Erman Toroğlu

Hakem böyle istedi

17 Eylül 2013
MAÇIN neticesine bakıp ve gollerin atılan dakikalarına bakıp ‘Amma maç olmuş’ demeyin.

Maalesef ama maalesef son zamanlarda hakemlik alemi benim hakemliğe başlama zamanıma döndü. Eğer Zafer Yıldırım, ey Turgay Ciner, siz istediğiniz kadar gidin çok güzel tesisler yapın. İyi futbolcular alın, güzel takım kurmaya çalışın. Eğer Türkiye’deki yıllardır süregelen bu rezil zinciri kıramazsanız eğer dün geceki gibi hakemlerin ellerinde ve ya büyük güçlerin ellerinde figüran olursunuz.
Maçta güzel hareketler var mı? Ferdi olarak var. Takım oyunu olarak Kasımpaşa, Fenerbahçe’ye göre daha derli toplu. Ama futbolcu olarak gücünüz bir yere kadar yetiyor.

Tadı tuzu yok

Gözüken genel görüntü şu: Beşiktaş’ı şampiyonlukta tek başına bırakmazlar. Fenerbahçe ve Galatasaray, bu şampiyonluk yarışında muhakkak olmalılar. Çünkü birileri para kazanacak. Onun için de bazıları başrol oyuncusu olacaklar, bazıları ise figüran, dün Kasımpaşa’nın olduğu gibi. İngiltere Ligi, şu anda dünyanın en fazla seyredilen ligi. Sebebi, yedi-sekiz takımın şampiyonluğa gidiyor olması. Orada da hatalar oluyor. Ama dün geceki gibi seyirciyi bu kadar aptal yerine koymuyorlar. Evvelsi günkü Beşiktaş’ı seyrettikten sonra dün geceki Fenerbahçe, bana tatsız bir tuzsuz yemek gibi geldi.
Sarı lacivertliler, maçı kazandık diye sakın kendilerini aldatmasınlar. Çok dağınık futbol oynuyorlar ve inanılmaz hatalar yapıyorlar. Birkaç tane hakem var. Sezon sonuna kadar bütün maçlarını onlar idare ederse şampiyonluktan kopmazlar. Yoksa işleri zor. Kasımpaşalılara da şu cümleyi söyleyebiliriz: Türkiye’de futbol böyle oynanıyor. Yani yersen.

MAÇIN İYİSİ

CANER: Çok mücadele etti. Defansta biraz aksadı.

MAÇIN KÖTÜSÜ

Yazının Devamını Oku

Siyah beyaz mahalle baskısı

16 Eylül 2013
Teşekkürler Beşiktaş!... Lig başlayalı bir ay oldu koskoca Türkiye Ligi’nde ilk defa düzgün futbol oynayan bir takım seyrettim.

Yardımlaşma dersen var, teknik dersen var, rakibe pres yapma var, oyuna çabuk çıkma var, yani varoğlu var...
Beşiktaş takımında kim kötü oynuyor derseniz, yok! Kötü mücadele yok ama Almeida’nın yerine daha çabuk, ikili mücadelelerde darbe yediği zaman hüngür hüngür ağlamayan bir santrafor daha iyi olur. Bursaspor kötü bir takım değil. Ancak Beşiktaş onu oynatmadı. Hem oynatmadı hem kendi oynadı ve de oyundan hiç düşmedi. Defansa geliyorlardı Bursaspor’dan hep üç veya dört fazla; hücüma çıkıyorlardı en az Bursalılar kadar hatta zaman zaman daha fazla adamla... Bakmayın maçın 3-0 olduğuna. Hakem avantaj kuralını iyi uygulasa, penaltıları görse çok daha farklı olurdu. Maç 3-0 olunca 3 gol atanın lehine penaltı verilmez diye bir kanun yok. O seni ilgilendirmiyor. Yarın bir gün lig averaja kalırsa ne olur? Bakınız, Beşiktaş yaptığı mücadele ve oynadığı oyunla hakemin hatalı kararlarını bile gölgede bırakıyor. Maç 0-0 bitse bu pozisyonlar sabaha kadar oynatılır!..

F.Bahçe ve G.Saray şımarık zenginler

Bazı şeyler tesadüfi değil. Fener ile Galatasaray’a bakıyorsunuz mahallenin zengin çocukları gibi! Çok olayda şımarık hareketler, laubali davranışlar ve rakipleri küçük görmeler... Şu anda Beşiktaş takımında bunların hiçbiri yok, inşallah da olmaz. Ama sebebi basit: “At sahibine göre kişner” demişler...
Fikret Orman’ın haddini aşan rakiplerle alay eden küstah cümlelerini hiç duymadım. Geldiğinden bu yana teknik direktör Bilic de başka takımlarla, gazetecilerle veya kendi takımındaki oyuncularla saçma sapan işler yaptığı da görmedik. O zaman ne oluyor? Hani bir cümle var ‘mahalle baskısı’ diye.. biz onu genişletelim kamuoyu baskısı, toplum baskısı Beşiktaş’ın lehine gelişiyor. Beşiktaş’ın oynadığı futbol hocayı, kulüp idaresi ve başkanları kamuoyuna sempatik geliyorlar. Ve buradan da mutlak bir mahalle baskısı çıkacaktır.

MAÇIN İYİSİ

Beşiktaş takımının oyun anlayışı ve yardımlaşması.

MAÇIN KÖTÜSÜ

Yazının Devamını Oku

Hasret kalmıştık

11 Eylül 2013
BAŞTA , Fatih Terim ve bütün futbolcuları tebrik ederim. Uzun zamandır seyrettiğim en iyi mücadele eden Milli Takım.

Bakın en iyi oynayan Milli Takım demiyorum! Oynayan bütün futbocular hiç bir şekilde futbol sahtekârlığı yapmadılar. Takım olmak bu. En ileri uçta oynayandan pres başlayınca bütün takım rahat ediyor. Gol pozisyonuna girersin atarsın, kaçırırsın veya yersin... futbolda bunların hepsi var. Futbolda şansızlık da var. Bu mücadeleyi eden Milli Takım’ımız dün berabere kalsaydı şansızlık olurdu.

İnsanlar için en tehlikeli şey şudur: Kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlar; bir de kazanmasam da olur, beraberlik bana yeter psikolojisine girmek. Dün gece ikisini de net bir biçimde yaşadık. Zaman zaman ferdi pozisyon hataları yaptık ama kim hata yaparsa yapsın en yakın arkadaşı onun hatasını kapatmaya koştu.

Hatayı yapanı tribünlere jurnallemedi.

DAN DUN OYNAMADIK, TOPA BASTIK

Topa dan dun vurmadık. O vurduğumuz toplar da tenis topu gibi bize gelmedi. Topa bastık boşa çıktık, iyi pas yaptık. Böyle oynayınca Romen takımının sinirleri gerildi. Önce sinirlendiler, sonra birbirlerine kızdılar. Zaten bu görüntünün en belirgin özelliği yedek kulübesindeki Romen teknik direktörüydü. Bir teknik direktör o görüntüleri veriyorsa, o takım yanlış demektir.

Burak, kolayını kaçırdı, zorunu attı. Umut’un da payı büyüktü. Umut, defansı dağıttı Burak da işi bitirdi. Fatih Hoca’nın oyuncu değişiklikleri de yerindeydi. Umut, daha fazla pres yaptığı için Burak’ı aldı. Orta sahayı Olcay Şahan ile takviye edip topu takımda daha fazla tutmaya çalıştı. Arda, iyi futbol oynadı, bunun yanında iyi de liderlik yaptı. Ama aldığı sarı kartta Avrupa’da çok az hakem bu kıyağı yapar! Çünkü yaptığı hareket kırmızılıktı... Eğer atılsaydı sonuç ne olurdu bir düşünsün.

