Paylaş
Avrupa’dan gelen bilgilerle karşılaştırıp, Suriye’deki ve Rusya’daki gelişmelerle birleştirince...
Ve bütün bunlara AB, Çin ve ABD arasındaki “gümrük savaşları”nı ekleyince...
Türkiye’nin küresel ölçekteki son durumunu nasıl belirleyeceğiz?
Karmaşık gibi gelen bu soruyu birkaç maddede cevaplayabiliriz.
1-Biliyorsunuz, Trump öncesi ABD yönetimi Türkiye’yi F-35 programından dışlamıştı. Aynı şekilde F-16 savaş uçaklarının alınmasıyla ilgili de bir oyalama söz konusuydu. Ayrıca Suriye’nin kuzeyindeki terör oluşumları konusunda Türkiye’nin hassasiyetleri bir önceki yönetim tarafından yeterince duyulmuyordu. PKK/YPG’ye destek devam ediyordu.
2-F-16’lardaki gecikme ve F-35’ten dışlanma üzerine Türkiye Avrupa merkezli Eurofighter Typhoon, avcı uçağının alımı için görüşmelere başladı. İngiltere Türkiye’ye savaş uçağı için bir fiyat bile verdi.
3-İşte tam bu aşamada Trump yönetimi devreye giriyor. Çünkü bir iş insanı olarak Trump, “gümrük savaşları”na girdiği Avrupa’nın Türkiye’ye milyarlarca dolarlık böyle bir satış yapmasını kabul edemezdi. Öyle de yaptı.
4-Ve F-35 için Türkiye’ye bir yeşil ışık yandı. Yeşil ışığı hissettiren açıklamalar gelmeye başladı.
5-Ardından Türkiye’nin Suriye ile beklentilerine uygun mesajlar duymaya başladık. ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan görüşmesinde Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki terör oluşumları konusundaki endişelerini anladığını söyledi. Trump, Türkiye ile Suriye konusunda birlikte çalışabileceklerini açıkladı. Belli ki Türkiye başından beri söylediği ‘DEAŞ’la ben mücadele ederim. PKK/YPG’yi bırak’ sözünün yeni ABD yönetimindeki karşılığını görmek üzere.
6-Trump’ın, ABD’nin yeni Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack’a söylediği “Türkiye iyi bir ülke. İyi bir lideri var” sözü bu açıdan önemlidir.
7-Belli ki yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir Washington gezisi söz konusudur. Erdoğan-Trump görüşmesinden çok olumlu mesajlar alacağımızı şimdiden söyleyebilirim.
Türkiye’nin Suriye’nin yeni anayasası dahil devlet oluşumunda söz sahibi olduğunu zaten biliyoruz. Trump bu konuda da “Türkiye ile Suriye konusunda iyi bir işbirliğimiz olur” diyerek yeni dönemle ilgili işaretini de vermiş oldu.
8-Avrupa’da ise Trump’ın askeri gücünü çekme endişesi neredeyse bir alarm noktasına ulaştı. Avrupa kendi güvenliğini nasıl sağlayacağı konusunu tartışırken gözler elbette Türkiye’ye döndü. Ve en önemlisi bugüne kadar Avrupa Türkiye’ye yalnızca asker sayısı olarak değer veriyordu. Ama artık Türkiye’nin yerli ve milli savunma teknolojisi de bir cazibe merkezi haline geldi.
9-Böylece küresel ölçekte Türkiye, AB ve ABD arasında hiç olmadığı kadar önemli bir pozisyon elde etmiş durumda.
10-Rusya-Ukrayna krizinin çözümü için yapılan toplantılar her ne kadar Riyad merkezinde yürüyor olsa da Türkiye’nin etkisi sürüyor. Önceki gün gerçekleşen Erdoğan-Putin telefon görüşmesi bu açıdan önemlidir.
GAZZE MESELESİ
Bütün bu pozitif gelişmelerin ötesinde kriz olarak görebileceğimiz tek konu Trump’ın Gazze politikasıdır.
Önümüzdeki dönemin en kritik konusu budur.
Bayram sonrasında Türkiye-ABD ve AB ilişkilerinde çok hızlı bir trafik göreceğiz.
EY GADDAR HIRSIZ! KÜBRA’NIN BİYONİK KULAĞINI GERİ VER
3 yaşındaki Kübra Naz doğuştan işitme engelliydi. Ses duymadığı için sürekli ağlıyor, dengesini bulamıyordu. Devlet el verdi. Bir ameliyatla Kübra’ya biyonik kulak takıldı. Çocuğun dünyası aydınlandı. Dengesine kavuştu. Ama önceki gün Adana semt pazarında alçak bir hırsız Kübra’nın anne babası Mustafa ve Mina Sağın’ın bir boşluğunu yakaladı.
Hem paralarını hem de küçük kızın biyonik kulağını çaldı.
Ey hırsız...
Sana sesleniyorum. O küçük kızın dünyasını kararttın. Sürekli ağlıyor. Sesleri duyamadığı için dengesini bulamıyor. Biyonik kulağın yenisi 150 bin lira. İşçi Mustafa Bey nasıl ödesin...
Hadi çaldığın paradan vazgeçtik.
Bari küçük kızın biyonik kulağını bir şekilde gönder.
Kübra kızımıza yardımcı olmak isteyen bir hayırsever çıkarsa lütfen benimle iletişime geçsin.
HEPSİ TESCİL EDİLDİ BİR TEK ERZİNCAN TULUMU KALDI
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yayımladı.
“Aydın Memecik Zeytini Avrupa Birliği’nde tescillenen 31. coğrafi işaretimiz oldu.”
Hayırlı olsun. Aydın’ı tebrik ederim.
Ayaş domatesinden, Taşköprü sarımsağına, Maraş tarhanasından, Silifke yoğurduna, Hüyük çileğinden, Ezine peynirine kadar, Anadolu’muzun lezzetleri peş peşe Avrupa Birliği tarafından tescilleniyor.
Peki ya bizim Erzincan tulumu...
Sağlıklı, huzurlu, kamplaşmanın değil, dostlukların hâkim olduğu nice bayramlar dilerim..
Doğrusu siyasi partilerin bayramlaşmamasını kabul edemiyorum.
Paylaş