Geri dönüş

Hasrete tahammülü kolaylaştıran sertleşmeler, inkarlar, nefret, acı ile süslü efsaneler ve de ölümler varsa arada geri dönüşler o kadar zorlaşır. �

Bugün, Mahmur Kampından dördü çocuk 26 kişi geri dönüyor.

94 yılında Türkiye’yi terk edip Kuzey Irak’a yerleşen Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları.�

Kandil’den de gelecek olanlar var.

Avrupa’dan da.

Bu sadece onların geri dönüşü değil.

Hepimiz, birlikte ve birbirimize dönüyoruz.

Becerebilirsek.

* * * 
     �

İSTANBUL’da hafta sonu çok önemli bir toplantı vardı. Barış İçin Kadın Girişimi.�Sadece kadın kimliği ile el ele verip,�“ARTIK” barış diyen kadınlar.

Savaşlarda, çatışmalarda, düşmanlık ortamlarında en fazla kaybeden, kaybedecek en çok şeyi olan kadınların bu geri dönüş yolculuğunda söyleyeceklerine kulak vermek çok önemli.

Bugüne kadar hiçbir soruna çözüm olmayan aynı çatışma dilini kullandıkça, ayrışmayı körükleyen argümanları dönüp dolaşıp ortaya sürdükçe “Gözü yaşlı analar”�diye söze başlamanın anlamsızlığını biraz da bu kadınlardan dinleyin.

Terk etmemiz gerekenler var.

Başta bizim, gazetecilerin kullana geldiğimiz kalıpları sorgulamamız gerekiyor.

Geri dönenler, “teslim olmaya gelen terörist gruplar” olarak damgalandılar bile.�Daha baştan kılıçları çeken, palaları bileyen bir yaklaşım.

Oysa onlar kendilerine “barış grupları” adını veriyor. Türkiye’nin Kürt meselesini çözmek için attığı adıma yanıt vermek isteyen bir barış eli uzatılıyor.

Ama tabii bu yanlış dil kullanımı tek taraflı değil. Diğer taraftan da tehdit kokan açıklamalar, “bu süreç heba olursa gerisini siz düşünün” gibi şantajcı yaklaşımlar duyuluyor.

Bu dil hiç kimseyi bir yere götürmez.�

Birbirimize döndüğümüz zaman, yüz yüze baktığımızda, dilimizi değiştirmeyi beceremezsek demokrasiyi derinleştirmek için karşılıklı oturduğumuzda birbirimize ne diyeceğiz?

* * *

BU geri dönüş Türkiye’yi terk edenlerin, sınır ötesinde mülteci kamplarında hayat kurmaya çalışanların geri dönüşü değil, geride kalanların da geri dönüşü.�

Hepimiz geri dönüyoruz.

Geleceği mahvetmekten, onu birlikte inşa etmeye, sırt çevirmekten yüz yüze bakmaya geri dönüşümüzün önündeki en tehlikeli engellerden biri de popülizm.

O, vazgeçemediğimiz sembollerimiz, posterlerimiz, ve çelik gibi sloganlarımızı karşıdakinin kafasına fırlatmadıkça içimizi rahat ettirmeyen popülizm.

Bugün Türkiye’nin birçok yerinde barış gruplarını karşılamak için toplantılar düzenleniyor.

Davullar zurnalar da hazırlansa, zılgıtlar atılsa, halaylar da çekilse aslında bu, büyük bir sessizlik içinde ağır çekim bir sahne olacak.

En ufak ölçüsüzlüğü, patavatsızlığı bile büyüten bu sessizliğe odaklanacağız hepimiz.�

Becerebilirsek,�bu sahneyi anlayış, sabır ve kararlılıkla sonuna kadar götürebilirsek zor yıllarımızın, bu topraklarda yaşayan herkesin zaferiyle sonuçlanan muhteşem finaline kavuşacağız.

Birbirimize geri döneceğiz.