Paylaş
Daha 25 yıl önce, ANAP’lı bakan Cumhur Ersümer döneminde Türkiye kışı soğukta geçirip geçirmeyeceğini tartışıyordu. Veya 1980’ler ile az öncesinde Bulgaristan’dan elektrik satın alarak; onda dahi yetersizlikler ve kesintilerle boğuşarak yaşıyorduk. Üstelik o dönemin elektrik ihtiyacı ile bugünkü kıyaslanamaz derecede farklı idi.
Türkiye, üretme ve tüketmede çağ atladı, ancak acaba ‘enerji verimliliği’ ve ‘israfsız’ akılcı kullanımda aynı derecede bir noktaya geldik mi?
Maalesef henüz gelemedik.
Yaklaşık on yıl önce Taner Yıldız’ın bakan olduğu dönemde, Türkiye ‘dış aydınlatmalarda‘ bir projeye kalkıştı.
Daha önce yerel yönetimlere, Karayolları’na vb. kamu kurumlarına ait olan ve Enerji Bakanlığı’na devredilmiş yaklaşık 17 milyon sokak, cadde, yol, karayolu, otoyol aydınlatma armatürlerinin teknolojik olarak led ile değişimi amaçlandı.
Bu projenin PPP (şehir hastanelerinin yapımında kullanılan Kamu Özel Ortaklığı finansman modeli) ile gerçekleştirilmesi öngörüldü. Hatta verim ölçümü için Ankara Çankaya’da belirlenmiş bir bölgede testler yapıldı. Bir büyük holding ihtiyaç oluşacak led için üretim çabasına girişti. Sonra proje adeta unutturuldu ve ortadan kalktı. Oysa bugün hem 17 milyon sayısı çok daha arttı hem de Türkiye sadece bu örnekteki değil, her benzerdeki ‘tasarrufa‘ fazlasıyla ihtiyaç duyuyor.
Günlerdir özellikle üzerinde durduğum enerji konusunda üretmek; çok tüketebilmek kadar, üretimi akılcı kullanmak da önemlidir.
Yapılarımızda hangi enerji altyapısının kullanıldığını, bunların fazla tüketimi tetikleyen veya kontrol imkânı vermeyen durumda olup olmadığını dahi bilmiyoruz. Enerji kimlik kartı diye oluşturulan uygulama tam anlamıyla yerleşmediği gibi, ötesine dahi geçilmesi, yapıların en teknolojik ve tasarruf etmeyi yönetebilecek hale dönüştürülmesi gerekiyor. Daha bu yola girmedik bile.
Diğer yandan EPDK yaklaşık 3 yıl önce dünyada bir ilk olarak organizasyon yapısında ‘Enerji Dönüşüm Dairesi’ kurdu. İşte bu da fikren önemli bir merhale idi.
Enerji Dönüşüm Dairesi’nin faydalar üretebilmesi için içi ve işlev alanı daha da doldurulmalı, dönüşüm esnasında verimlilik artışının da sağlanması amaçlanacağı için enerji verimliliği konusu da aynı kapsama dahil edilmelidir.
TOGG kullanıcısı olduğumdan itibaren fosil yakıtlı araçta tüketime dikkat ettiğimden çok daha fazlasını şimdi yapıyorum. Menzilden eksiltmemek için her türlü tedbiri alıyor, dikkatli kullanımı azami ölçüye çıkartıyorum.
Bir otomobil alanında yaptığım bu dikkatli kullanımı hayatın her tüketim noktasında yaygınlaştırdığımda faydanın ödediğim faturaya nasıl yansıdığını görebiliyorum.
Bu faydayı doğuran yaklaşımın bütün millete, işletmelere ve kurumlara yayılmasının, fazladan tükettiren veya bunu azaltmayı yönetme imkânı vermeyen altyapıların değiştirilmesinin sağlanmasının toplamda ülkeye nasıl menfaat sağlayacağını görebiliyorum.
Türkiye, zihniyetini ve gelecek vizyonunu umutlu bir şekilde değiştirir, her altyapısını gelişkin hale getirirken enerjide verimlilik boyutunu da layıkıyla ele almalıdır.
EPDK Enerji Dönüşüm Dairesi’nin piyasa düzenleme faaliyeti gibi gözükmese de bu verimlilik artışı konusunu sahiplendirilmesi yerinde olacaktır. Verimlilik daha az tüketim, daha az tüketim ise ağırlığı ithalata dayalı maliyeti olan bir piyasada da ekonomik sonuç demektir.
Verimlik sağlanmasında da teknoloji ve güvenlik mutlaka beraber düşünülmelidir.
Paylaş