Fuat Bol

Milli

21 Ağustos 2023
MİLLİLİK, milletlerin olmazsa olmazıdır. Biz de en önemli kurumlarımızın başına milli kelimesini koyduk.

Zira onları, milletin tüm bireylerini kuşatıcı olarak görüp partiler üstü mütalaa ettik.

Milli Savunma, Milli Güvenlik Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı kurumları, bunların başlıcalarıdır. Bu her üç kurumda da devlet politikası geçerli olmalıdır. İktidarların değişmesiyle bu kurumların politikaları değişmemelidir.

Ama aynı iktidar partisinin değişik bakanlarının uygulamalarında bile, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı’nda, millilik mefhumunun dikkate alınmadığını görmekteyiz. Zira her gelen bakanın değişik uygulamalarıyla, bakanlık adeta yaz-boz tahtasına dönüştürüldü.

Malum son yıllarda savunma sanayisinde dev hamleler yaptık. Rüyamızda görsek inanmazdık; yedi yıl içinde dokuz ayrı uçak motoru geliştirilip imal edildi ve bunlardan yedi tanesi için seri üretime geçildi.

TEI-TUSAŞ’ın başındaki Prof. Dr. Mahmut Faruk Akşit’in açıklamalarını televizyon ekranında izlerken, çok kısa süre içinde Türkiye’nin nereden nerelere geldiğini gördük ve birçok kişi gibi biz de göz yaşlarımızı tutamadık.

Dost ve müttefiklerimiz (!) daha dün bize, toplu iğne bile üretemeyeceğimizi söylemiş ve aşağılık kompleksiyle bu günlere gelmiştik.

Azmin elinden bir şey kurtulamaz diye boşuna dememişler.

İHA’larıyla, SİHA’larıyla, AKINCI’yla, yerli ve milli helikopterleriyle, yeni nesil uçak motorlarıyla ve bizim bilmediğimiz daha nice sır silah ve mühimmatlarla Türkler ve Türkiye gerçekten ‘çok’ oluyor!

Yazının Devamını Oku

Türk’e ve Türkiye’ye rahat yok

19 Ağustos 2023
Daha dün (geçen asrın başlarına kadar), dünya üzerindeki üç kıta-yedi iklimde hükümrandık.

Dünyaya huzur ve adalet Topkapı Sarayı’ndaki Adalet Kulesi’nden yayılıyordu. Moskova’daki, Sudan’daki, Bosna’daki, Lehistan’daki (Polonya), Bakü’deki, Bağdat’taki, Yemen’deki, Tunus’taki vb. mazlumların imdadına Osmanlı sultanlarının fermanları yetişiyordu.

Devlet-i Aliyye (Osmanlı) tarih sahnesinden çekilince meydan yeri emperyalistlere (sırtlanlara) kaldı. Onların da kurdukları birinci sömürü düzeni 22 yıl (1939’a kadar), akabinde kurulan ikinci sömürü sistemi ise 1945’ten başlayarak günümüze değin sürmektedir.

O gün bugündür köprülerin altından çok sular aktı, mazlumların ağlamaktan gözpınarları kururken, zalim vampirler kana doymadı.

Kurulmakta olan yeni bir dünyanın eşiğindeyiz. Bir asırdır uyutulan Türk, istiridyenin bağrında sakladığı inci misali, oyun bozucu ve oyun kurucu olarak, daha açık ifadesiyle mazlumların hamisi rolünde, yeniden tarih sahnesindedir.

Dikkat ediyor musunuz; dünyanın üç kıta yedi iklimindeki ülkelerde, emperyalizme baş kaldıran insan topluluklarının ellerinde, barışın, huzurun ve adaletin timsali Türk bayrakları var.

Neden var acaba, biliyor musunuz?

Neden olacak; Türklerin ve Türkiye’nin güçlenmesini ve yeniden mazlumların hakkını aramasını, zalimlere haddini bildirmesini istiyorlar da ondan.

Bu durumu çok iyi bilen emperyalistler, bu yüzden sürekli olarak Türk’e kefen biçiyorlar. Ne yükselip şaha kalkmamızı istiyorlar ne de ölüp gitmemizi (Topyekûn bir milleti yok edemeyeceklerini bildiklerinden). Bu yüzden sürünmemiz için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.

