BREZİLYA maçı, bizim açımızdan çok önemliydi. Dünya Şampiyonası'nda, aynı grupta bulunduğumuz bu takım karşısında, ne yapacağımızı görmek istiyorduk.
Brezilya, son derece sert müdafa yapabilen ve hızlı hücum eden bir takım, bu takıma karşı kazanmak için aynı sertlikte cevap vermek lazım. Ancak biz maça, çok yumuşak başladık. İçeriyi zorlayamadığımız gibi, dışarından da istediğimiz isabetli atışları bir türlü yapamadık. Buna bir de ribaund eksikliğimiz eklenince, Brezilya hemen öne fırladı. Ancak daha sonra toparlanıp müdafayı sertleştirdik ve oyuna ortak olduk. Şunu açıkça söylemek gerekir ki, basketbolda şuta dayalı oyun, iki ucu keskin bıçak gibi. Tutarsa, rakibi darmadağın edebilirsin ama tutmazsa dün olduğu gibi sahadan boynu bükük ayrılırsın.
Dün geceki maçta Brezilya karşısında silahlarımızın pek de iyi işlediği söylenemez. Bizim için gerekli olan savunmayı bir türlü yapamadık. Hızlı hücum silahımızı hiç kullanamadığımız gibi, dış atışlarda da son derece düşük bir yüzde ile oynadık. Buna karşın rakibin iki etkili ismi Machado ve Varejao'nun etkilerini azaltamadık. Bu iki oyuncu, potamıza toplam 50 sayı atarken, bizden sadece Hidayet skora katkı yapabildi.
TAKIM OLMAK
Şanssız bir sakatlık yaşayan İbrahim hepimizi üzerken, hasta hasta oynayan Mirsad çabuk yoruldu. Açıkçası dün istediklerimizin hiçbirini yapamadık. Hal böyle olunca da, galibiyet düşleyerek geldiğimiz salondan üzgün ve sorunlu ayrıldık. İbrahim'in durumu Milli Takımımız'ı mutlaka olumsuz etkileyecektir. Ancak takım olmak böyle sıkıntıların altından kalkmaktan geçer. Daha önümüzde uzun bir zaman var. İnşallah dünkü maçtan gerekli dersleri alır ve aynı hataları bir kez daha tekrarlamayız. Böyle yumuşak oynarsak ve pas, hareket yüzdemizi bu kadar aşağıda tutarsak, arzuladığımız hedeflere varamayız. Dünü unutup ileriye bakmak gerek. Adı üzerinde bu bir hazırlık maçı. Yeter ki gerekli dersler çıkartılabilsin.