Kaç kişi görebilir Güneş'i

Bir ülkeye ekonomik açıdan kabaca 300 milyar dolara, insani açıdan on binlerce ölüme mal olan bir konuyu, 2 saat uzunluğunda 6 milyon dolarlık bir bütçeyle filme çekerseniz ne olur?

Haberin Devamı

Hemen söyleyeyim "Bu bir Mahsun Kırmızıgül filmi" olur.

Hafta sonu özel bir gösterimde Mahsun Kırmızıgül'ün yeni filmi "Güneşi Gördüm"ü gördüm.

Film hakkında olumlu-olumsuz çok şey söylenecektir.

Ben herkesten ve her şeyden önce Kırmızıgül'ü böylesine zor bir konuyu, kimi zaman aşırı didaktik olmak pahasına bu kadar cesur ve yürekten anlatabildiği için kutluyorum.

Alabildiğine politik bir konuya, gerçek hikâyelerden örülmüş dramatik ama her karesinde insani bir duyarlılıkla yaklaştığı için alkışlıyorum.

Bir oğlunu askere diğerini dağa yollayan bir babanın, daha da önemlisi onları doğuran ananın-anaların acısı üzerinden anlatıyor Kırmızıgül 30 yıldır tüm Türkiye'yi sarsan Güneydoğu gerçeğini.

Gerçi "Kürt sorunu" ya da "terör meselesi" diyerek politik anlamda direkt adını koymuyor bu sorunun ama Sarıkamış'tan İstanbul ve Norveç'e uzanan bir hatta tüm boyutlarıyla hallaç pamuğu gibi atıp "lönk" diye sinema salonunda önünüze koyuyor konuyu.

İyi ki de öyle yapıyor.

Kanayan yaraya tuz basmak yerine anne şefkatiyle herkesi, her şeyi yüreğine basıyor.

Cehalet, zoraki göç, cinsiyet ayrımcılığı, töre, insan ticareti, şiddet, terör, az gelişmişlik, yok yok filmde.

Bana dozu epey fazla geldi ama hepsi de hakikat!

"Güneşi Gördüm"ün belki de tek kusuru bu kadar çok hakikati bir filme sığdırmaya çalışması. Fakat filmde öylesine çarpıcı sahneler ve öylesine etkileyici bir müzik var ki Kırmızıgül ikinci sinema filminde değme yönetmenlere taş çıkarıyor.

"Niye soyundun bu işe?" diye soruyorum.

"Ülkeme, beni de yetiştiren bölgeme borcum" diyor.

Bazılarına naif gelebilir ama Mahsun özellikle kadınların eğitimiyle bu sorunun çözülebileceğine inanıyor. Nitekim filmi böylesi bir göndermeyle bitiriyor.

Bence filmin en başarılı yanı dengeli dili.

Ne Türk silahlı kuvvetlerine ne de dağdaki PKK'lıya kategorik bir biçimde yaklaşıyor. Onları en insani yönleriyle seyirciyle buluşturuyor. Güneydoğu'da görev yapan öyle bir komutan portresi çiziyor ki içinizden "Keşke tüm askerler böyle olsa" diye geçiriyorsunuz. Ya da çatışmalarda ölü olarak ele geçirilen "teröriste" kardeşiyle arasında geçen o çarpıcı diyalogdan sonra basit bir terörist gözüyle bakamıyorsunuz.

Askerlik yaptığı yerden izne gelen kardeşi dağa çıkan abisinin önünü kesiyor.

Diliyle olmasa da bedeniyle "gitme" demek istiyor.

Abi dinlemiyor.

Tekrar dikiliyor: "Ya çatışmada karşı karşıya gelirsek abey?"

"Sen ölürsen şehit olursun, ben ölürsem terörist!"

Güneşi Gördüm Apachi helikopterlerin baskın sahnesiyle açılıyor. Mahsun'la sohbetim sırasında o sahneleri Bulgaristan'da çektiğini öğreniyorum. Hikâyede kullandığı dikkatli ve yapıcı dile rağmen Genelkurmay'dan helikopterler için izin alamamış.
Hatta bölgede çekimler yapılırken ciddi zorluklarla karşılaşmış.

Fakat buna rağmen bölgenin içinde bulunduğu "ikircikli ruh halini" önyargısız anlamaya ve anlatmaya çalışmış.

Kim "tavuğunu satmaya çalışan köylü", kim "dağa çıkmış gerilla" daha ilk sahnede izleyenleri derin derin düşünmeye itiyor. "Güneşi Gördüm" cesareti, sinema dili, başarılı oyunculuğu, çarpıcı müziği ve dramatik hikâyesiyle geniş kitleleri ilk kez bölge gerçeği ile tanıştıracağa benziyor.

Kırmızıgül bir önceki filminde 2.5 milyon seyirciye ulaşmıştı.

6 milyon dolar bütçeli "Güneşi Gördüm" benzer bir seyirci kitlesine ulaşınca maliyetini çıkarıyormuş. Fakat Mahsun'unyeni film hedefi 5 milyon seyirci.

Bakalım kaç kişi görebilecek Güneş'i.

Haberin Devamı

6 MİLYON DOLARA MALOLDU
 
- Filmin yapımcısı Murat Tokat filme 6 milyon dolar harcadı.
- Film 350 kopya ile 750 salonda 12 Mart 2009'dan itibaren gösterime girecek.
- Yönetmen Mahsun Kırmızıgül, çekim ve mekan seçimi için toplan 60 bin km yol yaptı.
- Filmin çekimleri İstanbul, Kars, Danimarka, Norveç, İsveç, Yunanistan ve Bulgaristan'da gerçekleştirdi.
- Filmin köy çekimleri için kullanılan mekan gerçek bir boşaltılmış köy. Seçilen köy 2200 metre yükseklikteydi.
- Filmde 33 ana oyuncu 52 yardımcı oyuncu yerli ve yabancı toplam 2000 figürasyon rol aldı
- Filmde 200 gerçek travesti rol aldı.
- Filmde rol alan çocuk oyuncular, 2000 çocuk arasından seçildi.
- Oyuncularının ve figürasyonunun giymeleri için tam 3600 parça kostüm hazırlandı.
- Filmin müziklerini 135 kişilik Prag Filmharmonic Orkestrası çaldı. Buna 48 kişilik koro ve ayrıca sekiz kişilik çocuk korosu da eşlik etti.
- Filmin 4 adet taarruz helikopterleriyle olan sahneleri Bulgaristan'da çekildi. Bulgar ordusu ilk kez bir sinema filminde helikopterleriyle çekim yapılmasına izin verdi.
- Filmin soundtrack'i filmin vizyona girdiği 12 Mart 2009'da aynı gün piyasaya çıkacak.

Yazarın Tüm Yazıları