Paylaş
"Nasıl mı?" birazdan anlatacağım.
Şerif Mardin'in gündeme getirdiği "mahalle baskısı" kavramı en son Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Binnaz Toprak'ın "Türkiye'de Farklı Olmak- Din ve Muhafazakarlık Ekseninde Ötekileştirilenler" başlıklı araştırmasıyla hayli gümbürtü koparmıştı. Maksadım o tartışmayı yeniden açmak değil, madalyonun diğer yüzüne dikkat çekmek.
AK Parti iktidarı döneminde bürokrasi-medya ve iş dünyasında "bizden olanlar-olmayanlar" ayrımı yapıldığı "yandaş medya-yandaş bürokrat ve yandaş iş adamı" yaratıldığı artık sır değil.
Fakat dedim ya madalyonun bir de öteki yüzü var.
O yüzü anlamadan birinci yüz hakkında ne söylesek boş!
Hafta başı AK Parti Kadıköy Belediye Başkan adayı Sinan Genim ile uzun bir sohbet imkânı buldum. Kısa siyasi deneyimine rağmen anlattıkları hepimizin kulağına küpe olması gereken cinsten.
Şahsen tanışmamakla birlikte Genim'i mimari ve entelektüel çalışmalarından dolayı yıllardır izlerdim. Türkiye'nin önde gelen mimarlarından, fakat benim için daha önemlisi gerçek bir İstanbul aşığı.
Nazım Hikmet'le akrabalığı, Koç ailesine yakınlığı ve sosyal demokrat geçmişi dolayısıyla birçokları için AK Parti'den belediye başkan adaylığına soyunması sürpriz oldu.
Hem de Kadıköy'den.
Doğrusu bu ya ben hem şaşırmadım hem de sevindim.
Çünkü siyasetin giderek kutuplaştığı Türkiye'de tek çıkar yolun "ezber bozmaktan" dolayısıyla "ezber bozanların" sayısının artmasından geçtiğine inananlardanım.
Elbette Sinan Genim bu bapta ilk değil, fakat sorun tam da bu noktada. Genim gibi birinin AK Parti'de siyasete soyunması hala birçoğumuzu şaşırtabiliyor.
Demek ki,
1- AK Parti benzer açılımlara rağmen hala bu insanları seçimden seçime vitrine koyuyor olmanın ötesine geçememiş.
2- Sinan Genim gibi "ezber bozan" adaylara rağmen AKP septiklerinin kuşkuculuğu bir miligram azalmamış.
E o zaman ne yapacağız?
Türk siyasetinin uzun süredir içinde bulunduğu kısır döngüde yaşamaya devam edeceğiz. "Etmeyelim" diyorsak bir an için olsun kabahati karşı tarafa atmaktan vazgeçip hesaplaşmaya kendi mahallemizden başlayabiliriz.
Sinan Genim hem birikimi hem duruşu hem de üslubuyla iki tarafa da bu şansı fazlasıyla veriyor. Fakat o da eninde sonunda gelip kendi mahallesinin sınırına dayanabiliyor.
Genim'e adaylık teklifini Kadir Topbaş'ın önerisi üzerine bizzat başbakan yapmış.
Oturup 3 saat İstanbul ve Kadıköy üzerine sohbet etmişler. "Hemen hemen her konuda anlaştık" diyor Genim. Hatta Tayyip Bey'den Kadıköy'de sosyal yaşam alanı olarak yeniden tasarlayıp halka açmayı düşündüğü kamuya ait üç yerin sözünü de almış. Moda İskelesi'nin belediyeye geçtikten sonra "alkol free zone" haline gelmesi onu da üzmüş. Bu konunun abartılmasından yana değil ama çözümü de bulmuş. "Kazanırsam işletmeyi Bepa'dan alıp başka bir şirket kuracağım, böylece Kadıköylülere isteyenin içkisini içebildiği iskele lokantasını geri vereceğim."
Kadıköylü seçmenin tepkisi kadar AK Parti adaylığıyla ilgili çevresi ve özellikle de Koç ailesinin tepkisini sordum. Hem Rahmi Bey hem de İnan Kıraç cesaretinden dolayı tebrik etmişler. Çevresinde yadırgayanlar olmakla birlikte hemen herkes dışarıdan destek sözü vermiş.
Fakat o iş dünyasından özellikle iki çok yakın dostunu Burhan Karaçam ve Cengiz Solakoğlu'nu kendi ekibi içerisinde Belediye Meclis
Üyesi olarak görmeyi çok istemiş.
Hatta eski bir Koç çalışanı olduğu için Solakoğlu ile bizzat Rahmi Koç görüşmüş.
Fakat ne Karaçam ne de Solakoğlu, Genim'e destek olmayı çok istemelerine rağmen teklife resmen "evet" diyebilmiş.
Neden mi?
Cevabı Genim veriyor: "İkisi de yanımda. Her türlü desteği veriyorlar ama resmen bu işe girmek istemediler. Bu da bizim mahallenin baskısı!"
Açıkçası bu baskıyı anlamak o kadar da zor değil, çünkü iki tarafta hala birbirine kapalı. Fakat sorun şu bu baskı ve kapalılık karşılıklı devam ettiği müddetçe Türkiye'de siyaset normalleşemeyecek.
AK Parti sadece birkaç vitrin operasyonuyla değil tüm bedeniyle merkeze açılmadığı müddetçe iş dünyası-bürokrasi ve medya ötekileştirilmeye devam edecek.
CHP çarşaf ve Kuran Kursu benzeri açılımlarını içselleştirmediği müddetçe merkeze doğru genişleyemeyecek.
Genim'in işi çok zor, bırakın Kadıköylüleri henüz çevresini bile tam olarak ikna edebilmiş değil.
Tıpkı CHP'nin çarşaf açılımına kendi teşkilatını ikna edememesi gibi!
Paylaş