BEN İstanbul’daki bazı belediyelerin lüks araç alımlarını yazınca söz konusu belediyelerden yanıtlar geldi.
Önce bir eşi Başbakan’da bulunan 140 bin Euro’luk Volkswagen Phateon makam aracı kullandığını iddia ettiğim Eyüp Belediyesi’nin yanıtını aktarayım:
’Söz konusu araç şahsıma, Eyüp Belediye Başkanlığı’na veya başkanlığın bünyesindeki herhangi bir şirkete ait değildir. Sözü edilen aracın da dahil olduğu 38 adet araç Örnektur Turizm Ltd.’den belediyemize belediyemizde yapılan ihale ile araç, şoför, akaryakıt, tamir, bakım, sigorta bedelleri dahil olmak üzere aylık 53 milyar 583 TL bedelle kiralanmıştır.
Babamın lüks otomobil merakı olmadığını, bahsettiğiniz nitelikte bir otomobile hiçbir zaman sahip olmadığını, hatta kendisinin otomobil kullanmayı dahi bilmediğini belirtirim. Son derece uygun ihale koşulları ile belediyemizce kiralanarak makam otomobili olarak kullandığım aracı mensubu bulunduğum siyasi partinin Genel Başkanı ve TC Başbakanı ile aşık atmak amacı ile aldığım iddianız haksız ve kabul edilemez bir isnattır.’
Sayın Eyüp Belediye Başkanı’ndan özür dilerim. 140 bin Euro’luk otomobili satın almamış ama makam otomobili olarak kiralamış. Gebze Belediyesi de bir yanıt yolladı. Onu da aktarayım:
‘Gebze Belediye Başkanlığı’nın kullanımına tahsis edilen bir tek araç vardır. .... plaka No’lu 2004 model Mercedes E 200 Compressor marka otomobilin mülkiyeti belediyemiz personelinin maaş ve diğer ödemelerinin yapıldığı Vakıfbank Gebze Şubesi’ne ait olup otomobilin kullanımı 5 yıllığına Gebze Belediye Başkanlığı’na tahsis edilmiştir. Otomobil için Gebze Belediyesi’nden bir ödeme yapılmamıştır. Eşim de şahsım adına ruhsatlı 1999 model Opel Vectra marka araç kullanmaktadır.’
Ve Pendik Belediyesi’nin yanıtı:
‘Doğuş Oto Kartal’dan A8 Long siparişi verilmesi de, Pentaş adına böyle bir alım yapılması da söz konusu değildir. Başkanın kullandığı Audi A6 3.0 vardır ama Quattro değildir. İki adet C 200 yoktur, bir adet E 200 vardır.
Plazma televizyonlu Hyundai Strex var, ancak makam aracı değil. Belediyemiz ihalesini alan firmaca verilen kiralık araçlardan biridir ve araç ilçeye gelen misafirlere tahsis edilmektedir.’
Belediyelerden gelen yanıtlar bunlar. Ama benim daha söyleyecek sözüm var.
Pek yakında.
Stat Avrupa dışı Bangladeş
ŞAMPİYONLAR Ligi finalinden futbol adına pek çok ders çıkarmak mümkün ama asıl dersi alması gerekenler galiba taraftarlar.
Her iki takım ama özellikle Liverpool taraftarları bir taraftarın takımını nasıl desteklemesi gerektiğini ders gibi gösterdi.
30 bin Liverpool taraftarının yaptığı tezahüratın etkileyiciliği ve takıma katkısı o statta daha önce gördüğümüz 80 bin Galatasaraylı ya da Şükrü Saracoğlu’ndaki 50 bin Fenerbahçelininkinden kat kat üstündü. Maçtan sonra herkes organizasyonun muhteşemliğinden ve Avrupalıları nasıl etkilediğimizden söz ediyor.
Doğru, stat içi organizasyon müthişti.
Ama ya dışarısı. Dağları bayırları yürüyerek aşan İngiliz ve İtalyanlar maça değil, pastoral bir arayışa gelmişlerse sorun yok ama stadın çevresinde sadece stada bakan yüzleri badanalı gecekondular, stat çevresinde geçen hafta dikildiği belli olan fidanlar pek de ‘iç açıcı’ değildi.
Tribünde Ertuğrul Özkök duygulandı ve şöyle dedi. ‘İşte bu. İşte Avrupalı Türkiye bu.’ Gerçekten içerde manzara hoştu ama ben yine de münafık biri olarak Özkök’e ‘Evet abi tam Türkiye. Burası Avrupalı ama stattan 50 metre gidince Bangladeş başlıyor’ dedim.
Kızdı bana. Belki haklıydı. Ama ben de haklıydım.
Aşırı vergi kaçakçıyı zengin eder
FREE shop’larda satılan içki ve sigara miktarı iç piyasadaki toplam satışların üç dört katına ulaşmış. Durum dikkat çekince inceleme başlatılmış.
Sakalımız da var ama sözümüz yine dinlenmiyor.
İçkiye ‘aşırı’ vergiler getirilince ‘Bu durum kaçakçılığı körükler ve toplam vergiyi düşürür’ demiştim.
Aynen öyle olmuş.
Vergiden kaynaklanan fark büyük olunca dünyanın her yerinde kaçakçılık olur. Bu ekonominin kuralı.
Bir şişe viskiyi 1 milyar lira yaparsanız çok vergi toplamazsınız. Sadece kaçakçıların kár marjını artırırsınız o kadar.
Ama Maliyemiz bunu anlamadı.
İdeolojik veya ekonomik nedenlerle vergileri artırdılar. Sonunda dediğimiz çıktı.
Belli ki, birileri free shop’lardan iç piyasaya ‘mal indiriyor’.
Şimdi free shop’larda denetim başlatılmış. Hiç fark etmez.
Bundan böyle aynı ‘mallar’ gemiyle sahillere indirilir.
Bu vergilerle kaçakçılar Maliye’den fazla kazanır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Babamızın parasıyla yapamayacaklarımızı halkın parasıyla yapmadığımız zaman.