İNİŞLİ çıkışlı grafik çizdiğimiz Dünya Şampiyonası'nda Yugoslavya'yı yenip, çeyrek finale çıkmayı düşünüyorduk. Ama bu sadece düşlerimizde kaldı.
Basketbolda kazanmak için her şeyden çok galibiyeti istemek ve bunun için de mücadele etmek gereklidir. Biz bunu istiyorduk ama, istediğimiz kadar mücadeleyi sahaya yansıtamadık. Yugoslavya ise, deneyimi ile oyuna konsantre olmasıyla bizden çok daha fazla çeyrek finali istediğini gösterdi.
Basketbol öyle bir oyun ki, en ufak hatayı bile affetmiyor. Maç öncesinde Aydın Örs, oyuncularını tek tek uyarmış, Yugoslavya'nın son derece deneyimli bir ekip olduğunu, çabuk fast-break'e çıktığını anlatmış ve bunu önlemek için de hücumda dengesiz şut kullanmamamızı istemişti. Ama bunlar, sadece ilk 7 dakikada yapıldı. Sonra, erken atışlar ve basit hatalar peş peşe geldi. Bu da tabii, Yugoslavların ekmeğine yağ sürdü.
KEREM YALNIZ KALIYOR
Tek tek baktığımızda belki çok iyi oyuncularımız var. Ama, bu oyuncuları biraraya getirip, iyi bir takım organizasyonu içinde bütünleştiremediğimiz ortada. Hal böyle olunca da başarı Kaf Dağı'nın ardında kalıyor. Bizim milli takımın, takım gibi mücadele edememesinin başlıca nedenlerinden bir tanesi, oyun kurucumuz Kerem'in çok yalnız kalması. Üzerindeki baskıyı kaldıramayan Kerem, takım düzenini sağlayamayınca skorerlerin verim düzeyleri de düşüyor. Tabii, bu arada uzunlarımızdan Hüseyin'in de bu turnuvada beklenen görüntüsünden çok uzak olduğunu da hemen söyleyelim.
DİSİPLİNOLMAYINCA
Kısacası dün umutla başladığımız maçı, oyun disiplininden uzaklaşınca kaybettik ve ilk 8'in dışında kaldık. Artık yapacak bir şey yok. Bundan sonra, 9'unculuk-12'ncilik teselli maçları oynayacağız. Dileğimiz, bu maçlardan daha disiplinli ve Türk Milli Takımı'na yakışır bir görüntünün içinde olmamızdır. Dünkü görüntümüzle kazanmamız mümkün değildi ve kazanamadık. Umarım, ilk kez katıldığımız bu Dünya Şampiyonası bize gerekli dersleri vermiştir. Eğer bu dersler alındıysa, ileride buralarda daha iyi oynarız. Bizim kapasitemiz var ama, bu kapasiteyi birarada kullanamamak en büyük sorunumuz. İşte bu da Dünya Şampiyonası'ndaki durumun sonucu.