Paylaş
Bunun nedeni ise şirketlerin “Şikâyeti yapan tüketici değil tacir, ondan mesaj gönderdik” şeklindeki savunması.
İNTERNET ve cep telefonu kullanıcılarının onayı olmadan reklam mesajı gönderimini yasaklayan Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun geçtiğimiz mayıs ayı başından itibaren uygulamaya girdi. Bunun sonucunda firmalara, reklam içerikli SMS ya da e-posta göndermeden önce müşterilerinden onay alma zorunluluğu geldi. Yasa, izin vermeyen müşteriye reklam mesajı göndermekte ısrar edenlere de idari para cezalarının uygulanmasının kapısını araladı. Böyle olunca da, ceza yaptırımıyla karşı karşıya kalmak istemeyen firmalar, potansiyel müşterilerinin e-posta adresleri ile cep telefonlarına mesaj göndererek, hepsinden tek tek onay almak zorunda kalıyor. Yüklü para cezalarını ödemek istemeyen firmalar, reklam mesajlarının gönderilmesini istemeyen müşterileri, anında listelerinden çıkarıyor. Ancak, onay vermediği halde reklam mesajı göndermeyi kesmeyen firmalar da yok değil. Bunların sayısı da hiç azımsanmayacak kadar fazla. TİCARİ YAZIŞMA BAHANESİBunun da nedeni, onay verilmediği halde ısrarla reklam mesajı gönderen firmaların üzerine ciddi olarak yeterince gidilmemesinden kaynaklanıyor. Yapılan başvuruların bir çoğu aylarca karara bağlanmayıp, sürüncemede bırakılırken, tüketicilerin lehine karara bağlananların oranı da oldukça düşük seviyede kalıyor. Tüketicilerin lehine sonuçlanan başvuruların parmakla sayılacak kadar az olmasının nedeni ise gönderilen reklam mesajlarının “Ticari yazışma” olarak değerlendirilmesinden kaynaklanıyor. Hakem heyetleri ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü’nün web sitesi üzerinden yapılan izinsiz reklam başvurularının karar gerekçeleri incelendiğinde, aşırı yoğunluk nedeniyle genellikle sadece firmaların savunmalarına bakıldığı, firmaların yaptığı savunmaların ise doğru olup, olmadığının yeterince araştırılmadığı açıkça görülüyor. Firmaların lehine sonuçlanan bu kararlarda şikayette bulunanlar, genellikle “ticari unvan sahibi kişi” olarak değerlendirildiği ve “tüketici olmadıkları” gerekçesiyle, başvurularının aleyhlerinde sonuçlandığı ortaya çıkıyor. Bu da, şikayette bulunan tüketicilere gönderilen karar yazılarında açıkça görülüyor. Bu karar yazılarında, “Şikayette bulunduğunuz firmanın tarafımıza gönderdiği savunmada, sizin tacir olduğunuzdan dolayı onay alınmadan SMS gönderildiği belirtilmektedir. Yapılan incelemede 6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında kanunun 6. Maddesi 2. Fıkrası uyarınca suç oluşmadığı düşünüldüğünden şikayetiniz işlemden kaldırılmıştır” deniliyor.
Araştırılmadan karara bağlanıyor
ŞikÂyette bulunanların mesleki durumları incelendiğinde büyük çoğunluğunun özel ya da kamu kurumlarda çalıştığı, bugüne kadar ticaretle hiç uğraşmadıkları ve tacir olmadıkları açıkça görülebiliyor. Buna rağmen, tüketici aleyhine karara varılması, şikayette bulunanlardan alınan savunmaların doğru kabul edilip şikayetçiye sorulmadığını, araştırılmadığını gösteriyor. Yaşadıkları sorunu Hürriyet Gazetesi’nin Tüketici Köşesi’ne aktaranlar, “Bugüne kadar ticaretle hiç uğraşmadım. Bakanlığın ya da Bakanlığa bağlı il müdürlüğünün beni nasıl tacir ilan ettiğini hiç anlamış değilim. Konuyla ilgili şikayet edilen tarafla görüşülmesine rağmen, savlarının doğru olup olmadığı yönünde benim görüşüm alınmadan ticari unvan sahibiymişim gibi olay kapatılmış.Anladığım kadarıyla bakanlık bu tür şikayetleri araştırma soruşturma gereği duymadan kapatma yoluna gidiyor” diye özetliyor.
Paylaş