PEKİN’de aradığımız altını nihayet 12. günde bulduk. 66 kilo güreşçimiz Ramazan Şahin ile gelen bu altın madalya kafilemizin ve Türk halkının moralini düzeltti.
Altın madalya maçına kadar karşılaştığı rakipleri son derece rahat geçen Şahin, finalde Ukraynalı rakibi karşısında zorlanmasına, zaman zaman sıkıntılı anlar yaşamasına rağmen inadıyla, hırsıyla zafere ulaşmayı başardı. Burada hepimizin yüzünü güldüren Ramazan’ın diğer güreşçilerimizden en farklı yanı mücadeleyi hiçbir zaman bırakmaması oldu. Dünkü final mücadelesinde son devrede geriye düşmesine karşı maçı bırakmayan ve kazanmak için varını yoğunu ortaya koyan bu genç sporcu sanırım tüm kafilemize örnek olmuştur.
Spor bu, işin içinde yenmek de var yenilmek de. Yenilsen bile maça çıktığında varını yoğunu ortaya koyacaksın. Olimpiyat sporculuğunun ruhunda bu yatar.
Türk bayraklarıyla
Ramazan ile serbest güreşte 12 yıl aradan sonra ilk olimpiyat altınına ulaştık diye bir gün önce güreşimiz hakkında yaptığım eleştirilerden vazgeçmeyeceğim.
Ülkemize altın getiren Ramazan, Çeçenistan’dan getirdiğimiz bir genç. Türkçe konuşmakta dahi zorlanıyor. Ama zaferden sonra elinde Türk bayraklarıyla minderde zafer turu atarken, hepimizi gururlandırdı.
Madalya için ülke dışında yetişmiş sporcuları vatandaş yapıp ülke adına burada yarıştırmak ayıp değil. Bunu hemen hemen herkes yapıyor. Önemli olan burada başarıya ulaşacak sporcuyu bulup vatandaş yapmak. Tıpkı Elvan, Alemitu ve Ramazan gibi...
Çin’e biz 17 devşirme sporcu ile geldik. Bunlardan 3 tanesi yüzümüzü güldürebildi. Yüzmede ve atletizmde başarı beklediğimiz diğerlerinde ise aynı verimi alamadık. Yani bir anlamda paralar havaya uçtu. Eğer başarıyı devşirme sporcularla yakalayacaksak, bunları iyi seçmeliyiz. Sıradan yabancılara avuç dolusu para vereceksek bu gerçekten yazık edilen ve sokağa atılan para olur. Paraları genç ve yetenekli Türk sporcular için kullansak, onları tıpkı Ramazan gibi pes etmeyen bir yapı içinde burada yarıştırabilsek inanın çok daha iyi bir iş yapmış oluruz.
Koşmuyor uçuyor
Bir parantez de Usain Bolt’a açmak istiyorum. Öncelikle onu canlı seyreden biri olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu Jamaikalı koşmuyor adeta uçuyor. 100 metrede rakipleriyle dalga geçerek dünya rekorunu kıran Bolt için ’200’de işi sıkı tutarsa rekor kırar’ demiştim. Ve bunda da haklı çıktım. Son 100 metrede rakiplerine fark atan, finişe 20 metre kala rekor için koşan Bolt tarihe geçen 19.30’luk derecesiyle 12 yıllık rekoru kırıp unutulmazlar arasına adını yazdırdı.
O muhteşem dansını yaptı, ok’un attı. Bugünkü doğum gününü 1 gün önce stadı dolduran 91 bin kişiyle birlikte kutladı. Bütün övgüleri hak etti.