Paylaş
Bu bilgiyi en yetkili ağızlardan almıştım.
Evet, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda böyle bir çalışma yok.
Yalnızca bir milletvekilinin Meclis’e verdiği önerge söz konusuydu.
O milletvekili hangi gerekçeyle bunu istemişti?
Sahillere, koylara, kıyılara...
Yani milletin malına malikâne kondurup imar affı bekleyen rantiyecileri biliyoruz.
Defalarca da bunları yazdım.
Bu nedenle toplumun çok büyük bir bölümü imar affına karşıdır.
Ben de dahil...
Dikkat ediyorum:
“İmar affı geliyor” söylentileri üzerine inanılmaz dolandırıcılıklar başladı.
Bakanlık af kapsamını uydu görüntüleriyle oluşturduğu için...
İmar izni olmayan tarlaya çatı görüntüsü verenler...
Toprağın üzerine çatı koyup bekleyenler...
Sahile yaptığı kaçak yapı için alınan yıkım kararını idare mahkemeleriyle oyalamaya çalışanlar...
Hepsini görüyoruz.
BOĞAZİÇİ’NDE YIKILAN EV YENİDEN YAPILAMAZ
Tabii bir de imar affını farklı gerekçelerle bekleyenler var.
Cumartesi yazdığım yazı üzerine o kadar çok mail ve mesaj aldım ki...
Gelen mesajlardan 3 değişik örnek seçtim.
İşte bir örnek:
Prof. Dr. Enis Tulça yazmış...
“Fatih Bey merhabalar,
‘İmar Affı’ ile ilgili yazınızı okudum. Bu konunun İstanbul Boğazı ‘Ön Görünüm’ bölgesi için ve aftan ziyade kentsel dönüşüm hakkı için bir detayı size yazmak istedim. Birçok vatandaşımız deprem anında evleri yıkılırsa geçerli olacak durumu belki de bilmiyorlar.
Malumunuz 2960 sayılı Boğaziçi İmar Kanunu 22/11/1983’ten beri İstanbul Boğazı ön görünüm bölgesinde, Üsküdar, Beykoz, Sarıyer ve Beşiktaş ilçelerinin bir kısmında geçerlidir. Bu kanun sayesinde Boğaz’ın güzelliği çarpık yapılaşmaya karşı kırk yıldır korunmaktadır ve çok yerinde olmuştur. İstisnalar hariç bu bölgede en genç yapılar 1983 yılı ve öncesindendir.
Diğer taraftan 1999 sonrası süreçte Marmara Bölgesi ve İstanbul için bilim artık bağıra bağıra yaklaşan büyük deprem riskini ifade ediyor. Ayrıca geçen haftaki Düzce depreminde kentsel dönüşümün faydalarını hep beraber mutluluk ve şükür ile izledik. Halen geçerli olan yasa ile İstanbul’un bu dört ilçesinde ve ön görünüm bölgesinde olan bizlerin kentsel dönüşüm hakkımız yok. Üstelik binanız yasal ve iskanlı da olsa, depremde yıkılır ya da oturulamaz hale gelirse tapulu mülkünüzün yerine Boğaziçi İmar Müdürlüğü maliklere ‘yeşil alan’ belgesi veriyor. Bizlere Müdürlük’ten verilen son ve geçerli uygulama bilgisi bu. Yani yasal binanızın yerine aynısı da olsa hiçbir şey yapamıyorsunuz. Arsa olarak kalıyor. Anayasa önünde vatandaşın eşitlik ilkesi ile bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması hayatidir ve birçok canı kurtaracaktır.
Selam ve saygılarımla,
Prof. Dr. S. Enis Tulça
Galatasaray Üniversitesi İİBF
Uluslararası İlişkiler Bölümü”
ADALAR’IN İMAR PLANI YOK
Bu mesajı da Hayati Bey İstanbul Adalar’dan göndermiş...
“Sn. Fatih Bey,
İmar affı ile ilgili yazınızı okudum, tebrik ederim.
