Paylaş
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Rektör Prof. Dr. Erhan Afyoncu bizi büyük bir nezaketle karşılıyor.
Ve Heybeliada kıyılarına fırtına dalgaları vuruyor. Hava çok sert. Kırbaçlar 50 knot’u geçiyor.
Yağmur aralıksız yağıyor. Ama denizciler bu tarihi törenin hiçbir anından vazgeçmiyor. Ve o dalgaların arasından Türk mühendis ve işçilerinin yaptığı, denizci subayların tasarladığı gemilerimiz geçiyor.
Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal (22.08.2017 - 19.08.2022), Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Salim Dervişoğlu (29.08.1997 – 26.08.1999), Fatih Çekirge, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç (24.08.2007 - 26.08.2009)
Ve ben; Denizlerimizin 4 nesil komutanıyla birlikte bu gurur tablosunu seyrediyorum.
Aralarında en kıdemli olan emekli Oramiral Salim Dervişoğlu.
Yanında emekli Oramiral Metin Ataç...
Sonra bayrağı Tatlıoğlu’na devreden emekli Oramiral Adnan Özbal...
Önlerinden geçen yerli ve milli yapım gemilerimizin üzerinde ip gibi dizilmiş leventlerin selamlamasına karşılık veriyorlar.
Ne yağmur, ne fırtına. Gemilerin bordalarına dizilmiş leventler.
Mavi Vatan düdüğü çalıyor.
Ve inanın; Emekli oramiraller o yaşlarına rağmen sanki Harp Okulu’na yeni başlamış bir öğrencinin heyecanıyla ve çakı gibi ayakta, dakikalarca leventleri selamlıyorlar.
İşte TCG Anadolu devasa yapısıyla orada.
İşte ilk yerli ve milli fırkateynimiz İstanbul geçiyor. Ardından diğerleri...
Ve Komutan Tatlıoğlu’nun şu sözleri: “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Deniz Harp Okulumuzun kuruluşunun 250’nci yıldönümünü kutluyoruz. Bizim için ayrı bir mutluluk.”
Ege’den Karadeniz’e oradan Doğu Akdeniz’e, o denizlerdeki enerji paylaşımı üzerine çıkan gerilimleri ve nihayet Gazze’de yaşananları görünce...
Açık denizlere hâkim olan bir Türk donanmasının değeri daha iyi anlaşılıyor. Çünkü açık denizlerde olmak, tehdidi daha vatan topraklarına gelmeden durdurmak anlamına geliyor.
Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Serhat Sözbir, komandoları anlatırken...
2) GÖRÜNMEZ KAHRAMANLAR
Yeni emekli olmuş bazı komutanlarla sohbet ediyorum.
Görüyorum ki; Geçtiğimiz 10-15 yıl içinde sesiz sedasız bir devrim gerçekleşmiş. Özellikle mühendislik ve elektronik dalları artık ordunun vazgeçilmezi haline gelmiş. Bütün bu yerli ve milli sistemlerin temelinde bu yenilik var.
Bu da artık savunma konseptinin değiştiği anlamına geliyor.
Böylece ilk milli torpidomuz yapılmış.
Öğreniyorum ki; Ne kadar denizaltınız olursa olsun. Torpidonuz size ait değilse eksiksiniz.
Bütün bunları görünce; Bir an çok gerilere gidiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Külliye’deki ilk 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerinden birinde yaptığı şu konuşmaya: “Kıbrıs Harekâtı’nı unutmadık. O günlerde ambargo koydular. Jetlerimize tekerlek bulamıyorduk. Ama o Türkiye artık yok.”
İşte bugün F-16 ve F-35 için uygulanan örtülü ambargoyu, Eurofighter meselesini aşacak irade budur. Umarım çok yakında kendi jetlerimizi kendi uçak gemimize indirecek hale geliriz.
3) YAPAY ZEKÂ SAVAŞLARI
Yeni nesil savunma konseptini dinlerken son günlerde çok konuştuğumuz bir başlık geliyor:
“Yapay Zekâ”
Dünyanın bütün gelişmiş ordularında olduğu gibi;
Bizde de önümüzdeki dönemde insansı z sistemler ve yapay zekâ önemli olacak.
Ve düşünün ki;
Ürettiğimiz gemilerin üzerindeki malzeme, deniz topu, elektronik harp cihazları, radarı, sonarı, telsizi, silahları bütünüyle milli imkânlarla yapılıyor.
Her yıl yabancı ülkelerden aldığımız silah ve mühimmatlara, jetlere, gemilere, denizaltılara, elektronik malzemelere verdiğimiz milyarlarca doları düşünürseniz;
Bu aynı zamanda ekonomik olarak ciddi bir bağımsızlık hamlesidir.
HAPİSTEN KAHRAMAN YETİŞTİRMEYE
Törenlerin bir bölümünde Deniz Kuvvetleri’nin en önemli unsurlarından SAT komandoları için de bir stant açılmıştı,
Başında da Tuğamiral Ercan Kireçtepe...
Hatırlayacaksınız; Kireçtepe, FETÖ kumpasıyla cezaevine girmişti. Kardak Kayalıkları’na ilk çıkan ekipte yer alan bu kahraman 5 yıl hapis yatmıştı. Ama sonunda gerçekler ortaya çıkmış, Kireçtepe amiral olarak yine SAT görevine dönmüştü.
SAT komandolarının teçhizatlarını ve neler yaptıklarını bize anlatırken biraz sohbet ettik.
Baktım; En ufak bir kırgınlık, üzüntü ifadesi vermiyor.
Görevinin başında. Deniz Kuvvetleri’nin cefakâr bir neferi olarak kahramanları birer evladı gibi anlatıyor.
Helal sana Amiral Kireçtepe.
DENİZCİLERİN BİRLİĞİ
Törenler sırasında emekli komutanların canlandırdığı bazı gelenekleri de gördük.
Hele emekli komutanların sivil kıyafetleriyle ve tören adımlarıyla geçişleri muhteşemdi.
Belki üzerilerinde üniformaları yoktu.
Ama anladım ki; Onlar için hiç çıkartılmayan asıl ve en köklü üniforma vatan sevgisidir.
Evet arkadaşlar;
Deniz Harp Okulu’nun 250’nci yılında sımsıcak bir “denizci selamı” yaşadık.
Dünkü yazımı bitirirken “Nice yıllar. Vira bismillah” demiştim.
Bugün de; Denizlerdeki bütün denizcilerimize;
“Selametle” diyorum...
Paylaş