Yazının Devamını Oku

FETÖ nerede -5-

16 Ağustos 2023
FETÖ, dünya üzerindeki 170 ülkede, sözde eğitim adı altında faaliyet gösteren bir casusluk teşkilatıdır.

Mahut ülkelerdeki zeki çocuklar, ABD emperyalizmi tarafından devşirilerek, kendi ülkelerinin aleyhinde kullanılacak hale getiriliyor.

Daha küçük yaşta beyinler yıkanıyor ve hemen hepsi birer mankurt haline getiriliyor.

Onca zekâlarına rağmen, beyinleri öylesine uyuşturulmuş ki F. Gülen denilen şeytana tapacak hale getiriliyorlar. ‘Kâinat İmamı’ sıfatı yakıştırılarak, peygamberlerden de üstün bir kişiliğe büründürüyorlar.

Bu çocukları, hayatlarının her kademesinde kontrol edip yönlendirdikleri safhalarda çeşitli suçlara ortak ediyorlar. (Sınav sorularını vermek gibi..) Hırsızlıkla ve başkasının hakkını gaspederek asker veya polis olan bir kişi, bu sırrı ömür boyu açıklayamaz ve daha önemlisi, kendisini bu batağa sürükleyenlerin elinde oyuncak olur.

Bu kişiler hangi görevlerde bulunurlarsa bulunsunlar, görevlerinin elemanı değil, mahut yapının kurşun askeridirler. Kendilerine verilen her türlü maddi ve manevi imkânı (para, mevki vb.), örgütün vereceği talimatlara göre kullanırlar.

Örgüt, ‘Babanı öldüreceksin’ derse, gözünü kırpmadan öldürürler. Hatta bu aşağılık eylemi ibadet hazzıyla yaparlar. Nitekim babasını reddeden evlat ve evladını reddeden babalara çok şahit olduk.

F. Gülen şeytanına dil uzattı diye, babasını ebedi cehennemlik ilan eden ve bunu milletin içinde aleni söyleyen, işinsanı nice tipler gördük.

Akıllarını kiraya vermiş bu kişilerin orduda, generallik rütbesine geldiğini düşünün -ki 15 Temmuz’daki ayaklanma esnasında orduda onlarca FETÖ’cü general mevcuttu-, yatağınızda rahat uyuyabilir misiniz?

Yazının Devamını Oku

FETÖ nerede? -4-

14 Ağustos 2023
'HAÇLI'LAR sizin kızlarınıza, hanımlarınıza ilişmezler. İlişmemişlerdir’ diyen birisi Türk ve Müslüman olabilir mi?

Üstelik bunları yaveleyen F. Gülen’in kendisi Erzurumlu. Yani daha dün Haçlı’ların Müslümanların kadınlarına ve kızlarına iliştiği, onlara akıl almaz işkenceleri uyguladığı memleketten. Bu kişi, iddia edildiği gibi Ermeni kökenli bir kardinal ki, bu sözleri edebiliyor!

Belli ki bu adam din bezirgânı; peki 140 bin personeliyle Diyanet İşleri Başkanlığı, bu soysuzun ipliğini pazara çıkarmak için neden en ufak bir gayret göstermedi?

Bunca saf ve cahil insanımızın zehirlenmesine neden göz yumuldu?

Neden sonra (15 Temmuz 2016 aşağılık darbesinden sonra);  o da Sayın Erdoğan’ın talimatıyla, Diyanet, F. Gülen şeytanının 40 yıllık dini söylemlerini incelemeye alıyor ve onun küfür ve günah galerisini gözler önüne seriyor.

Bade harabül basra!

Bu iblis, 40 yıldır bu herzeleri yumurtlarken, milleti dinden imandan çıkarırken neredeydin ey Diyanet?

40 yıl boyunca FETÖ’nün kayığına binip onun borusunu öttüren onca Prof.lar, din adamları, yazar-çizerler, siyasetçiler, kanaat önderleri; neden hiçbir şey olmamış gibi sus-pus oturuyorsunuz?

Siz de pek iyi biliyorsunuz ki, gizli işlenen günahın tövbesi gizli, aşikâre işlenen günahın tövbesi ise aleni yapılır. Aleni şekilde FETÖ meddahlığı yapanlar; açık şekilde tövbe edin ki millet de duysun!

