Paylaş
GEÇTİĞİMİZ hafta; Rize’nin Pazar ilçesinin bir dağ köyünden, yetiştirme yurduna alınan küçük Özcan’ın, Türkiye’nin iç giyim imparatorluğuna giden yaşamını anlatmıştım.
Bugün Merve’nin “Peri Masalı”na geçiyoruz.
Konya Yetiştirme Yurdu’ndan Strazburg Müzik Akademisi ve Rhin Operası’na; Ve Nice Devlet Operası’na giden inanılmaz bir hikâye bu. Buyrun...
Merve 12 yaşında yetiştirme yurduna geliyor.
Ağır bir travma. Dersler başlıyor ama... Merve içine kapanık. Merve hüzünlü. Merve durgun. Kolay değil elbette. Büyük travmalar yaşamış.
Ama bir gün müzik dersinde öğretmeni sınıfa bir flütle geliyor. Flütü anlatıyor. Klasik müziği anlatıyor. Ve öğretmen örnek olsun diye flüt çalıyor.
O zamana kadar bir köşede ilgisiz duran Merve heyecanlanıyor. O anı Merve Başoğlu’na sordum. İşte o an...
“Flüt sesi beni öylesine etkiledi ki çok şaşırmıştım. Yaşım küçüktü ama, sanki beni başka bir yerlere götürüyordu o ses. Ben de çalmak istedim. Öğretmenimden rica ettim, o da kırmadı. Flütle işte böyle tanıştım.”
Merve o günden sonra flütle yaşamaya başlıyor.
Öğretmen Merve’nin flüte olan ilgisini ve yeteneğini görünce şöyle diyor: “Kızım sen en iyisi bir güzel sanatlar lisesine git.”
Öğretmenin isteği üzerine Konya Güzel Sanatlar Lisesi’ne başvuruyor. Hemen “kulak sınavı”na alıyorlar.
Sınavı geçince Merve’nin “müzik masalı” da başlıyor.
Evet “masal” diyorum çünkü, bu gerçek hikâye bir çocuğun gözünde ancak masal olarak büyüyebilir.
Öyle de oluyor...
Merve güzel sanatlar lisesinde o kadar başarılı oluyor ki.
Merve Başoğlu
EMİNE ERDOĞAN FLÜT HEDİYE ETTİ
Tam burslu olarak Bilkent Müzik Fakültesi’ne geçiyor.
Bilkent’te okurken, Bulgaristan’da Avrupa Müzik Akademisi’nin açtığı bir yarışmaya katılma hakkı elde ediyor.
İşte bu sırada bütün bu sosyal yardımlara destek olan Emine Erdoğan Hanım Merve’ye profesyonel bir flüt hediye ediyor.
Merve bu flütle katıldığı yarışmada birinci oluyor.
- Yalnız bu mu?
Hayır... Avrupa çapında birçok yarışmada dereceler aldım. Emine Erdoğan Hanımefendi’nin desteği ve himayesiyle bunları başardım.
FLÜTÜN SİHRİ
- Peki o flüt ve müzik Merve’ye ne vermişti? Neden bu kadar ilgisini çekmişti?
İşte kendi ağzından cevabı: “Aslında geriye dönüp baktığımda klasik müzik ve özellikle flüt benim için bir terapi oldu. Bunu şimdi görüyorum. Eğer bu alana girmeseydim, flütü seçmeseydim şu anda nasıl bir ruh halinde olurdum hiç bilemiyorum. Flüt benim ruhumu korudu.”
- Bundan güzel anlatılabilir mi?
Büyük travmalar sonrasında küçücük yaşında bir yetiştirme yurduna gelen kız çocuğunu düşünün.
Acılar... Korkular... İçinde kopan fırtınalar. Flüt böylece bir “terapi” oluyor Merve’ye.. Dediği gibi ateşlere savrulan ruhunu koruyor.
Devam ediyoruz:
- Sonra neler oldu Merve?
Bilkent’te okurken yurtdışında yine bursla okullar kazandım.
- Yurtdışında mı?
Evet… Fransa Nice’te bir devlet konservatuarı. Orada lisans yaptım.
- Sonra?
Master’ı da Strazburg Yüksek Müzik Akademisi’nde yaptım. Orada iki yıl staj yaptım. Enstrüman yorumculuğu yaptım. Konserler verdim.
Merve, uzunca bir süre Fransa’da kalıyor. Sonra Türkiye’ye dönüyor. Bu dönüşü de şöyle açıklıyor: “Ben memleketimi terk etmedim ki. Kendimi geliştirmek için gittim. Şimdi memleketime döndüm. Bu devlet beni büyüttü. Bana böyle bir eğitim olanağı sağladı. Minnetimi göstermek istiyorum.”
Merve gelir gelmez YÖK’e başvurup denkliğini alıyor. Sonrasını şöyle konuşuyoruz:
- Peki Merve şimdi ne yapmak istiyorsun?
Hem müziğimi icra etmek istiyorum. Hem de gençlere bir şeyler aktarmak istiyorum. Şimdi önümde yine sınavlar var. Kültür Bakanlığı’nın açtığı sınavlar. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası gibi. Şu anda sınavlara hazırlanıyorum. Tabii her şey bir anda olmuyor, zamana ihtiyaç var.
KARDEŞLERİNİ DE MÜZİĞE YÖNLENDİRMİŞ
- Kardeşlerin var mı?
Evet var. Diğer kardeşlerimi de müziğe yönlendirdim. Benden iki yaş küçük olan Muhammed piyanist oldu. Müzik öğretmeni oldu. Aynı zamanda Bursa Uludağ Üniversitesi’nde yüksek lisans yapıyor. Diğer kardeşim Büşra Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda kontrbas çalıyor.
- Yani kardeşlerinin de önünü açmışsın.
Evet öyle oldu. Birlikte yürüdük.
- Peki Fransa nasıl oldu?
Klasik müzik ve flüt denilince Fransa geliyor tabii. O zaman öyle düşündüm. Bursla gittim. Aile Bakanlığı destekledi. Ama sonuçta memleketim burası. Memleketime geldim. Sonuçta kendi aile şartlarım altında olsaydım, devlet beni koruma altına alıp böyle desteklemeseydi bunların hiçbiri olmazdı. Ben ve kardeşlerime hâlâ destek oluyorlar. Minnet doluyum.
- Peki hayalin nedir?
Merve bu soru üzerine bir an duruyor. Sonra iki cümleyle cevap veriyor: Çalmak istiyorum. Bildiklerimi yeni kuşaklara aktarmak istiyorum.
Evet arkadaşlar; Merve bugün bir flüt virtüözü...
CSO’nun mavi salonunda konserler veriyor. Kültür Bakanlığı’nın açacağı sınavları kazanmak için şimdi durmadan çalışıyor. Umarım onu bir gün büyük bir orkestrada dinleme olanağımız olur. Bu arada Merve’yi flütle tanıştıran, sonra güzel sanatlar lisesine yönlendiren öğretmenini yürekten kutluyorum. Elbette bu olanakları sağlayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın, başta bakanlar olmak üzere tüm personelini kutluyorum. İyi ki varsınız.
Yolun açık olsun Merve.
Paylaş