KKTC Büyükelçiliği tarafından düzenlenen resepsiyona ilerlemiş yaşına rağmen katılan Rahşan Ecevit’in bakanların, Genelkurmay Başkanı’nın ve büyükelçinin bulunduğu masaya davet edilmediği, bir köşede bırakıldığı ve resepsiyondan ayrılırken de asansör kapısında, Komutan’ın korumaları tarafından engellendiği yönündeki haberlere özellikle CHP ve DSP tarafından tepki gösterilmişti.
Saygısızlık olarak değerlendirilen olay; resepsiyon katında Genelkurmay Başkanı için hazır tutulan asansöre yönelen Rahşan Ecevit’e asansörü tutan korumaların, “Komutan geliyor, siz diğer asansöre binebilir misiniz” şeklinde öneride bulunmalarıydı.
AKAR’IN TALİMATI
Olayı ertesi gün basından öğrenen Genelkurmay Başkanı Org.
Meclis Genel Kurulu’nda gece yarısından sonra kabul edilen hüküm, salı günü yasanın tümü üzerinde yapılacak oturumda yeterli desteği alırsa yasalaşmış olacak. Büyük tepkiye yol açan ve soruna çözüm getirmek bir yana yeni sorunlar doğurma riski çok yüksek olan bu düzenlemenin iptal edilmesi veya düzeltilmesi için zaman henüz geçmiş değil. Salı günü yasanın tümü üzerindeki oylama yapılmadan, bir önerge ile müzakerenin tekrarı yoluyla, düzenleme yeniden ele alınabilir ve yanlış düzeltilebilir.
BAŞKA FORMÜL BULUNABİLİR
Başbakan Binali Yıldırım ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bu düzenlemenin geçici olduğunu ve 3000 kadar somut vakayı ilgilendirdiğini açıkladılar. Aileleri tarafından çocuk yaşta evlendirilen 3000 civarında çifte ilişkin bir mağduriyetin giderilmesi amacı taşıdığını ifade ettiler. Adalet Bakanı Bozdağ, “Yaş şartı nedeniyle resmi nikâh kıymadan yapılan evlilikler var. Koca hapse giriyor, kadın kucağında çocukla dışarıda kalıyor. Bunlar tecavüzcü değil, bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş kişiler değil, tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler. Mahkemeler rızaya bakmıyor, tarafların geleneklere göre böyle bir evlilik yaptığına, yapmadığına bakmıyor ve 16 yıl ceza veriyor. Küçük yaşta ailesi tarafından evlendirilmiş kadınlarımız var, çocukları var, onlar da ayrı mağdur. Sadece geriye dönük bir defa uygulanacaktır” dedi.
Eğer amaç 3000 civarında çiftin ve çocuklarının sorununu çözmek ise bunun yolu, cinsel istismarda bulunanlara fiilen af kapısını açmak değildir. Bu yol tam aksine sorunu büyütecek ve cinsel istismarın, cinsel saldırının
Adalet dağıtmak gibi çok yüce bir görevi yerine getiren bu mesleğin mensuplarının, diğer mesleklere göre çok farklı nitelikleri ve yaşamlarının olması gerekir. Bu ayrıcalıklı görevleri nedeniyle yargıçlık mesleğinin yazılı kurallarının yanında yazılı olmayan kuralları da vardır. Yazılı olan ve olmayan bu kurallar yargıcın vicdanını korumasına yöneliktir. Meslek içi eğitimde yazılı kurallarla birlikte, mesleğin gelenekleri de öğretilir.
Yargıcın vicdanı beyaz sayfa gibi olmalıdır. Bu nedenle, yargıç adaylarına, genç yargıçlara davranışlarına dikkat etmeleri gerektiği söylenir ve denetlenir. Örneğin, yargıçların çevresinin dar, sosyal yaşamlarının sınırlı ve özenli olması gerektiği salık verilir. Gittikleri il ve ilçelerde geniş çevre oluşturmamaları, özel görüşmeler yapmamaları, il ve ilçenin önde gelen işadamlarıyla, güç odaklarıyla içli dışlı olmamaları, özel davetleri geri çevirmeleri, bedelini ödemedikleri hiçbir şey almamaları, hediye kabul etmemeleri, siyasetçilerle, parti teşkilatlarıyla temas kurmamaları söylenir. Özel yasalarının izin verdikleri dışında bir derneğe üye olmaları, hatta apartman yöneticiliği bile yapmaları mümkün değildir.
Bu sıkı kurallar, yargıcın adalet dağıtırken etki altında kalmadan, bilerek veya bilmeyerek yanlış yapmadan karar verebilmesi içindir.
ANAYASAL GÜVENCE
Komisyon çalışmaları tıkanınca AK Parti tam başkanlık öngören bir anayasa önerisi getirmiş, HDP ‘devlet başkanı ve bölge başkanları’ formülüyle, esasen adını koymadan federal bir sistem içeren metin sunmuştu. Komisyon dağıldı ve bir sonuç çıkmadı.
