Oyun, çocuğun dünyasında kendini ifade etmesi, yaratıcı becerilerini geliştirmesi ve iyi vakit geçirmesi kadar, anne-baba ilişkisindeki pek çok çatışmayı çözmek ve bir uzlaşma ortamı yaratmak için en önemli alandır.
Çocuklar duygularını yetişkinler gibi anlamlandıramadıkları gibi duyguları hakkında da yetişkinler gibi konuşamazlar. Oyun, çocuğun duygularını, meraklarını ve ihtiyaçlarını ifade edebileceği bir alan sağlar. Gündelik yaşamda çocuk yetişkinlerce kontrol edilen bir dünyaya uyum sağlamak durumundadır. Oyun aynı zamanda çocuğa bu yetişkin dünyasından uzakta, kurallarını kendi koyabildiği ve böylece yaşamı üzerinde bir kontrol duygusu hissedebildiği bir yer açar. Anne-babanın çocuğuyla ilişkisinin önemli bir kısmı oyun aracılığı ile gerçekleşmektedir. Bu yüzden çocuğuyla ilişkisini daha olumlu bir hale getirmek isteyen anne-baba ilk önce çocuğuyla oynadığı oyunu olumlu bir hale getirmelidir.
Oyun, çocuğun dünyasında kendini ifade etmesi, yaratıcı becerilerini geliştirmesi ve iyi vakit geçirmesi kadar, anne-baba ilişkisindeki pek çok çatışmayı çözmek ve bir uzlaşma ortamı yaratmak için en önemli alandır. Oyun oynayarak anne-babalar başka türlü hiçbir yolla olamayacağı kadar çocuklarına yaklaşabilirler ve onları keşfetme fırsatı yakalarlar. Çocuğun sadece bakımı, korunması ve bir takım günlük yaşam hedeflerinin (temizlik, ödev yapma, oda toplama vb) gerçekleştirilmesi yeterli değildir. Oyun da bunlar kadar önemli ve rutinde yer alması gereken bir süreçtir.
Bir çoğumuz çocuklarımızla oyun oynarken hem onlarla güzel vakit geçirmek hem de onlara bir şeyler öğretmek amacı güderiz. Özellikle çocuklarıyla paylaşacak vakti kısıtlı olanlarımız, gün içinde onlara vermek isteyip de veremediğimiz "her şeyi" birlikte oynadığımız oyuna sığdırmaya çalışırız. Örneğin, bir çoğumuz bizimle lego yapmak isteyen oğlumuza "Uçak öyle değil böyle yapılır" ya da evcilik oynamak isteyen kızımıza "Dikkat et, yemeği dökme" gibi müdahaleler yaparız.
Çocuğunuzun yaptığı olumlu davranışları ödüllendirin
Bazen farkında olmadan bu müdahaleler öyle çok olmaya başlar ki, hem çocuğun yaratıcılığını ve girişimciliğini engellemeye hem de ebeveynin onunla olan ilişkisini germeye başlayabilir. Çocuk ebeveyni daha çok öğretici konumda görebilir. Bu da çocuğun ya onunla güç mücadelesine girmesine ya da tamamen pasif bir konuma geçerek boyun eğmesine yol açabilir. Biz her ikisini de istemeyiz.
Çocuğun hem kendisine güvenli hem de sınırlarını bilerek davranması için anne-babanın onunla geçirdiği olumlu bir zamanın olması, yaptıklarının ve söylediklerinin duyulduğunu ve önemsendiğini hissetmesi ve yaptığı olumlu davranışların ödüllendirilmesi gerekmektedir. Çocuk negatif bir davranış gösterdiğinde (zarar verme dışında) ise anne ve babanın bu davranışı görmezden gelmeleri gerekmektedir. Başlangıç olarak günün belirli bir saatinde oynanan oyunda uygulanacak yöntemler zamanla anne ve babanın günlük davranışlarına yansıyacak, çocuklarıyla daha verimli ilişki kurmalarına yardım edecektir. "Özel zaman" olarak da adlandırabileceğimiz bu oyun süresinde anne ya da babanın çocuklarıyla oynarken bazı noktalara dikkat etmeleri önerilmektedir.
Bunlara dikkat
Seçtiğiniz zaman birimi sizi ya da çocuğunuzu başka şeyleri tercih edecek aktivitelerden alı koymayacak şekilde olmalı. Özellikle de başlangıçta örneğin televizyonda sevdiği bir çizgi filme alternatif olmamalı.
Telefonda ya da bir başka şey (arkadaş, komşu, tamirci gibi) tarafından engellenmeyeceğiniz bir zamanda yapılmalı.
Tercihen günün aynı saati olması çocuğunuzun da zamanla kendisini bu saate ayarlamasına neden olur...
Oyunun kontrolünü elinize almayın veya onu yönlendirmeyin.
Soru sormayın ve komut/emir vermeyin: Sorular ancak bir şeyi anlamadığınızda ya da bir şeyi açıklığa kavuşturmak için olmalı. Bu zamanın amacı sizinle birlikte olmanın keyfini sürmek, bir şey öğrenmek değil.
Yeri geldiğince sözel ödül, onay ya da olumlu geribildirimde bulunun. Bunu abartmadan, mütevazı ve uygun bir şekilde yapın. Bunları yaparken belirli/özel olumlu davranışa odaklanın. "Böyle sessizce oynamamız hoşuma gitti", "Bak ne güzel yaptın" gibi sözel onayların yanında yanağından öpmek, saçını okşamak, gülümseme, elleri birbirine çırpmak gibi sözel olmayan onaylamalar da çok değerli olacaktır.
Olumlu davranışlarını beklemeden hemen arkasından onaylayın.
Eğer olumsuz davranışlarda bulunursa önce birkaç dakika başka şeyle ilgilenin. Eğer davranışına devam ederse bu özel zamanın biteceğini söyleyerek uyarın, etkili olmazsa oyunun bittiğini söyleyerek odayı terk edin. Güzel davrandığı zaman yine oynayacağınızı söyleyin.
Zaman zaman biraz daha yapılandırılmış oyunlar da çocuğunuzun farklı yönlerden gelişimine katkıda bulunacaktır. Bu tarz oyunlarda dikkat etmeniz gereken noktalar şöyle özetlenebilir:
- Serbest oyunun arkasından masa başı faaliyetlere geçeceğinizi çocuğunuza önceden bildirebilirsiniz.
- Yapılandırılmış ortam başlangıçta 5 dakika hatta daha az bile olabilir. Önemli olan bir aktiviteyi tamamlayıp (başarması değil) kalkmasıdır.
- Masa başında onun başarılı olduğunu düşündüğünüz bir şeyden başlayın.
- Faaliyetler sözel ve performans (yapma/etme-el becerileri) olarak dönüşümlü olmalı. Örneğin kitap dinlemenin arkasından hamur yapma gibi.
- İlk başlarda en ufak adımları bile destekleyin. Bir gün önce yap-bozların hiçbir paçasını ellemek istemediyse ve bir sonraki gün eline alıp deniyorsa "Ne kadar güzel deniyorsun" gibi.
- Yönergeleriniz kesin ve net olmalı, soru cümleleri barındırmamalı "Yapalım mı?" yerine "Şimdi hayvanlarla oyuna geçiyoruz", "Bir kare yapar mısın?" yerine "Bir kare yap" gibi.