Savaşmayı unutmayalım

48 yıl sonra katıldığımız Dünya Kupası'nda ikinci turdaki rakibimiz Japonya.

Dün Tunus'u 2-0 yenerek grubunda birinci olan Japonya, hiç de öyle küçümsenecek bir takım değil. En önemlisi kendi evlerinde oynuyorlar ve takımlarını çılgınca destekleyen seyircilerinin avantajını çok iyi kullanıyorlar.

Futbol tekniği ve yeteneği olarak bakıldığında, bizim ekibimizin, daha yetenekli oyunculardan kurulu olduğunu görüyoruz. Japonya, bireysel yetenekleri sınırlı olan futbolculara sahip, ama son derece çabuk ve tempolu bir takım görüntüsünde. Özellikle süratleri ve inatçılıkları bizim için en büyük tehlike. Çalımı yiyen pes etmiyor, koşup tekrar rakibinin önüne geliyor. Bu takım ile ancak onlar kadar koşarsanız ve çok adamla üzerine gidebilirseniz, başarılı olabilirsiniz. Bu da bizim pek yapabildiğimiz bir şey değil.

DİSİPLİNİ ELDEN BIRAKMIYORLAR

Ayrıca Japon takımı, insanı sinirlendirecek kadar çok disiplin içinde oynuyor. Bu da kolay kart gören oyuncularımız için bir başka sorun. Japon takımının orta saha ve forveti, savunmasına oranla daha etkili. Savunması ise kolay açık verebiliyor. Bunu değerlendirmek için mutlaka koşmak ve mücadele etmek gerek. Defansta Tsuneyasu Miyamoto aşılması zor bir futbolcu. Orta sahada Hiroaki Morishimo, Junichi İnamoto çabuk ve etkili oyuncular. Gol bölgelerinde ise Hidetoshi Nakata ile Takayuki Suzuki grup maçlarında neler yapabileceklerini gösterdiler.

Sonuç olarak baktığımızda Japonya yenilmeyecek bir takım değil. Yeter ki, bu tempolu takım karşısında tekniğimiz ile mücadele gücümüzü birleştirelim ve 90 dakika boyunca savaşmayı hiç unutmayalım.
Yazarın Tüm Yazıları