Kentsel dönüşüm ile ilgili sorun yaşadığımız bir konu var. Size iletmek istiyorum:
Adalar ilçesi Büyükada Maden Mahallesi’nde yazlık bir evimiz var. 1980 senelerinde inşa edilmiş, iskanlı ruhsatlı bir yapı. Risk analizini yaptırdık, değerler olumsuz. Yeniden inşası gerekli.
Fakat adaların 1/5000 imar planı yok. Binlerce insan yaşıyor, 11 km ötesinden fay hattı geçiyor ama imar planı yok. Şaka gibi. İmar planı olmadığı için binanın aynısının yeniden yapılmasına izin verilmiyor. Bütün otoriteler bir ağızdan güçlendirme yapın diyorlar.
Deniz kumu ile yapılmış, yıllarca yıpranmış, demirleri paslanmış binanın, yeniden inşası için imar planı olmadığı için son seçenek olarak güçlendirilmesi, bizi yaklaşan İstanbul depreminden nasıl koruyabilir?
Ayrıca bu tip güçlendirme hem çok zor hem çok maliyetli hem de faydası tartışılır.
Yerel otoritelerin eli kolu bağlı. Her kurum diğerine yönlendiriyor. Halka faydalı olacaklarına, çözüm üretileceğine topu taca atıyorlar.
Adalardaki pek çok yapının durumu aynı. Ben çok yazdım, görüştüm, cevap alamadım.
Belki sorunumuzu siz dile getirirseniz, bir duyan, yardımcı olan olabilir.
Şimdiden teşekkürler,
Hayati Kutlar”
BODRUM YİNE BODRUM
İmar affı konusu olup da Bodrum olmadan olmaz.
Belki de “imar vurgunu”nun ya da “kaçak yapı ve rantiye”nin en yoğun yaşandığı bölgedir Bodrum.
Sonra sırasıyla Datça’dan, Marmaris’ten, Bozburun’dan, Hisarönü Körfezi’nden Fethiye’ye, Kaş’a, Antalya’dan Mersin’e kadar sahillerde yaşanır bu vurgun. Bodrum’dan Sezen Palaz yazmış:
“Sayın Fatih Çekirge,
Bugün gazetedeki yazınızda ‘İmar Affı Yok’ demişsiniz.
Keşke öyle olsa. Bodrumda Güvercinlik bölgesinde küçük bir sitede yaşıyoruz yazları. İnanın çevremizde doksanlı yıllarda yapılmış 400 hanelik bir başka site var ve yarısından fazlası evini illegal olarak büyüttü. Belediyeye proje vermeden, izin almadan. Etraf orman ama her geçen yıl ormanın içine açılan yollarda yeni yapılar görüyor ve Bodrum’un nasıl talan edildiğine şahit oluyorum. Bir değil, iki değil, yüzlerce yapı. İnsanlar son derece aç gözlü ve gözlerini hırs büyümüş vaziyette inşaat yapıyor ve tuhaf fiyatlar konuşuluyor.
Biz çok güzel bir müstakil evde, muazzam bir manzaraya bakarak yaşıyoruz ama inanın samimiyetle söylüyorum, etrafın böylesine talan edildiğini görmek yerine küçücük bir kulübede, doğru düzgün yeşil bir çevrede oturmayı tercih ederdim.
İTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu emekli bir mimar olarak çaresiz, mutsuz, nerdeyse umudu tükenmiş (insanların ve çevrenin geldiği bu hale üzülmekten), yaşantımı başka küçük mutluluklara odaklanmaya çalışarak devam ettiriyorum...
Umarım duyarlı, çalışkan, aklı başında, çevre bilinci gelişmiş insanlar çoğalır da şu güzelim memleket elden çıkmadan, hiç olmazsa tükenmeden bir yola girer.
İyi haberleri her zaman vermeniz dileği ile,
İyi çalışmalar,
Sezen Palaz”
Evet arkadaşlar...
Çok sayıda mesajın arasından seçtiğim üç örnek bu...
Umarım bu yazılar yerini bulur.
Sonuç olarak mağduriyetler varsa elbette düzeltilmeli.
Ben yine yazıyorum:
“Rantiyeciler boşuna heveslenmesin. Hükümetin gündeminde imar affı yok...”
Tabii Meclis’te milletvekilleri ne yapar, onu bilemeyiz.
Paylaş