Paylaş
Dünya denizlerinin en ölümcül yarışına.
Hiçbir gelişmiş teknolojik cihaz yok. Otomatik pilot yok. Navigasyon, AIS takip cihazı yok.
Elektronik haritalar yok. Radar yok. Uzun menzilli telsizler, cep telefonları, haberleşme cihazları yok.
Yalnızca 1960’ların teknolojik standartları var.
İşte böylesine kısıtlı bir tekneyle;
Geceli gündüzlü 30 bin mil yaparak okyanusları, azgın denizleri, fırtınaları aşıp dünyayı dolaşıyorsunuz.
Üstelik tek başına...
İşte bu yarışın adı “Golden Globe Race”tir.
Dünya denizciliğinin en tehlikeli yarışı. Altın Küre Yarışları...
Dünyanın en azgın denizlerini aşacaksınız;
Ama öyle turistik gezi yapar gibi değil... Yarışacaksınız.
Böylece okyanusları geçeceksiniz. Rota tutacaksınız. Gece dümen başında yarı uykulu bekleyeceksiniz.
1968 yılından bu yana düzenleniyor bu yarışlar.
BİRİ İNTİHAR ETTİ DİĞERİ OMURGASINI KIRDI
Düşünün ki;
İngiliz işinsanı Crowhurst bu yarışta teknesi su alınca yarışıyor gibi yapmış, sahte rotalar bildirmişti. Bunalıma girip intihar etmişti. Sonradan adına filmler yapıldı.
Hintli kaptan Tomy, 2018 yılının Altın Küre Yarışı’nda Hint Okyanusu’nun güneyinde şiddetli fırtınaya yakalanmış ve sırt kemiği kırılarak ağır bir şekilde yaralanmıştı. Kaptan Tomy, okyanus ortasında ölüm kalım mücadelesi vererek 3.5 gün kurtarılmayı beklemişti.
İşte böylesine tehlikeli bir yarıştan söz ediyorum.
Ve önceki gün öğreniyorum ki;
İki Türk denizcisi ilk defa 2026’da yapılacak bu yarışa katılıyor.
ÜÇ OKYANUSU KÜREKLE GEÇEN İLK İNSAN ERUÇ
Adını bu müthiş mücadeleye yazdıran ilk isim Erden Eruç.
Dağcı, denizci ve gezgin. Kürekle geçtiği okyanuslardan sonra Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.
Dikkat edin!
“Kürek çekerek üç okyanusu geçti” diyorum.
2007 yazında başladığı “Kas Gücüyle Devrialem Projesi”ni 5 sene 11 gün sonra, 2012 yazında tamamladı. Eruç, kendi gücüyle devrialemi başarmış ilk ve tek kişidir.
Kürekle Atlantik, Pasifik ve Hint okyanuslarını geçen Eruç, şimdi gözünü 2026 yılında yapılacak en tehlikeli denizcilik yarışına dikiyor.
Erden Eruç, tek başına 30 bin mil durmadan ve yardım almadan dünya turunu tamamlamaya çalışacak.
PROF. DR. SELİM YALÇIN HAZIRLIKLARA BAŞLADI
Bu tehlikeli deniz yolculuğuna katılacak ikinci Türk Prof. Dr. Selim Yalçın.
Yalçın, Prof. Dr. Nadire Berker’le birlikte dünya turunu tamamlamıştı.
Arkasında 90 bin millik bir deniz tecrübesi olan kaptan Yalçın, bu defa tek başına bu muazzam maceraya atılıyor.
Yarış, 2026’nın eylül ayında Fransa’nın Atlas Okyanusu kıyılarından başlayacak.
Şu ana kadar 30 denizcinin adını yazdırdığı yarışta iki Türk denizcinin olması heyecan dalgalarını bizim kıyılarımıza da taşıyacak.
Bu iki ismi yalnızca birer “maceracı” olarak görmeyin.
İkisi de özellikle çocuklara yardım için müthiş projelere imza attılar.
KIZ YURDUNA YARDIM
Örneğin Erden Eruç... Dünya gezisi sırasında Avustralya’da 8.650 kilometre pedal çevirdikten sonra Hint Okyanusu’nu geçen bu gezgin; aynı zamanda bu yaptıklarını hayallerinden vazgeçmeyen çocuklara armağan ediyor. Örneğin, Türkiye’den gelen 5 bin dolar civarındaki bağışı Batman’daki kız yurdu inşasına gönderdiğini biliyoruz.
SELİM KAPTAN’IN YARDIMLARI
Dedim ya...
Bu iki cesur Türk denizcisinin ortak özelliklerinden birisi çocuklara yardım.
İşte Prof. Dr. Selim Yalçın’dan birkaç örnek:
Selim Kaptan, ABD’de çeşitli üniversite ve hastanelerde çocuk ortopedisi üzerine çalıştıktan sonra Türkiye’ye geliyor.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ilk çocuk ortopedi ve rehabilitasyon kliniğini kuruyor.
Ülkemizde sıkça görülen ‘spina bifida’ ve ‘serebral palsi’ konularında hekim ve hasta ailelerini bilgilendiren kitaplar ve CD filmleri hazırlıyor.
Anadolu’nun çeşitli yerlerini gezerek, 11 ilde çocuk doktorlarına pediatrik ortopedi kursları düzenliyor. Serebral palsi hastası çocuklar için ‘yardım ve yürüme analizi’ kitaplarını yayınlıyor.
Selim Kaptan’ın yaptıklarını buraya sığdırmam mümkün değil.
Söylemek istediğim;
İki yürekli denizci,
İki gezgin,
İki yardımsever denizci bunu yapabiliyor.
Demek ki istersek her şey oluyor.
Yeter ki hayallerimizden vazgeçmeyelim.
İyi pazarlar.
Paylaş