Tribünde bir avuç Türk seyirci var. Bağırdılar mı bağırdılar, takımlarını desteklediler. Ancak üzerlerindeki forma renklerine itirazım var. Bu milli bir maç, kulüp maçı değil. Hep beraber kıpkırmızı formalarla Milli Takım’ı desteklemek lazım. Bu konuda da dünyada seyrettiğim iki ülke var, onlara bayılıyorum: Birisi Hollanda diğeri Danimarka... Tribünde bile topyekün olduğumuzu, bir idealde birleştiğimizi anlatamıyoruz. Sakın bana çeşitli formaları giyenler tribünde dostluk mesajı veriyor demesinler. Çünkü sahada oynayan Türk Milli Takımı. Gerisi hikaye...

MAÇIN İYİSİ

Yazının Devamını Oku

Ameliyat lazım

1 Eylül 2013
BU kadar gol var... Bunlar atıldı mı, yenildi mi? Şimdi diyeceksiniz ki hatalar olmazsa gol olmaz.

İyi güzel de sahaya çıkan insanlar tepeden tırnağa bu kadar hata yaparlarsa, sonra Avrupa’ya çıkınca rezil oluruz. Fenerbahçe taraftarı haklı olarak anormal bir ruh halinde. Ne yapacağını şaşırmış durumda. Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. Birilerine sallayacaklar, ok kendilerine dönüyor. Karşıya sallayacaklar, adamların günahı yok. Federasyona sallayacaklar, federasyon onlardan yana. Hakeme sallayacaklar o zaman da Allah çarpacak!.. Böyle bir atmosferde Fenerbahçeli futbolcu ne yapsın. İthal futbolcular bilmezler ama yerliler onlara şunu söyleyebilirler: “Benim adım Hıdır elimden gelen budur.”
Önümüzdeki iki yıl Fenerbahçe’nin maçları böyle geçecek. Türk futbolu ne olur derseniz, Türkiye’de futbolun temel taşlarından biri olan Fenerbahçe böyle olursa, var olun gerisini de siz düşünün. Bakınız, teknik, taktik, ev sahibi, misafir, tam saha baskı, yarım saha markaj... Hiç birinden bahsetmiyoruz. Çünkü, Türk futbolu şu anda yıkılmış, yerle bir olmuş durumda. Bunu toparlamak için hala daha ameliyat yerine pansuman yapmaya kalkıyorlar. Yedi tane gol oldu. Bana tribünde mutlu olan, yüz üzerinden on kişiyi gösteremezsiniz. Fenerbahçe Türk futbolunun amiral gemilerinden birisidir. Ancak bu gemi büyük bir torpil yiyerek su almaya başladı. Ama biz Fenerbahçe ve Türk futbolunu için hiç bir şey yapmıyoruz.

Obama olurum

Hakemin 90 dakikada verdiği tek doğru karar Alves’in attığı gol. Faul değildi. Fakat, maçın geneline baktığımda ve bu hakemin son iki yıldır idare ettiği maçlara baktığımda eğer bundan hakem olursa ben de ABD’ye Obama olurum.

NOT: Bir hakem maçta topla bir defa çarpışırsa hakem değildir. İki defa çarpışırsa hakemliği bırakmalıdır!.

HAKEM:

Tartışmasız açık ara sahanın en kötüsüydü.

MAÇIN İYİSİ

Yazının Devamını Oku

3-5 kuruş için

25 Ağustos 2013
Erman Toroğlu, “Hakemlerin dinlenme” tartışmasındaki gerçeği açıklıyor.

OLAY DERİN MEVZU AMA GELİP PARAYA DAYANIYOR. NASIL MI, ANLATALIM...

1-Hakemler maç sonrası kritiklerini kaldıkları otel yerine alelacele statta yapıyor. Çünkü hesap basit.

2-Otele giderlerse, gece uçak bulamayacaklar. Bir gece daha kalacaklar. Oda parasını da cepten ödeyecekler.

