Oh dünya varmış

iKİ gündür yaşadığımız kabustan sonra dün kendimize geldik. Lübnan maçı bizim için tamam veya devam karşılaşmasıydı.

Eğer kaybetseydik, Dünya Şampiyonası serüvenini hüsranla kapatacaktık. Gerçi Lübnan bizim ayarımızda bir takım değil. Ama ilk iki gün yaşananlardan sonra insan ister istemez korkuyordu. Şükür ki, dün korkulanlar olmadı. Kazanmanın bilincindeki 12 Dev Adam, birinci periyodun sonundan itibaren maça ağırlıklarını koyunca, karşılaşma ikinci 10 dakika içinde bitti.

Dedik ya, dün bizim için kazanmak önemliydi. Bunu gerçekleştirdik. Ancak, önemli bir nokta daha vardı ki, o da nasıl oynayacağımızdı. İşte bizim açımızdan galibiyetten çok bu sevindirici. İlk iki gündür sahada pek göremediğimiz uzunlarımızdan Mehmet Okur'un o durgunluğunu üzerinden atması, ilerisi için umut verici.

SÜPER İKİLİ

Sevindirici bir başka nokta da, İbrahim ile Hidayet arasındaki uyum. Bu süper ikili, dün maça ağırlıklarını koyarken, birlikte neler yapabileceklerini de gösterdiler. İbo, o şutör kimliğiyle ortaya çıkarken, Hedo da gerçek bir NBA oyuncusu olmanın sorumluluğuyla oynadı. İlk üç periyotta bekleneni veremeyen Hüseyin Beşok, son periyotta hem ribaunt alıp, hem de skor alarak üzerindeki durgunluğu attı. Görülüyor ki, turnuva ilerledikçe takım olma yolunda önemli adımlar atıyoruz. Dün yaptığımız savunma, bunun en açık göstergesiydi.

Dileriz bu prova, bundan sonraki maçlar için olumlu olur. Şimdi önümüzde İspanya, Yugoslavya ve Angola maçları var. İyi oynayacak bir Türk takımı, bu maçları kazanabilir. Ve ilk turda yitirilen avantajı tekrar geri alabilir. Yeter ki, takım gibi oynayıp, kazanma arzularını sahaya yansıtsınlar. Bu arada kaptan Harun'daki istek de takım ruhunu ateşleyen ve birlikte oynamayı sağlayan önemli bir faktör. Dün sahne alan Türk Milli Takımı'nın bundan sonra da aynı hızla yoluna devam edeceğine inanıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları