İşte her şeyi anlatan harita

Bunun cevabı için iki sihirli başlığımız var...

“Para” ve “silah”, eşittir: “Güç”

Trump, daha önceki başkanlar gibi Körfez ve Ortadoğu’ya geldiklerinde; ABD’nin emperyal çıkarlarını “demokrasi ve medeniyet” türünden kavramların arkasına gizlemiyor.

Doğrudan açık açık söylüyor...

Dahası...

Diplomatik konuşmalar yerine duygusal da davranıyor.

Seviyor ya da sevmiyor.

Örneğin Suudi Veliaht Prens Selman için aynen şöyle diyor:

“Onu çok seviyorum. Onu biraz fazla seviyorum. O yüzden bu kadar çok veriyoruz.”

Ve elbette bu sevginin bir karşılığı var.

Trump’ın 2017’de yaptığı Suudi Arabistan gezisini hatırlayın.
Yaklaşık 500 milyar dolarlık bir silah satış anlaşması imzalanmıştı.

Ve önceki gün...

Riyad’da Trump, 142 milyar dolarlık silah satış anlaşması daha imzalıyor.

Dahası var...

Suudi Arabistan, ABD’ye 600 milyar dolarlık yatırım yapacağını taahhüt ediyor.

Tabii böyle olunca Trump’ın heyetinde ABD iş dünyasının en ünlü isimleri de orada oluyor.

Devam edelim...

Suudi Arabistan’a hava kuvvetlerinin geliştirilmesi ve uzay teknolojilerini sağlıyor.

Füze sistemleri, deniz ve kıyı koruması...

Ve daha onlarca madde.

Türkçesi:

“Seni bütün tehditlerden korurum. Elbette bedeli var.”

Sakın bu satırları eleştiri için yazdığım anlaşılmasın. Ne yazık ki dünyanın gerçeği bu.

Trump da zaten bu açıklıkta söylüyor.

2) KATAR EN BÜYÜK HAVA ÜSSÜ

Gelelim Katar’a... ABD Başkanı, Katar’la da 1.4 trilyon dolarlık anlaşma imzalıyor. Katar, 200 milyar dolarlık Boeing yolcu uçağı siparişi veriyor. Ardından Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti var. BAE’deki anlaşmanın faturası 1.3 trilyon dolar. Böylece Trump’ın Körfez ülkeleri gezisi 3 trilyon doları aşkın bir pastaya dönüşüyor.

3) ÜSLER VE İRAN ÇİN DENGESİ

Dikkat ederseniz; Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, BAE ve Bahreyn ile Umman’da ABD’nin dünyadaki en büyük hava ve deniz üsleri bulunuyor.

50 bini aşkın ABD askeri görev yapıyor. Niye? Çünkü 2030 yılına doğru Çin’in planladığı “Deniz-İpek Yolu”ndan milyonlarca varil petrol geçecek.

Niye? Çünkü dünya deniz ticaretinin muazzam bir bölümü bu hatta gelişecek.

Niye? Çünkü ticaret ve paranın bekçisi silahtır.

Ve bu nedenle egemenlerin menfaatleri çatışır. Bölüşmekte zorlanırlar.

İşte bir örnek haber: “Rus ordusuna ait Pasifik filosundan yapılan açıklamaya göre, güdümlü füze kruvazörü ‘Varyag’, denizaltı karşı gemisi ‘Admiral Tributs’ ve deniz tankeri ‘Boris Butoma’dan oluşan müfreze, İran’ın Çabahar Limanı’na demir attı. Açıklamada, ‘Rus donanmasının resmi heyeti; Rusya, İran ve Çin savaş gemilerinin ortak deniz tatbikatlarının düzenlenmesi konusunda planlanan konferansa katılacak’ ifadelerine yer verildi.”

4) RUSYA-İRAN VE ÇİN

Geldik mi paranın ve ticaretin rotasındaki bir başka güç birliğine. Çin ve İran’ın ilişkileri sürekli gelişiyor. Çin-Rusya öyle. Daha geçen hafta Putin ve Ji Cinping birlikte poz verdiler. Şimdi Trump hem bu üçlüye karşı bir askeri güç oluşturuyor hem de İran ve Rusya’ya göz kırparak bu bloku kırmayı planlıyor. Bu noktada Umman’ın İran için arabuluculuk temasları yaptığını biliyoruz. Trump’ın Putin’le İstanbul’da görüşme talebi de buradan geliyor.

5) TÜRKİYE FAKTÖRÜ

Şimdi bütün bu gelişmeleri bizim açımızdan değerlendirirsek; Trump’ın Körfez ziyareti. Aynı anda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için söylediği övücü sözler.

İstanbul’da yaşanan Rus ve Ukrayna arasında başlayan barış görüşmeleri. Takas kararı. Ve en önemlisi; PKK terör örgütünün silah bırakmasıyla Türkiye’nin iç barışında yaşanan tarihi dönem. Ek olarak Trump’ın Suriye’deki istikrar için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret etmesi. Bütün bunlar önümüzdeki dönemin oyun değiştiren etkin faktörleri olacaktır.

Belli ki çok hızlı gelişmeler yaşayacağız. Ve üstelik bu gelişmelerin merkezinde olacağız. Para, ticaret, güç ve silah... Binlerce yıllık medeniyetlerden sonra; Ne yazık ki dünyanın anladığı sihirli ve zehirli dil budur.

O nedenle bu haritayı esas alarak önümüze bakacağız.