millî Eğitim Bakanlığı (İmam-Hatip Okulları), milletin dinini imanını çalan bu soytarı için ne yaptı?

Haberin Devamı

Bunların görevi, dinin gerçeklerini öğretmek ve halkı, din adına sapkın cereyanlardan korumak değil mi?

Bir üçüncüsünü yapmayıp sadece iki şey yaptılar; ya haksızlık karşısında susup dilsiz şeytan kesildiler ya da bu melunu alkışlayarak arkasından gittiler.

İngiliz casusu Cemaleddin Efgani’nin yayımlanan mektuplarından birinde aynen şöyle yazıyordu: ‘Bu dinin boynunu kendi kılıcıyla vuracağız.’ Yani ‘İslamiyet, Müslüman görünümlü din adamları eliyle, içeriden yıkılacaktır, yıkılmalıdır’ diyor.

Bugün de aynı tiplerle aynı metot takip edilerek melanetlerine devam ediyorlar.

Bu millete ve İslamiyet’e bundan daha büyük bir kötülük yapılamaz.

Yazarın Tüm Yazıları