Paylaş
Müthiş bir heyecan. YouTuber Ruhi Çenet, 2024’ün son günlerinde dünyanın en derin mağarası Krubera’ya iniyor.
Dünyanın merkezine doğru tam bin 224 metre. O zamana kadar kimse bu derinliğe inmemiş. İzlerken kapalı alan korkum doruğa çıktı.
Mağaranın derinlerindeki 7’nci günde Çenet şöyle diyor: “Zaman kavramını kaybettim.”
Rus bilimadamlarıyla 2 bin 224 metrede yeni bir tür keşfettiler. Ama belgesel kadar benim ilgimi çeken başka bir olay daha var.
Ruhi Çenet ile Türkiye Mağaracılar Federasyonu arasındaki tartışma. Bu tartışmayı şunun için önemsiyorum; Ortada bir vizyon meselesi var.
Kim haklı konusunu okurlarıma bırakıyorum. Ama ben federasyon yönetiminin Çenet’i biraz daha ciddiye alması gerektiğini düşünüyorum.
8 gün süren bu heyecan dolu yolculuğun videosunu YouTube kanalında yayınlanan Ruhi Çenet, video öncesinde yardım istediği Türkiye Mağaracılık Federasyonu’nun kendisini ti’ye aldığını söylüyor.
“Alay ettiler” diyor. Ve ekliyor: “Dünyanın en derin mağarasına inmek, yeni bir tür keşfetmek ve o bilgileri edinmek projeme katılan Kırım Üniversitesi’nin Rus bilimadamlarına nasip oldu.”
Bizim federasyon yeterince ilgi göstermeyince Çenet mağaraya Kırım Üniversitesi’nden uzmanlarla iniyor. Rus mağaracılar yardımcı oluyor.
Kırım Federal Üniversitesi’nden Dr. Gennady Samokhin, Ruhi’ye eşlik ediyor. Bilimsel verileri topluyor.
Tabii bizim Mağaracılık Federasyonu’nun da bir cevabı var: “Ruhi Çenet, Krubera Mağarası’na inmek için bizden yardım istediğinde gereken eğitimleri verebileceğimizi, yalnız mağaraya eğitmenlerimizden biriyle girmesi gerektiğini ilettik. Kendisi bu teklifimizi reddetti.”
Eğitimin yaklaşık 6 ay ya da 1 yıl sürmesi sözkonusu. Çenet, federasyonun kendisini bir öğrenci grubuna yönlendirdiğini de söylüyor.
Federasyonun yalan söylediğini iddia ediyor.
Ve sonuç olarak: “Dünyada 12 milyon kişinin izlediği bu videoda keşke Türk mağaracıları, bilimadamları olsaydı” diyorum.
Keşke o bilimsel veriler bizim elimizde olsaydı. Keşke Türkiye’den bir üniversite dahil olsaydı. Keşke Antarktika’da dalgalanan keşif ve bilim bayrağımız, dünyanın en derin mağarasında da dalgalansaydı.
Ruhi Çenet’i zaten dünya tanıyor. 50 milyon toplam izleyici sayıları var.
Bir Türk’ün bu kadar izleniyor olması; üstelik keşif, yaşam kültürü ve macera üzerine kurulu belgesel tadındaki videolarla böyle bir izleyici kitlesine ulaşıyor olması...
Başlı başına bir alkış gerektiriyor.
Doğrusu ben Ruhi Çenet’le bir Türk olarak ayrıca gurur duyuyorum. Elbette mağaracılık ciddi bir eğitim gerektirebilir. Ama Ruhi başardı işte.
2-FEDERASYONLARIMIZ VE VİZYON
Şimdi sorulara geçiyorum.
Neden arkasında bizim federasyon olmadı? Neden Ruhi’yle daha sıkı bir ilişki kurulmadı?
Neden “Gel bakalım genç kardeşim, şöyle yapalım” demedi?
Neden basit bir yazılı mesaj yerine “Oturup konuşalım, ortak bir program yapalım” demedi?
Risk alınmasından söz etmiyorum. Milyonlarca insanın izleyeceği bu fırsat, Mağaracılık Federasyonu için de bir başarı olmaz mıydı? Türkiye için bir başarı olmaz mıydı? Genç mağaracılar için bir örnek olmaz mıydı? Vizyon meselesi dediğim de işte budur.
3- SPOR BAKANI: “FEDERASYONLAR HESABINI VERECEK”
Amatör sporlarımızda sürekli olarak bir istikrar sıkıntısı görüyorum. Ve bunu sürekli yazıyorum. Son olimpiyatlardan sonra Gençlik ve Spor Bakanı Aşkın Bak aynen şöyle demişti: “Biz, devlet olarak spor federasyonlarımıza en üst düzey imkânları sunduk. Sağladığımız bu imkânlar dünyanın pek çok ülkesinde yok. Buna rağmen bu imkânları doğru ve verimli kullanamayan federasyonlar bunun hesabını verecektir.”
Çok iyi biliyorum ki; Bakan Aşkın Bak çok büyük bir mücadele veriyor. Akif Çağatay Kılıç’ın verdiği mücadeleyi yakından biliyorum. Mehmet Kasapoğlu çok çalıştı.
O günden bugüne federasyonlarımızda neler oldu bilmiyorum. Bakan Bak ne önlemler aldı, bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki...
O da amatör sporlarımızda bazı bireysel başarılar dışında kalıcı bir başarı grafiği göremediğimizdir. Devşirmeler peşinde koşmak yerine Anadolu’nun çocuklarına yeterince yatırım yapılmıyor.
Okullarda birkaç beden eğitimi öğretmeninin kişisel çabası sonucunda bulunan çocuklarımız dışında federasyonlar daha sağlam bir altyapı peşinde koşmuyor. Elbette yüzme gibi, voleybol gibi, alt yapıdan gençlerimizi yetiştirip başarılı olmuş federasyonlarımızı kutluyorum.
İşte Türkiye Mağaracılık Federasyonu’nun Ruhi Çenet’le kuramadığı ilişkiyi de böyle değerlendiriyorum.
Yahu arkadaş; Dünyanın en çok izlenen Türk genci kapına gelmiş, projeyi hazırlamış, maddi imkânları sağlamış.
Daha ne istiyorsun? Bırakma. Konuş, tartış, projenin bir kenarından tut, ikna et.
Federasyonlarımızla ilgili bu konulara devam edeceğim.
Paylaş