BASKETBOLDA başarının sırrı savaşmaktan geçer. Önce, kazanacağına inanacaksın, sonra da bunun için sonuna dek mücadele edeceksin.
Tıpkı dün akşam Ülker'in Olympiakos karşısında yaptığı gibi. Bu sene son derece mücadeleci ve savaşçı bir görüntü çizen Ülker'in başarılı teknik patronu Tolga Öngören, deneyimli ve güçlü Olympiakos'u devirmenin yolunun iyi savunmadan geçtiğini tüm oyuncularına ezberletmişti sanki. Özellikle maçın başında yapılacak etkili savunmanın, maçın anahtarı olduğunu düşünen Öngören, rakibin tehlikeli şutörlerinin durdurulması gerektiğini de planlamıştı.
ŞAŞKIN ÖRDEK
İlk iki periyotta Öngören'in hedeflediği bu savunma tıkır tıkır işleyince, Olmpiakos kendi evinde şaşkın bir ördeğe döndü. Hele ikinci periyodun başında rakibe tam 6 dakika sayı şansı tanımayan Ülker, hücumda da çember altında Blair'i çok iyi kullanınca, farkı 18 sayıya kadar çıkardı: 35-17. Ancak, farkın getirdiği rehavet üçüncü periyotta Ülker'e az daha pahalıya malolacaktı. Şutör savunması unutulup, Tomiç'e boş şut attırılınca, bu şansı iyi kullanan Olympiakos farkı eritip, öne bile geçti. Ama dedik ya Ülker kazanmaya kararlıydı. O bir bölümde coşan Olympiakos silahlarını gene etkili kelepçelerle suskun hale dönüştürdüler. Praskevicius kritik anlarda sahne aldı, Blair etkisini sürdürdü, sahada mücadele eden herkes, birlikte savaşmanın gerekliliğini yeniden hatırladı. Ve de tüm bunlar olunca Ülker, cehennem gibi bir salondan önemli bir zaferle çıkmasını bildi.