HAKEMLİK zamanım... Benimle sıkça yan hakem olarak gelen bir arkadaş, arabasını değiştirip, yenilemek istiyor. Fakat bir türlü değiştiremiyor. “Neden böyle geciktin arabayı değiştirecektin” diyorum. “Erman Hocam” diyor, “Klasman imtihanlarının açıklanmasını bekliyorum.”
‘Arabayla bunun alakası ne’ diye cevap veriyorum. “Abi” diyor, “Eğer yan klasmanda kalırsam, alacağım arabanın taksidini ödeyebilirim. Eğer klasman düşersem arabayı değiştiremem. Onun için imtihanların sonucunu bekliyorum.”
Bir ay evvel, Sapanca’da seminer yapılıyor. Fatih Tanfer, Sapanca’da yapılan seminerde hakemlere diyor ki; “Maçlardan sonra, temsilciler ve gözlemcilerle durum değerlendirmesi yapmayınız. Her türlü tehlike var. Otele gidiniz. Sakin bir şekilde odanıza giriniz. Ve raporlarınızı yazınız, tartışınız.”
Bundan iki sene evvel, Trabzon’da bir maçtan sonra hakem soyunma odasında konuşulanların hepsi dışarıya yansıyor. Buradaki işin ilginç bir yanı da, görevlilerden ikisinin polis kökenli olması...

Yazının Devamını Oku

Gecenin iyisi Fener değil Mert Günok'tu

25 Ağustos 2013
ÖZET olarak iki takım için şunları söyleyebiliriz... Fenerbahçe kötü değil çok kötü...

Eskişehirspor iyi oynadı ama çok gol kaçırdı. Maçın en iyi adamı Fenerbahçe kalecisi Mert Günok’tu. Maçın hakemi bir kötü, bir iyi iki tane iş yaptı. Kötüsü verdiği penaltıydı. İyisi ise Fenerbahçe lehine oynattığı avantajdan pozisyonun gol olmasıydı.
Peki bu Fenerbahçe ilerisi için iyi sinyaller veriyor mu? Hayır. Çünkü bir oyun şekilleri yok. Bundaki etken her maç ayrı bir kadroyla çıkmaları. Ersun Yanal’ın kafasının rahat olmadığı görüntülerden çok net belli. Bu takıma da tesir etmiş. Futbolcu akıllı adamdır. Hem sahada top oynar hem de teknik direktörle oynar. Hele kulüp başkanının herşeye karıştığı yerde bu üst noktalara ulaşır.

İyi tahammül ediyor

Bu futbola Fenerbahçe seyircisi iyi tahammül ediyor. Nereye kadar ederler bilemem. Ben yeni bir teknik adamın 10 maça kadar kredisi olduğuna inanırım. Ersun’un bu 6’ncı maçı görünürde bırakın seyircinin bankaların bile Fenerbahçe’ye kredi tanıyacak halleri yok.
Zaten Fenerbahçe kalecisinin oyunun en iyi adamı olması maçın yorumunu kestirmeden anlatıyor.

Kafası başka yerde

Necati Ateş tecrübeli oyuncu, iyi de bir futbolcu ama kaçırdığı penaltı ve penaltıdan kolay pozisyondaki auta attığı vuruş maça konsantre olmadığını gösteriyor. Demek ki vücudu maçta kafası başka bir yerdeydi. 3 büyük takımla İstanbul’da oynarken bu pozisyonlar her zaman gelmez. Peki dün akşam nasıl geldi derseniz, 90 dakika boyunca oyun ve maçın direksiyonu Eskişehirspor’un elindeydi. Ama maçı 1-0 Fenerbahçe kazandı. Demek ki futbolda her zaman oynayan kazanmıyormuş.

MAÇIN İYİSİ

Yazının Devamını Oku

Şimdi diyecekler ki...

23 Ağustos 2013
ŞİMDİ diyecekler ki ‘Zemin çakmaydı.’ Halı saha. İki sene evvel hali saha harika, süper diyenler şimdi ne diyecekler.

