Paylaş
Eski ile yeni arasında gerilim bitmiş değil.
Baksanıza AK Parti ile MHP arasında şimdi de ‘sure savaşları’ başladı.
Egemen Bağış Ani harabelerinde toplu namaz kılan MHP yönetimini ‘Maun Suresi’ ile eleştirirken, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır Bağış’a ‘Maide Suresi’nin 51. ayetini okusun aynaya baksın’ sözleriyle karşılık verdi.
Sureli kavgaya geleceğim ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim, hayata siyah beyaz bakan eski dil yerini yeni dile bırakıyor.
Ve burada en önemli iki faktör Abdullah Gül ve Kemal Kılıçdaroğlu...
* * *
Kılıçdaroğlu sadece CHP’nin değil, uzlaşmaya açık yeni söylemiyle kutuplaşan Türk siyasetinin dilini etkiledi.
Yaklaşımını ‘yetersiz, tutarsız ya da yanlış’ bulanlar var ama bakın iktidar çevreleri bile kayıtsız kalamıyor bu yeni dile.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önceki gün mecliste yaptığı manifesto niteliğindeki konuşmasından sonra dün de Başbakan Tayyip Erdoğan MKYK’da hem bu yeni dile vurgu yaptı hem de Kılıçdaroğlu ’nun yaklaşımını övdü.
‘Bu çok olumlu bir hava, Türkiye uzlaşmacı yeni yaklaşımdan kazançlı çıkar...’
Erdoğan bir adım daha atıp Kılıçdaroğlu’nun katkısıyla dayanışma ve uzlaşma ortamının hep birlikte yaratılabileceğini vurguladı.
* * *
Mümkün mü?
Bence mümkün çünkü eski dilin ‘çıkmaz sokak’ olduğunu herkes gördü.
Görmek istemeyenler ya da gördüğü halde direnenler elbette olacak.
Kimileri çatışmacı kişiliklerinden dolayı, kimileri çatışmadan beslendikleri için.
Ama yeni dil onları da eninde sonunda bir yol ayrımına getirecek.
Eskiden kutuplaşmanın bir tarafında CHP diğer tarafında AK Parti vardı.
Bakın tansiyon düştü ve Türkiye kronik sorunlarını cesaretle konuşmaya başladı.
Eskiden herkes bir sorunun kendi canını yakan kısmını görüyordu.
Şimdi kendi canı yanmasa da ötekinin canını yakan sorunlara daha duyarlı bir yaklaşım var.
Kılıçdaroğlu gereksiz bir terminoloji tartışmasına girmiş olsa bile üniversitelerde başörtüsü sorununu çözmekten bahsediyor, Arınç yargılamaların hukuksuzluğunu eleştiriyor...
Burada kritik parti MHP...
Referandum sonuçları ve siyasette yeni dil MHP’yi köşeye sıkıştırmışa benziyor.
Bahçeli ‘Anadolu’nun yeniden fethi’ olarak tanımladığı Ani ziyaretini yeni MHP’nin başlangıç noktası yapmaktan yana.
Ama maalesef yaklaşım da dil de yenilikten uzak.
Reaksiyoner bir milliyetçiliğin nelere mal olduğu geçmişte görüldü.
Bahçeli yönetimindeki MHP tüm kışkırtmalara rağmen sokağa taşan reaksiyoner milliyetçilikten uzak durdu.
Fakat bu duruş şu ya da bu sebeple MHP’nin altından milliyetçi zeminin kaymasına yol açtı.
Şimdi soru şu; MHP bu zemini keskinleşerek mi geri kazanacak yoksa yeni bir milliyetçi dil geliştirerek mi?
Sure atışmasına bu sorunun aynasında bakarsanız anlam kazanır.
Mesele hangi ayet ve surenin ne anlama geldiği değil, kutsal değerler üzerinden siyasi zemini yeniden oluşturma çabası.
Bahçeli, Ani harabelerinde toplu namaz kılarak AK Parti’ye ‘sen benim zeminimle oynarsan ben de senin zemininle oynarım’ mesajı verdi, Bağış ise Maun Suresi ile MHP’yi namazı gösterişe çevirmekle suçladı.
Bahçeli daha da sertleşti Bağış’ı Amerikan vatandaşı olmakla suçladı.
Arkasından MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır Bağış’ı ‘Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin’ diyen Maide Suresi ile vurmayı denedi.
Maide Suresi’nin 51. ayeti El Kaide dâhil radikal İslamcıların en önemli referansıdır.
Eminim Bağış da Bahçeli de siyasette yeni bir dilin oluştuğu bir dönemde eskinin de eskisi bir dille konuşmanın kendilerini hiç hak etmedikleri bir yere savurduğunu, kazananı olmayan bir kavgaya tutuştuklarını görüyorlardır.
Çünkü atıf yaptıkları Kur’an Araf Suresi 179. ayette göremeyenleri şu şekilde tarif ediyor:
‘Onların kalpleri vardır hissetmezler, gözleri vardır görmezler, kulakları vardır işitmezler...’
Paylaş