Hiçbir şeyden korkmadık. Hakaretlere, suçlamalara aldırmadık.
İnanmadığımız, güvenmediğimiz her şeye karşı dururken, yanımızda, önümüzde, arkamızda hep sizin varlığınızı hissettik.
Ama arkamda, yanımda, içimde hissettiğim bir güç daha vardı.
Hürriyet’in gücü, sizin Hürriyet’e kazandırdığınız güç.
Bu gücü de bu ülke için kullandık.
Çünkü Hürriyet bu ülkenin gazetesiydi.
Ve bu gazetenin sahibi de bunu çok iyi biliyordu.
Türk basınının duayen patronu Aydın Doğan 11 yıl boyunca bir tek kez bile, şunu yazmayın, bunu yazmayın, şunu yazın, bunu yazın demedi. Zaman zaman yazımı beğendiğinde kutlamak için aradı. Zaman zaman da zorlu anlarda cesaret vermek için.
Bizim başlattığımız kavgalarda hedef oldu. Gıkını çıkarmadı. Tek sorduğu yazdıklarımızın doğru olup olmadığıydı. Doğru olduğumuz her yerde kendini bize siper etti.
Onun doğruluğunu, büyük adamlığını kalemimizde hissettik.
Genel Yayın Yönetmenim, sevgili ağabeyim Ertuğrul Özkök de bu köşeyi yazmaya başladığım günden bugüne en büyük destekçimdi.
30 yaşında başlattığım bu köşede hep önümü açtı. Ağabeyce uyarılar yaptı. Hatalarımızı engellemeye çalıştı. Hep dostluğunu, hep büyüklüğünü gördüm. Komplekssiz bir gazetecinin ne demek olduğunu onda anladım.
Vuslat Doğan Sabancı aramıza sonra katıldı. Ama o da bir gazeteci yöneticisi, patronu olabilmenin bütün özelliklerini genç yaşına rağmen başarıyla taşıdı.
Çalışma arkadaşlarım da Türkiye’nin en iyi gazetecileriydi. Dostluklarını, yardımlarını hep yanımda buldum. Yazı işlerindeki adlarını saymakla bitiremeyeceğim dostlarımdan çaycımız Mustafa’ya, Hasan’a kadar hepsi. Hürriyet’i Hürriyet yapan, Hürriyet’in vitrininde oturan bizleri biz yapan onlar oldu.
Gazeteciliğimin en mutlu 11 yılını bu çatı altında, bu sayfalarda yaşadım.
Çok değil 1 ay önce birisi bana ‘Hürriyet’te bir veda yazısı yazacaksın’ deseydi gülerdim.
Çünkü bir gün nasip olursa torunlarımın bile beni Hürriyet’te okumasını istiyordum.
Ama olamadı.
Bazen hiç istemeseniz bile ayrılıklar kaçınılmaz oluyor.
Nedenini, nasılını anlayamadığınız ve anlatamayacağınız bir biçimde yollar ayrılıyor.
Beni ben yapan Hürriyet’e, Hürriyet’i Hürriyet yapan sizlere veda etmek çok zor.
Ama galiba artık kaçınılmaz.
Hürriyet’e, Hürriyet’teki dostlarıma, bize 11 yıl boyunca bu ‘muhteşem gazetecilik ortamını’ sağlayanlara ve en fazla da siz Hürriyet okurlarına bu güzel 11 yıl için teşekkür ediyorum.