İçimizdeki maşalar

DÜNYANIN savaş içinde olduğunu söylediğimizde kabul etmeyenlerin dahi, sadece Suriye, Irak, Lübnan, Filistin, Yemen, İran ve bütün bu coğrafyalarda akan kanın sebebi İsrail’deki soykırım ve savaşları, saldırı ve cinayetleri kabul etmemesi mümkün müdür?

Haberin Devamı

Bir ülke yani Türkiye, üstelik de (İran hariç) kendi eski topraklarının yaklaşık sadece yüzyıl önce parçalanarak elinden alınmasından sonra, bugün dökülen kanı görünce, ‘oyunun’ da ana amacını ve (hayal edilen) final sahnesini de ezbere bilince, neden kendini koruyucu davranmayacak ki?
Bu topraklara büyük Kafkas soykırımı, Balkan Savaşları, 1. Cihan Savaşı sonrası ve türlü diğer mecburiyetleri ile sığınan kuşaklar, kitleler, ‘vatan’ değerini, vatansız kalma travmasını çok iyi bilirler. Vatanseverlikleri, yaşadıklarıyla pekişmiştir.

Bu ülkede ‘kifayetsiz muhteris’ kişilerle siyasete müdahale edenler, görünürde milliyetçi söylemlerle içeride toplumu birbirine ters bakar, kavga eder, çatışır hale getiren, getirmek isteyenler, illa maaşlı ve görevli olmasalar dahi sonuçta kullanılan maşadırlar.

Haberin Devamı

Şimdi Cumhuriyet’in az öncesi ve sonrasında, kimisi hiçbir vicdana sığmayacak suçlama ve yargılamalarla İstiklal Mahkemesi eliyle asılmış, infaz edilmiş kişiler varken bugünkü ‘adi suçlulardan’ kahraman çıkartmaya ve toplumu kargaşaya sokmaya çalışmayı kim, şuuru yerinde vatanseverlere yutturabilir ki?

Kurtuluş Savaşı veren bir ülkede Yunan’a sığınmak zorunda bırakılan Çerkez Ethem’i suçlayanlar, Şeyh Sait’i İngiliz aparatı olarak niteleyenler, bugün ‘etki ajanı’ görevini akademik sıfat ve siyasi kimlikle süsleyerek tam da Suriye’de rejim düşerken, tam da İsrail İran’a saldıracak iken yapanlar, dozajını arttıranlar nasıl masum olabilirler?

Bir ülkenin bütünlüğünü, huzur dokusunu bozan hareket ve kişilerin arka planı, art niyeti o ülkenin ‘bütünlüğü’, dirliği, birliği için mücadele edenlerce sorgulanmaz mı?

Binlerce yıllık devlet geleneği olan bir ülkenin, daimi hain havuzu dolu bir coğrafyanın bu konuda karşı refleksi nasıl gözardı edilebilir ki?

Ve zaten baksanıza; İran’da anti İsrail istihbarat biriminin başının İsrail ajanı çıktığı, Suriye’de Eli Cohen’in o zaman rejime sızarak Baas’ın 3 numarası olduğu, Golan Tepeleri’nin ‘anahtarını’ İsrail’e hediye ettiği, Enver Sedat’ın damadının Mossad tarafından devşirildiği bilinirken, bugün Türkiye hapishanelerinde bulunan bazı kişilerin gerçekte ‘göründükleri’ gibi olmadıklarını söylemek çok mu insafsızlık olur?

Haberin Devamı

Elbette olmaz.
Terörsüz Türkiye ve bütünleşmiş toplumu gerçekleştirmeye çalışanları suçlayanlara bakar mısınız? Kimi adi hırsızlıkla yargılanıyor kimileri de toplumu kin ve nefret tohumları saçarak bölmeye ve iç kargaşa çıkarmaya çalışıyor.

Tipik maşa olan bu tipler, kimin ya da kimlerin adına hareket ediyor biliyor musunuz?

Bölgemizde kaldırdığınız her taşın altından çıkan ama asla kendilerini belli etmeyen ve tarih boyunca saman altından su yürüten İngilizin!

Yazarın Tüm Yazıları