Başkanlık sistemine karşı çıkan ise iki parti vardı: CHP ve MHP...
Bugünkü tabloyu bakarsak...
AK Parti ve MHP başkanlık sistemi istiyor, CHP karşı çıkıyor. Daha önce kendi başkanlık önerisini getirmiş olsa da bugün başka sorunlarla uğraşan HDP de başkanlığa karşı...
Karşılıklı sert açıklamalar ipleri iyice germiş durumda.
AB’nin “Müzakereleri dondururuz” restini gören Ankara, “Koparsa kopsun, artık nihai kararınızı verin” çıkışını yaptı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da “Yıl sonuna kadar bekleriz, İngiltere gibi AB konusunu halka götürürüz” diyerek yanıt verdi.
Bu çıkıştan sonra AB tarafından yumuşama sinyali geldi ve Türkiye ile müzakerelerin devam etmesi gerektiği yönünde açıklamalar yapıldı. Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier, Ankara ziyaretinde nabız yokladı ve ortalığı yumuşatmaya çalıştı.
‘KIBRIS’I ŞART KOŞMA İLK HAMLE
Bilinen, iktidarın ‘başkanlık sistemi’ne geçiş istediği ve bu konuda hassasiyetlerini dikkate alarak MHP’nin desteğini almaya çalıştığı. Bu amaçla AK Parti ve MHP arasında görüşmeler yapılıyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli de Başbakan Binali Yıldırım’la görüştükten sonra öneriyi ‘makul’ bulduğunu açıklamıştı.
Ancak Bahçeli’nin ve MHP’nin Meclis’te ne yapacakları hâlâ belli değil. Bir yandan AK Parti’nin hazırlığını ‘makul’ bulduklarını açıkladılar bir yandan da “Başkanlığa karşıyız, güçlendirilmiş parlamenter sistemden yanayız, henüz evet demedik”
AK Parti başkanlık sistemini, CHP ve MHP ise güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyor. Ancak dikkat çeken o ki, MHP kendisi gibi güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunan CHP ile değil, başkanlık sistemi isteyen AK Parti ile yakın çalışıyor.
Meclis’te 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak kurulan Araştırma Komisyonu’na bilgi verirken, yıllar önce, Fetullah Gülen hareketiyle ilgili olarak hazırladığı raporu gündeme getirdi. Bu rapor konusunda dönemin Genelkurmay Plan Prensipler Daire Başkanı Korgeneral Reşat Turgut’un kendisine, “Eğer o rapor elimizde olmasaydı Ecevit bize Fetullah’ın cumhurbaşkanlığını dayatacaktı” dediğini aktardı.
Saral itiraz ederek Turgut Paşa’ya, “Paşam bu nasıl söz, adam ilkokul mezunu bile değil, Ecevit bunu nasıl teklif edecekti cumhurbaşkanlığına” diye sorduğunu, Paşa’nın da “Onlar kolay halledilecek işler” yanıtını verdiğini de söyledi.
İNSAF
Cevdet Saral deneyimli ve başarılı bir emniyet müdürüydü. Yardımcısı Osman Ak’la beraber Fetullah Gülen’in Emniyet ve devlet içindeki örgütlenmeleriyle ilgili hazırladıkları rapor bir ilkti ve çok önemliydi. Bu rapor nedeniyle kendisi de yardımcısı da haksızlığa uğradılar, soruşturma geçirdiler ve yargılandılar. Görevden ayrılmalarında da etkisi oldu. Bu ayrı bir konu.
Ölümünün ardından on yıllar geçse bile halkı tarafından Atatürk kadar sevilen, saygı duyulan bir başka lider yoktur herhalde. Anıtkabir’e ve Dolmabahçe’ye akın eden her yaştan on binler bir yana, saygı duruşu için saat tam 9’u 5 geçe uçakta ayağa kalkan başka bir millet var mıdır acaba? Hiç sanmıyorum. Bu saygı duruşu dünyada ilk olmalı.
Halkımızın, Atatürk’e duyduğu sevgiyi bu 10 Kasım’da her zamankinden çok daha yoğun bir duygusallık içinde dışavurmasında 15 Temmuz’da atlattığımız badirenin etkisi olduğunu düşünüyorum. Türk halkı o gece neye saldırıldığını, neyi kaybetmek üzere olduğunu çok iyi gördü ve tehlikeyi canı pahasına bertaraf etti. Ve ulusal görevini yapmış olmanın gururu içinde 10 Kasım’da Atatürk’ün huzuruna koştu; orada olamayanlar yolda, uçakta, vapurda, otobüste, işinin başında, hastanede, okulda, maden ocağında ayağa kalktı...
DEVLETE GÜVEN
15 Temmuz kalkışması en büyük darbeyi güven duygusuna vurdu.