Yazının Devamını Oku

FETÖ nerede? -3-

12 Ağustos 2023
FETÖ tüm canlılığıyla sözde gizliden de gizli olarak içimizde cirit atıyor. 

Onunla topyekûn bir mücadele edildiğini ve hatta bitirilme noktasına getirildiğini zannedenler büyük bir yanılgı içindedir. Daha dünkü seçimler öncesinde gördük; dünyanın dört bir yanından Sayın Erdoğan’ın kaybetmesi için tüm imkânlarını seferber etmiş ve dört gözle Millet İttifakı’nın, yani kendilerinin destekledikleri ve bel bağladıkları kesimin iktidara gelmesini bekliyorlardı!

FETÖ’nün nasıl iktidara gelebileceğini sormayın; kendilerine umut veren muhalefet ittifakı iktidara gelebilseydi, hapishanelerdeki FETÖ’cüleri salıvereceklerini, kamu görevinden çıkarılanların görevlerine iade edeceklerini söylemiyorlar mıydı?

Şu anda FETÖ boş durmuyor, diğer cemaatlere ve sivil toplum kuruluşlarına sızmak için yoğun bir gayretin içindeler.
FETÖ ile mücadele de tıpkı diğer terör örgütü PKK ile olan mücadele gibi yapılmalı ve asla adli kovuşturmalarla yetinilmemelidir. Asıl mücadeleyi fikri sahada yapmalı ve hepsinden önemlisi gelecek kuşaklarımızı bu beladan korumalıyız. Bunun için de öncelikle bu belaya nasıl duçar olduğumuzun sebeplerini bulup onları yok etmeliyiz.

FETÖ, sahte de olsa dini görünümlü bir yapılanmadır. Yani F. Gülen’in ve hatta onun hocasının öğretileri insanımıza din diye sunuldu. O, “Haçlı’nın sizin ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Bir kere onlar sizin kadınınıza, kızınıza ilişmezler. İlişmemiş haçlılar” derken; bu ülkenin aydınları, siyasi partileri, cemaatleri, üniversiteleri (ilahiyat fakülteleri) ve hepsinden önemlisi Diyanet İşleri Başkanlığı neredeydi? En önce karşı gelmesi gereken Diyanet’in nerede olduğunu ben söyleyeyim, varın gerisini (diğer kurum ve kuruluşların hali pür melalini) siz hesap edin!
Din konusunda en duyarlı olması gereken Diyanet, FETÖ’nün dinler arası diyalogdan ilham alarak, camilerde hutbelerde okunan ‘Allah katında hak din (gerçek din) İslamiyet’tir’ ayet-i kerîmesinin okunmasını zımnen (örtülü olarak) yasaklamıştı. Bütün camilerdeki hutbelerde, bu ayet-i kerîme okunmaz olmuştu. Bu denli bir cinayeti, ‘gaflet’ deyip geçiştirebilir miyiz?

Mangalda kül bırakmayan ve kendilerinden başka cemaat mensuplarını bile Müslüman saymayan onca cemaat önderleri neredeydiler? Onu da ben size söyleyeyim; en aklı başında gözükenler dahi ‘Bunlar, dinimize eğitimle hizmet eden kardeşlerimiz’ diyerek bu casus şebekesi masum gösteriyorlardı.

Neden biliyor musunuz? Bunların hemen hepsi din cahiliydi de ondan. Ve biz toplum olarak dinimizi bilmemenin bedelini ödedik ve hâlâ daha ödemekteyiz ve bu gidişle daha çok ödeyeceğiz. Bir delinin saçmalıklarını din sanacak kadar cehalet acaba hangi ilahiyat (!) tahsiliyle mümkündür?

Yazının Devamını Oku

FETÖ nerede -2-

9 Ağustos 2023
Batı emperyalizmi, intikamlarının daniskasını FETÖ’yü başımıza bela ederek aldı ve daha uzun seneler boyu da almaya devam edecek!

Vaktiyle Osmanlının uyguladığı ‘Devşirme’ modelini, bize karşı adeta bir maden gibi işleterek; kardeşi kardeşe, evladı babaya-anneye, memuru amire ve daha önemlisi ülkenin memurunu ve güvenlik güçlerini devletine karşı düşman ettiler.

Tek kelime ile kaleyi içinden fethettiler.

İki ordunun karşılaşmasında, ordu komutanının kendi askerine silahı kafalarına dayayıp ateş komutunu verip hepsinin birden ölmesinden daha korkunç bir zayiatla karşı karşıyayız.