Yine diyecekler ki ‘Hakem penaltıyı yanlış verdi.’ İyi de sen hakemi zorlayabildin mi?
Ama şunu diyemeyecekler: ‘Beşiktaş kadrosunu kurmak için şu kadar para verdik, Tromsö’nün kadrosu bu kadar.’
Ve yine diyemeyecekler: ‘Öyle ve ya böyle bu Tromsö’nün bir takım ruhu var, futbol ruhu var.’ Peki, Beşiktaş’ın var mı?
Haksızlık yapmayalım. Hangi Türk takımının bir oyun karakteri var. Hiç birisinin yok. Bir tek 2000’li yıllarda Galatasaray’ın vardı. Zaten o da Avrupa’da Kupa 2’yi aldı. Milli Takım da Kore’de başarılı oldu.
Bahanesi olmaz
Defans demek İngilizce karşılığı ‘def etmek’ demek. Yani tehlikeyi bertaraf edeceksin. Türkçe karşılığı şu: Orası burası oynamayacak. Beşiktaş defansının oynadı, golü yediler. Aynı hatayı rakip defans yaptı. Almeida da dağlara taşlara attı. Sonra da sarı gördü. Aslında kartın rengi kesinlikle kırmızı olmalıydı. O pozisyonda gol yapamıyorsan, rakibin suratının günahı ne! Peki, Beşiktaş bu takımı İstanbul’da eler mi? Kesinlikle elemesi gerekir. Eğer eleyemezse, hiçbir bahanesi olamaz. Çünkü rakip fiziğe dayalı top oynuyor. Kimyası o kadar iyi değil.
1.5 hata yaptı

Yazının Devamını Oku

Masal bitti!

22 Ağustos 2013
ÜLKE olarak pasta gibi ikiye bölündük. Maalesef bu olay ülkemizde her alanda sıkıntı yaratmaya başladı. Neyse, biz futbolumuza dönelim...

Dünyada toptan hızlı henüz bir futbolcu çıkmadı. Fenerli oyuncular, topu alıyorlar, sürüyorlar Allah Allah!!! Peki neden? Bunun bir sebebi var: Atacak oyuncu bulamıyorlar, boşa çıkan!. Fenerbahçe takımı ne yazık ki sahte futbol oynuyor. Hiçbirisi markaj yapmıyor; rakibe refakat ediyorlar. Arsenal kalecisinin hangi renk kazak giydiğini 25. dakikada gördüm.
Sarı lacivertliler, zaman zaman ama tek tek pres yapmaya kalktılar. Arsenal ise takım olarak bu işi yaparak ders verdi. 42. dakikada Arsenalli hücum oyuncusu kendini aut çizgisinin dışına çıkarak pozisyonu öldürmekten kurtardı. Son Galatasaray maçındaki Burak’ın kulakları çınlasın! Aslında Fenerbahçe, Arsenal’in üzerine gidemedi çünkü gittiği zaman arka tarafının ne olacağını biliyordu. Nitekim ikinci yarı cahil cehaletiyle, Arsenal’e bir yoklama macunu atmaya kalktı iki yumurta golünü kalesinde görüverdi.

Emenike niye yok?

Peki şimdi Ersun Yanal’a soruyorum: Madem Arsenal’in üzerine gidemeyceksin; yani kontra atak oynayacaksın o zaman Emenke ile niye maça başlamıyorsun, veya Emenike’yi niye aldınız? Fenerbahçe takımı, Mehter Takımı gibi: Bir ileri, iki geri gidiyor. Arsenal’in kazandığı penaltı kararı doğru. Sarı kart da doğru. Dün geceki hakeme kimse bir şey diyemez. Daha maç başlamadan Fenerbahçe teknik ekibinin yüzlerine yayıncı kuruluş şöyle bir gösterdi: Dikkatle baktığımızda zaten maçın kaybedileceğini anladık. O yüzler ve gözler, maçtan evvel bir şeylerin olduğunu gösteriyor. Ama şu bir gerçek: Sahadaki takım yönetimin aynasıdır. Üç golü Fenerbahçe takımı değil, Fenerbahçe yönetimi yemiştir!. Ancak onlar hâlâ hakiki Fenerbahçe taraftarını La Fontaine’den Masallar’la uyutuyorlar. Siz masalı sever misiniz, bilmem. Çünkü masal uyumadan önce iyi gelir. Fakat ben hayatım boyunca masalları sevemedim ve onlarla yaşamadım...

HAKEM: ÇOK İYİ

MAÇIN İYİSİ

Gençleriyle anlayışıyla bir futbol takmının nasıl olmasını gösteren Arsenal.

MAÇIN KÖTÜSÜ

Yazının Devamını Oku