Paylaş
Özel Çevre Koruma bölgesinde olan tüm kıyılar, koylar, körfezler değerlendiriliyor.
Başta Gökova, Hisarönü, Bozburun, Göcek, Fethiye, Kaş Kekova gibi koylar, körfezler mercek altına alınıyor.
Çok değerli akademisyenlerin görüşleri, yapılan ölçümler ve sonuçlar...
Tabii öyle hemen madde madde sonuçlar yok. Ama benim anladığım; kararlar iki konuda yoğunlaşıyor:
1- Koylarda kurulacak mapa-şamandıra sistemi. Göcek gibi iç denizlerde çok fazla tekne demir attığı için deniz çayırları ciddi tehdit altına girmiş. Göcek’in 3 tanınmış koyunda 30 metre dalışlarla ortaya çıkan gerçek “deniz çayırları” çoğu yerde bitmiş. Bazı koylarda iyice gerilemiş. Bu gerekçelerle mapa-şamandıra sistemi isteniyor.
2- Koylarda atık yönetimi. Filtre sistemleri ve yasaklar.
Bu konular üzerinde ayrıca yazacağım...
Şimdi soranlar olabilir...
- Yazının başlığında “İmar affı var mı?” diye sorduktan sonra, kıyılar/denizler için toplanmış zirveyi yazıyorsunuz? Ne alakası var?
Cevap veriyorum:
Evet arkadaşlar, soruyu sordum ve cevabımı en sona bıraktım.
İstedim ki:
- Milyonlarca dolarlık rant için “imar affı” bekleyenler...
- İmar affı geliyor diye cennet kıyılarımıza sahte çatılar koyan dolandırıcılar...
- İnşaat izni olmayan tarlaları alıp imar affı bekleyen kurnazlar...
“İmar affı sorusu”nun cevabını almak için bu yazıyı başından sonuna kadar okusunlar.
Ve böylece devlette birilerinin denizleri korumak için çalıştığını görsünler...
Onlar rant peşindeyken devletin de boş durmadığını bilsinler...
Boşuna hayal kurmasınlar...
‘NASIL OLSA AF ÇIKAR’ DİYENLERE
"Hükümet oy için imar affı çıkartacak” diye bekleyenler için yazıyorum:
- Hükümet kanadından kiminle konuşsam imar affını uygun bulmuyor. İmar affına karşılar.
- Milletin denizlerini, kıyılarını, gelecek nesillerin ormanlarını “seçimde oy kazanmak için” imara açacak bir siyaset anlayışı da yok.
Ve ilk ağızdan öğrendim ki:
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda imar affı diye bir çalışma kesinlikle yok. Böyle bir çalışma için verilmiş bir talimat da yok.
Yani...
İmar affı yok...
Kaldı ki Bakanlık da buna karşı...
Hangi bürokratla konuşsam ormancısından çevresine kıyılardaki bu “imar affı vurgunu”na karşı...
Zaten “imar affı” kavramı niye vardır?
Çiftçinin oğlu evlenir, imar izni olmayan yere oğlu için iki göz ev yapar. Toprak da öyle denize sıfır, önünden iskelesi çıkan yasak bölge değildir. Dağ köyünde kendi tarlasındadır.
İmar affı bu tür mağduriyetler giderilsin diye çıkartılırsa anlamlı olur.
Denize sıfır malikâneler ya da kaçak oteller için değil...
Evet, imar affı yok ama...
Beklenti de çok... Beklentiyi yaratan da şu soru:
- Meclis’te bazı milletvekilleri “imar affı önergesi” vermiş mi?
- Verdiyse kimler? Ve niye vermişler?
İDARE MAHKEMELERİ
Yeri gelmişken bürokratların da bir sıkıntısını burada yazmam gerekiyor.
İşte bir örnek:
- Çevre Bakanlığı’nın bürokratları bir koydaki kaçak yapıları belirliyor. Uydu incelemesi, inşaatın durumu. Yapı kayıt belgesi derken kaçak bildirimini yapıyor.
- Aylarca süren mücadeleden sonra belediye yıkım kararı alıyor.
- Tam yıkım başlayacak, kaçak yapının sahibi bir bölge idare mahkemesine dava açıyor. Mahkeme anında yürütmeyi durdurma kararı alıyor.
Sonra ...
Bekleyin bakalım yıkım için. Bu arada kaçak yapının sahibi belediyeyi bu şekilde oyalayarak imar affını bekliyor...
Yoksa o kurnaz rantiyeci de çok iyi biliyor ki...
Mahkemede ne kadar oyalarsa oyalasın, sonunda kaçak yapısı yıkılacak.
Onun amacı “imar affına” kadar oyalamak.
Evet arkadaşlar...
Çevre Bakanlığı’ndaki genç çevreci kadroyu bilince... Onların nasıl kararlı çalıştığını görünce...
Bana düşen de bu cennet koyları korumak için, denizleri bizden sonraki nesillere temiz bırakabilmek için; yazmaya, mücadeleye devam.
İyi hafta sonları...
Paylaş