Paylaş
HAFTANIN TAKIMI
Sarı Melekler... Kırmızı Şeytanlar ve Türk polisi
SARI Melekleri file önünde topluca ve ayrı ayrı kutlamak öpmek gerek... Amatör kılıklı ve ama çoktan profesyonel sporlarda uluslararası alanda kupa kazanılması az buz bir şey değil.. Bu şampiyon takım sezona M.Ali Aydınlar’ın desteğiyle Acıbadem adıyla başladı idi. Sonra malum olaylar neticesinde isim ve destekçi değişti. Sonuç ‘Universal’ ve pırıltılı bir kupa oldu. Şampiyon takımın havaalanındaki coşkulu karşılama töreninde taraftarın polisten gördüğü ‘zulüm’ artık alışık olduğumuz gibi sadece ‘bazı’ medyada haber olabildi. Fenerbahçeliler ‘Cumhuriyet’lerine sahip çıkıp ses çıkardıkça polisten şiddet görür oldular. Fakat bu sahiplenme duygusu ve kararlılığı bu yıl takım tutmaya karar veren birçok çocuğu Fenerbahçeli yapacak. Ben de “alma mazlumun ah’ını... Çıkar aheste aheste” deyip susacağım... Ayet değilim, bir gün giderim... Sizin gibi.
HAFTANIN ADAMI Jenerik arsızı...
Örümcek avcısı
FENERBAHÇE kritik Bursa maçını ilahların... Direklerin... Kadınların... Çocukların ah’ları vah’ları ile... Zor da olsa... Kazanmayı bildi... İkinci yarı adamım Sıkat Karsın az kalsın sıkıntıdan uyuyakalacaktı... Sahneye yine... Bıkmadan... Her zamanki gibi... “Yeter artık Aleks” çıktı... Bir fenomen bir kitabe bir manifestodur O... Kırmadığı rekorlar kalmayacak neredeyse... Sarı-lacivert formayla en çok gol atan futbolcu unvanını hocası Aykut Kocaman’dan almaya 4 golü kaldı... Bu rekoru kırsa da kırmasa da o gönüllerin şampiyonu... Kadıköy’ün gülü... Sevgilisi O... “Aykut Kocaman’sa Aleks dünyalar kadar” filan diyecekler arkasından... Biz büyüklerimizden nasıl Metin Oktay’ları.. Voleci Şeref‘leri... Lefter’leri... Baba Hakkı’ları dinledi isek bizler de -bağrımıza taş basarak da olsa- nesilden nesile anlatılmakla bitmeyecek bir ‘adam’a tanıklık ediyoruz... Ben son Bursa maçındaki golünden sonra kendisine artık hayran değil tribün diliyle ‘uyuz’um arkadaş... Jenerik arsızı... Örümcek avcısı Aleks... Ele bitmeyen sevda bize zulümsün Aleks... “Yeter be Aleks... Yeter” tezahüratımız Kaçak Kimbıl federasyona şeyedince öznesiz kaldıydı nasılsa... Aleks’e uyarlayalım... Payımıza bir Aleks düşmesini bekleyelim hayattan.
HAFTANIN OLAYI
“5’er penaltı atalım... Kazanan karar versin”
? FUTBOLUN Platin başkanı ve kurulunu ülkemizde ağırladık... Olayı Türk usulü kapatmaya çalıştık filan... Kapatmaya çalıştığımız konu da varlığı yokluğu şüpheli... İçi dışından başka.. İçimizi dışımıza çıkaran şu şikeli dava... En baş bakanımız Platin başkana “al da (kap) at” pası attı... “Suç bireyseldir” filan dedi... Bu ayak içi pas Platini’nin yalancı koşusuna rağmen taca çıktı... Bildiğimiz şeyleri duyduk yine...” Gastelere göre ciddi deliller...” Sıfır tolerans vs... Platini abimizden duyduğumuz en net şey Behzat G. orkestrasının iyi müzik yaptığı oldu... Bir ara düşündüm... Misal Kasımpaşa Stadı’nda bizim milenyum padişahı’yla futbolun Platin başkanı penaltı atışsalardı... Yıldırım Bey çetele tutardı... Kazananın dediği olurdu... Türk usulü yüzümüze gözümüze bulaştırdığımız. Devamında birbirimize düşman kesilmeyi başardığımız bu süreci yine Türk usulü kapatmış olurduk. Kısmet.
ALKIŞLAR
KEŞKELER KARIŞIK
EMRE Çolak... Semih Kaya.. Mustafa Yumlu... Ve onlara inanan hocaları... Ben Arena’daki müthiş kapışmayı böyle izledim... Gerilim fazla... Doz aşırıydı... Keşke berabere biten maçta kaybeden gözbebeğimiz hakemimiz Çakır kardeşimiz olmayaydı... İki tarafa da yaranamayan müstesna bir yönetim oldu... G.Saray benim gözümde yüzde doksan şampiyon... Olur da on, doksandan büyük gelirse... İki kıymetli genç oyuncunun kazanılmış olması bir şampiyonluğa yeğdir... Değdir Fe abi gençlerden yana kalemini... Yaşlanmaktasın zati... Boluspor’a yenilerek kupadan elenen... Olimpiyat ve belediye kelimelerini nefret alanımıza taşıyan Beşiktaş’ın oyuncu kadrosu an itibariyle Arena’nın beyaz çizgileri kadar gözümüze gönlümüze batmaktasınız. Sahi o çizgileri kim çizdi?
Paylaş