Bakan Fidan 10 yıllık Suriye stratejisini 3 cümlede anlattı

DİPLOMASİ dolambaçlı yollarda ilerleyen, temkinli olunduğu kadar cesur da olmayı gerektiren “kuyumcu işi” bir politikadır.

Haberin Devamı

Türkiye, Suriye için 13 yıldır bir politika yürütüyor.

Yüzlerce karar, onlarca açıklama, yüzlerce toplantı, ikili görüşmeler, peş peşe yapılan askeri harekâtlar. Göç dalgaları... Bu kadar çetrefilli bir politikayı nasıl anlatacaksınız?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir parti kongresinde Türkiye’nin politikasını 3 cümlede anlatıverdi.

İşte o üç cümle:

Biz bu süreçte ne yaptık?

-Birincisi; istikrarı sağlamayı amaçladık ve sağladık.

-İkincisi; güvenliği sağlamaktı, sağladık.

-Üçüncüsü; yüzyıllardır birikmiş altyapı problemlerini hayata geçirmek için ne yaptık? Sağladık. Şimdi üstyapıyı süper ülkelerin seviyesine çıkartıp sadece kendimizin zengin olduğu bir ülke değil, aynı zamanda bölgemizin de kalkındığı bir ülke, bölge haline geliyoruz.

Yıllarca MİT Başkanlığı şapkasıyla “istihbarat diplomasisi”nde başarılı çalışmalar yapan Fidan bu tecrübeyle net konuşuyor. Anlaşılır oluyor.

Haberin Devamı

SDG ENTEGRE Mİ YOKSA TASFİYE Mİ

Bakan Fidan’ın katıldığı Suudi Arabistan’daki “Suriye Toplantısı” çok önemliydi.

O toplantıda Fidan, özellikle ABD’ye bir mesaj gönderdi: “Eğer ‘SDG’ merkezi yönetimle bütünleşme çabalarında samimiyse feshedildiğini açıklamalıdır. Terör örgütü, Fırat’ın doğusundaki Arap çoğunluk için ciddi bir tehdit oluşturmaya ve Suriye halkının en çok ihtiyaç duyduğu doğal kaynakları yağmalamaya devam etmektedir. Yeni yönetimin DEAŞ’la etkin bir şekilde mücadele etme kapasitesini güçlendirmek için birlikte çalışabiliriz.

Bu mesajın Katar’dan BAE’ye, Lübnan’dan Ürdün’e kadar Arap ülkelerin temsilcilerinin önünde ve Trump’ın yakın olduğu Suudi Arabistan’da yapılması önemlidir. Nitekim Fidan’ın şu cümlesi öne çıkıyor: “Suriye yönetiminin DEAŞ’la mücadelesinde yardımcı oluruz. Güçlendiririz. SDG’ye gerek yok.

Ancak Fidan’ın “tasfiye” önerisine ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, 9 Ocak’taki son basın toplantısında farklı bir kavramla karşılık veriyor: “SDG’nin entegre edilmesi...

Austin dedi ki: “SDG bizim için iyi bir müttefik oldu. Ancak bir noktada SDG’nin Suriye ordusuyla entegrasyonu sağlanabilir. Daha sonra Suriye tüm kampların (DEAŞ’lıların kaldığı) kontrolünü devralır ve bu kampları koruyabilir. Ancak şu anda çıkarlarımızı korumamız gerektiğine inanıyorum.

Haberin Devamı

TERÖR KORİDORU HAYALİ BİTMİŞTİR

Gelinen noktada SDG’nin ya da PKK/PYD’nin Irak’ın kuzeyinden Suriye’nin kuzeyine doğru “Doğu Akdeniz çıkışlı” bir silahlı “özerk koridor hayali” kesilmiştir.

Buradan sonrası Erdoğan-Trump zirvesine kalır.

MAHMUT ÖZGENER’İN ALTAY VEFASI

İzmir’in efsane takımı Altay, TFF 2’nci Lig Beyaz Grup’ta ikinci devrede düşme hattından kurtulmaya çalışıyor.

Ama nasıl? Futbol değil bütçe mücadelesi veriyor.

Para yok. Ama DHA İzmir’den gelen şu haberi okuyunca içim ferahladı: “Altay’ın efsane başkanlarından Esin Özgener’in oğlu ve aynı zamanda geçmişte siyah-beyazlı kulüpte ve Türkiye Futbol Federasyonu’nda başkanlık görevlerini üstlenen Mahmut Özgener mali açıdan zor bir dönemden geçen Altay’a kol kanat gerdi.

Haberin Devamı

Daha ilk cümlede; “İşte vefa budur” dedim.

“İşte benim tanıdığım adam gibi adam; İzmir, futbol ve Altay sevdalısı Mahmut Özgener budur” dedim.

“Sen merak etme Esin Başkan, oğlun burada” dedim.

Arkadaşlar Altay öyle bir takımdır ki;

-Futbol tarihimizde deplasmanda maç oynayan ilk Türk takımıdır.

-Altaylı Hamit Aslan, İzmir’in ilk milli futbolcusudur.

-Altaylı Said Odyak, İzmir’in ilk milli atletidir.

-Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın ilk üç geleneğini bozan ilk takım Altay’dır.

-Türkiye Kupası’nı bu üç takım dışında kazanan ilk ekip Altay’dır.

Ve “KAF SİN KAF” Karşıyaka’sıyla...

“GÖZ GÖZ” Göztepesi’yle... Ve teknik bilgisi kadar insanlığıyla da öne çıkan Mustafa Denizli’nin futbol şehri “işte budur” dedim.

Haberin Devamı

İyi ki senin gibi bir arkadaşım var Mahmut Özgener...

Yazarın Tüm Yazıları