Paylaş
Erdoğan özetle;
1- Gelir İdaresi'nin özerk kuruma dönüştürülmesi
2- Mükelleflere "nereden buldun" sorgulaması yapılması talepleri
3- Yerel yönetimlerin gelirini artıran yasal düzenlemenin iptali beklentisi karşılanamaz demiş.
Ardından da eklemiş: "Türkiye'nin çıkarına olacak bir IMF sözleşmesi önümüze gelirse imzalarız. Türkiye'nin çıkarına olmayacak IMF anlaşmasını imzalamayız."
Başbakan'ın şimdiye kadar Ankara kulislerinde konuşulan herkesin bildiği sır kabilinden IMF taleplerini en nihayet kamuoyu ile bu netlikte paylaşması bence geç de olsa önemli bir adım. Şimdi en azından AK Parti hükümeti IMF anlaşmasını niye yılan hikâyesine dönüştürdü daha net biliyoruz.
Başbakan'ın açıklamaları arasında en kritik cümle şu: "Türkiye'nin çıkarına olmayacak IMF anlaşmasını imzalamayız."
Öyle anlaşılıyor ki Tayyip Bey Gelir İdaresi'nin özerkleşmesini, vergi reformu kapsamında kısmi bir "nereden buldun" sorgulamasını ve mahalli seçimler öncesi yerel yönetimlere aktarılan kaynakların bir noktada artık sınırlandırılmasını Türkiye'nin çıkarına bulmuyor.
Peki gerçekten de öyle mi?
Global krizin tüm şiddetiyle devam ettiği, piyasaların "Yeni bir çıpa ve kaynak ihtiyacı var" diye inlediği bir ortamda Türkiye, ortağı olduğu IMF'den 25 milyar dolara yakın uzun vadeli ucuz kredi alma imkânını, Başbakanımızın ülke menfaatlerine aykırı bulduğu bu 3 sebepten dolayı elinin tersiyle ittiğine göre öyledir herhalde!
Şaka bir yana seçim öncesi siyasi sebeplerle Erdoğan'ın IMF taleplerine "hayır" demesini anlarım. Çünkü "ümük sıktırmam" lafıyla meseleyi epey politize etti.
Fakat konuşmasının bir yerinde "Seçim öncesi ya da sonrası fark etmez" diyor.
Demek ki sorun kısa vadeli seçim yatırımıyla sınırlı değilmiş.
Anlaşılan Başbakan, Gelir İdaresi'nin özerk olmasına kategorik olarak karşı.
Peki ama kategorik olarak "Bir şeyi IMF istiyorsa kesin tu kaka" yani ülke menfaatine aykırı, "Başbakan istiyorsa yararlı" diyebilir miyiz?
Ya da tam tersi?
Eğer ideolojik bir körlük içinde değilsek "diyemeyiz".
Çünkü kimi zaman IMF talebi şeklinde bile olsa ülkenin menfaatine olan, siyasi iktidarların menfaatine aykırı olabilir ya da siyasi iktidarların talebi IMF karşı bile çıksa ülke menfaatine uygun olabilir.
Demek ki kategorik olarak "IMF istiyor, biz de ülke menfaatini düşündüğümüz için karşıyız" argümanı illa da doğru olmak zorunda değilmiş.
O halde gelin; IMF, Gelir İdaresi'nin özerkliğini neden istiyor ona bakalım.
Bir kere bu konu yeni değil. Gelir İdaresi'nin özerk bir biçimde yeniden yapılandırılması gerektiğini, IMF istediği için değil ülke menfaatine uygun olduğuna inandığımız için Referans'ta defalarca uzman görüşlere de yer vererek manşete taşıdık.
IMF, AK Parti hükümetinin ciddi bir vergi reformu yapmasını, Gelir İdaresi'nin tek bir çatı altında toplanarak siyasetin gölgesinden kurtulmasını yani özerkleşmesini son iki yıldır sürekli talep ediyor. Hatta Amerika'daki IRS gibi tamamen özerk olamasa da bazı Avrupa ülkelerindeki gibi siyasetin gölgesinden tamamen uzak ama kısmi özerk modeller üzerinde bile duruldu.
Fakat Türkiye öyle garip bir ülke ki YÖK, vergi yasası ve anayasa söz konusu olduğunda herkes şikâyet eder ama iş, değiştirilmesine geldiğinde bir şekilde herkesin istediği değişim gerçekleşmez.
Başbakan kusura bakmasın, bu konuyu "ülke menfaatine aykırı IMF talebi olarak sunması" kadar yanlış bir şey olamaz.
Bu ülkede aklı başında her işadamı ister AKP'li ister CHP'li isterse MHP'li olsun fark etmez, bir an önce tabana yayılacak bir biçimde ciddi bir vergi reformu yapılmasını ve bu işin operasyonel boyutunda Gelir İdaresi'nin hiçbir siyasi baskı altında kalmadan özgürce çalışmasını istiyor.
En son Doğan Yayın Holding'e kesilen alabildiğine keyfi vergi cezası bizim bir ekonomi gazetesi olarak yıllardır defalarca gündeme getirdiğimiz vergi reformu ve Gelir İdaresi'nin özerkleşmesi konusunun aciliyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Dolayısıyla IMF'nin hükümetin önüne koyduğu Gelir İdaresi Başkanlığı, Merkez Bankası benzeri, özel bütçesi olan, siyasetten bağımsız kuruma dönüştürülsün önerisi sırf IMF talep etti diye kategorik olarak ülke menfaatine aykırı olamaz.
Öyle ise çıksın Başbakan bir bir neden ülke menfaatine aykırı anlatsın, biz de anlayalım.
Ben bir Doğan Grubu çalışanı olarak sadece grubun menfaatine olduğu için değil (öyle olmadığına Referans'ın arşivi şahit) Doğan Grubu dahil tüm iş dünyasının menfaatine dolayısıyla gerçekten ülke menfaatine uygun olduğu için şeffaf bir vergi yasası ve güvenebileceğim bir
Gelir İdaresi istiyorum.
İşadamlarının siyasetçiler tarafından Gelir İdaresi üzerinden titretilmesine isyan ediyorum.
Peki, Başbakan Gelir İdaresi'nin özerkleşmesini gerçekten ülke menfaati için mi istiyor?
Yoksa tüm diğer siyasi iktidarlar gibi o da "bürokrasi üzerindeki siyasi nüfuzum ilelebet devam etsin" mi diyor?
Paylaş