Paylaş
“Bir şey bulabildin mi geçmişten “ diye sorarsanız “ buldum “ derim.
Ama bu çok da memnuniyet duyulan bir “ buldum “ değil...
Serçelerin gruplar halinde dallardan düştüğü, insanların kirli havayı solumamak için maskeyle dolaştığı, bir an önce evlerine dönmeye çalıştığı yılları hatırlatıyor kirli gökyüzü.
Ankara hava kalitesini ölçen Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkez Başkanlığının günlük verileri gösteriyor ki bazı semtler artık Allaha emanet. Eşik değerler çoktan aşılmış.
Kimse ölçümlerden, grafiklerden, istatistiklerden bahsetmesin diyorsanız, boğazını ve gözlerinizi yakan yakan havaya, çocuğunuzu öksürten dumana, yan komşunuz olan yaşlı teyzenin akşam üstü yürüyüşünden sonra şiddetlenen kronik astımına bakın derim.
Eve döndüğümde üstüme sinen is, kömür kokusundan kurtulmak için giysilerimi çamaşır makinesine yerleştirsem de soluduğum zehiri, ciğerlerime çektiğim, kömür,egzoz, ağır metal kokusunu nasıl temizleyeceğimi bilmiyorum.
Yaz kış demeden her sabah evimi havalandıran ben, son zamanlarda nükleer serpinti varmış gibi dışarının kirli havasını eve sokmamak için mümkün olduğunca pencereleri açmaktan imtina ediyorum.
Elimden gelse evdeki oksijenle yaza kadar idare etmeye çalışacağım.
İyi güzel de bu şikayetleri modern dünyanın neresinde yapsanız sormazlar mı adama “yok mu bu şehrin bir sahibi, vatandaşın soluduğu zehirin hesabını verecek bir vicdan sahibi ? “
Sosyal yardım adı altında dağıtılan kalitesiz kömürler, doğalgaz fiyatlarına yetişemeyen vatandaşın ucuz yakıta yönelmesi, otobüs, minibüs ve kamyonların kullandığı kirli yakıtlar, hava koridorlarını kapayacak şekilde inşaa edilen çok katlı binalar ve konumları ya da tüm bunların denetiminin doğru dürüst yapılmaması mıdır bunun sebebi ?
Sebebi ne olursa olsun her insanın temiz hava soluma hakkına engel midir bunlar ?
Bu manzara karşısında belediyelerin üstüne düşeni yeterince yapıp yapmadığına dair onlarca soru oluşuyor insanın aklında.
Siyaseti ağır, psikolojisi ağır başkentin havası ağır olmasın hiç olmazsa.
Ankara’nın Türkiye’nin en yaşanabilir ili olduğu saptamasını yapanlar Ankara’nın karasından da haberdar mı acaba ?
Paylaş