Zira bu kıyım anında bitmiyor ve bu acı dinmiyor. Kanser illeti gibi, vücudun hemen her tarafına metastaz yapmış.

Sahte de olsa, bir şey din referanslı ise, onun yansımaları uzun yıllar ve hatta yüz yıllar boyu sürer. Vaktiyle Hıristiyanlık da yasaklanmıştı, bu dinin mensupları görüldükleri yerde öldürülüyor veya envaiçeşit işkencelerden geçirilip ölümlerden ölüm beğendiriliyordu.

Dünya üzerinde hiçbir yerde kendilerine hayat hakkı tanınmadı. Ne oldu? Bitti mi Hıristiyanlık?

Yerin altına çekildi, on yıllar boyunca kuytularda, dehlizlerde, mahzenlerde için için oluştular. Dünyanın en gizli ve karanlık tarikatı olan Cizvitler böyle oluştu.

Bugünkü dünyada Hıristiyanlığın nereye geldiği cümle alemin malumudur.

Yazının Devamını Oku

FETÖ nerede -1-

7 Ağustos 2023
Su uyur, düşman uyumaz! En büyük hatayı FETÖ’yü sıradan bir terör örgütü görmekle yapıyoruz.

Cihat Yaycı amiralin işaret ettiği gibi, FETÖ, ayrıca bir casusluk örgütüdür ve bu açıdan da yargılanıp gerekli cezaya çarptırılmalıdır.

Zira bu örgüt dış güçlere (ABD) hizmet ediyor ve onlar tarafından içimize sokulup devletin kılcallarına değin nüfuz ettirildi.

Vesayet döneminde, siyasetçilerin gerekli olan yaptırım gücü bulunmadığından, FETÖ bu sahayı (siyaset arenasını) boş bıraktı. Eğitimde, sivil ve askeri bürokraside palazlandı.

Vesayet döneminde, siyasi partilerde boşuna FETÖ’cü arandı; en büyük kitle partisi olan AK Parti’de bile sayıları iki elin parmaklarını geçmezdi. Öyle iddia edildiği gibi, AK Parti’de 120 FETÖ’cü milletvekili olsaydı, Erdoğan’a adım attırmazlardı.

Erdoğan, vesayetin gücünü kırıp siyasetçinin elini güçlendirince siyasete yöneldiler. Şu an itibarıyla özellikle muhalefet partilerinde cirit atmaktadırlar.

FETÖ ile mücadele, devlet ve millet hayatımızın beka meselesidir. Sahte de olsa, sonuç itibarıyla din temelli olması nedeniyle, FETÖ mensuplarının davalarından vazgeçmeleri düşünülemez.

Nitekim hiçbir FETÖ’cünün, ‘Pişmanım, yanlış yapmışız, kandırılmışız’ dediğini duymadık.

En iyi becerdikleri

Yazının Devamını Oku

Önyargı belası

5 Ağustos 2023
NE yapıp edip bu cennet vatanı, herkesin ayrı dili konuştuğu ve kimsenin başkasını anlamadığı, anlamak istemediği Babil Kulesi’ne çevirdik.

Karşı tarafın ne dediğini dinlemeden kendi bildiğimizi okuyor ve sürekli ahkâm kesiyoruz.

Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan politika hastalığı, bizde fazlasıyla mevcut. Yurdun en ücra köy kahvelerinde bile insanlar, günde en az yirmi kez hükümet indirip bindiriyorlar, mevcudu yıkıp yenisini kuruyorlar.

Malum iki konuda bizim halkımızın her bir ferdi allamedir: Siyaset ve din.

Haddini bilmez bir kısım insanımıza göre, bu iki konunun en cahilleri, siyasetçiler ve din adamlarıdır. Onların bilemediklerini veya bildiklerinin en âlâsını, bu bir kısım hadsizler bilir.

Mahut hadsizlerin gözünde, siyaset ve din adamlarımız, tesadüfen o makamlara gelmişlerdir. Bu yüzden olacak ki, kendilerine şamar oğlanı muamelesi yaparlar.

Hele de siyasetçileri, onları kendileri seçiyor diye, sustalı maymuna çevirirler.

En olmayacak, hukuksuz şeyi kendisinden talep eder, yapmayınca da onun kadar şerefsizi, nankörü, kendini beğenmişi, duyarsızı yoktur derler.

Bu yüzden olacak ki bir kısım siyasetçi de işin kolayını, lügatinden

Yazının Devamını Oku