Ankara’da bakanlık bürokratlarıyla biraraya gelen heyete Türkiye’nin konut, altyapı ve GAP tecrübesi anlatıldı. Türkiye’nin inşaattaki tecrübesine hayran kalan heyet, temaslarını gelecek günlerde Dışişleri Bakanlığı ile sürdürücek. Görüşmeler olumlu sonuçlanırsa bürokratlar, Kolombiya’ya giderek konut projeleri ve GAP benzeri bir proje için çalışmaya başlayacak. O zaman 10 bin kilometre uzağımızdaki Amerika ülkesinde yeni Türk tarzı konutlar ortaya çıkacak.
Zam “dalgası”
YENİ yılın yaklaşması zam tartışmalarını da alevlendirdi. “Suya, elektriğe, gaza zam” derken, ekonomi yönetimi, bir süredir üzerinde çalıştığı tedbir paketinin ilk somut adımını alkole, akaryakıta ve tapu harcına yapılan vergi artışlarıyla attı.
“Zamların devamı gelecek mi?” derken, bu kez de doğalgaz ve elektriğe yapılacak olası zamlar konuşulmaya başladı.
Ekonomi yönetimi her sene olası kazalara fırsat vermemek için bu tip paketler üzerinde çalışsa da dedikodular bile vatandaşın canını sıkmaya yetiyor. Konuştuğum bir ekonomi bürokratına göre ufukta doğalgaz ve elektrik dışında yeni bir zam dalgası görünmüyor.
Zam ikiye ayrıldı
Çünkü ekonomi yönetimi zamların dışında, bugünlerde en çok kayıtdışı ekonomiyle mücadele üzerinde duruyor. Kayıtdışı ekonomiyi kayıt altına almak için yeni bir tedbir paketinin masada olduğunu biliniyor. Bu nedenle sırf kaçakçılığı arttıracağı gerekçesiyle olası bir sigara zammından bile vazgeçildiği belirtiliyor.
Siyasi partiler de yarışta öne geçmeyi sağlayacak politikaları uygulamaya koyar. Seçim tarihi resmi olarak açıklanmasa da 27 Ekim 2013’te sandık başına gideceğimiz kesin gibi görünüyor. Tam bir yıl kalan seçimler öncesinde de ilk hamle CHP’den geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla harekete geçen parti kurmayları 81 şehirde Emek Bürosu kurulması sürecini başlattı.
Partinin hedef olarak seçtiği ilk şehirler de sanayisiyle öne çıkan Ankara, Eskişehir ve Bursa oldu. CHP, sözünü ettiğim bürolar sayesinde vatandaşa yerel seçim sürecinde daha kolay ulaşmayı hedefliyor. Proje yeni yeni filizlendiği için başarılı olup olmayacağı önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. Ancak, emek bürolarının başındaki isim olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya’nın projeyle ilgili şu sözlerine kulak vermek gerekiyor:
Yerel toplantı zamanı
“Emek Bürolarıyla sendikalar, emekli örgütleri, engelli dernekleri, meslek odaları, ev kadınları ve muhtarlarla işbirliği yapılarak, çalışma hayatına yönelik sorunlar tartışılacak, çözüm önerileri geliştirecek. Emek Büroları’nda en az 300 temsilcinin katılacağı toplantılar düzenlenecek. Her Emek Bürosu, kentteki yerel yöneticilerle sürekli iletişim halinde olacak. Düzenli ziyaretlerle vatandaşın ne gibi sorunları olduğu ortaya çıkarılacak. Tedavi etmeyeceğiz, ama yol göstereceğiz.
Her şehre ayrı proje
Her şehir için ayrı projeler geliştireceğiz. Böylece partimize sürekli bilgi akışı sağlayacağız. Bunun sonucunda CHP’nin işçiye, memura ve çalışanlara yönelik politikalarını oluşturacağız.”
Büyüklerimiz daha iyi hatırlayacaktır ama CHP, aynı projeyi bundan 40 yıl önce de hayata geçirmişti. O zaman faydaları oldu mu bilmiyorum ama vatandaşla partiler arasındaki bağın sağlanması açısından bu uygulamaların başarılı olmasını umuyorum.
Eğer Meclis’te grubu bulunan partiler anlaşırsa 27 Ekim 2013’te belediye seçimleri için sandık başına gideceğiz. Şu ana kadar yaşanan gelişmeler erken seçim üzerinde Ak Parti ile MHP’nin hemfikir olduğunu, CHP’nin ise bu partilerin kararına uyacağını gösteriyor.
Seçimin ekonomik yanı
Partilerin uzlaşmasıyla yerel seçimler için geri sayım da başladı. Şimdi sırada partiler arasında kıran kırana geçmesi muhtemel bir seçim süreci var. Ancak elbette bu sürecin bir de çok konuşulmayan maddi boyutu olacak.
Gelin bugün kamuoyunda seçim sürecini ve başkanlık koltuğu için adı geçen isimleri bir yana bırakıp, işin ekonomik tarafına yani partilerin Hazine’den alacağı seçim yardımlarına göz atalım. 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde yüzde 10 barajını aşan Ak Parti, CHP ve MHP, yerel seçimlerde de Hazine yardımından aslan payını kapacak.
Yardımda bütçe kriteri
Peki, sözünü ettiğim üç parti yerel seçimler öncesinde ne kadar Hazine yardımı alacak? Bu sorunun yanıtını da Siyasi Partiler Kanunu veriyor. Kanuna göre son milletvekili genel seçimlerinde barajı aşan siyasi partilere her yıl, o yılki bütçe gelirleri cetvelindeki tutarın 5 binde 2'si oranında mali yardım sağlanıyor. Tabi verilen yardım tutarında partilerin genel seçimde aldığı oylar birebir etkili oluyor.
Üç partiye 258 milyon
Hatırlatmak gerekirse 2011 genel seçimlerinde Ak Parti 49.83, CHP yüzde 25.98, MHP de 13.01 oranında oy almıştı. 2012 bütçesinde ise gelirler 329.8 milyar lira hesaplandı.
Türkiye’nin 45 yıllık teftiş ve denetim karnesini çıkaran tarihteki en kapsamlı araştırma için 100’ün üzerinde akademisyen ve uzman kişi arşivleri tarayarak, envanter çıkardı.
Araştırmanın çarpıcı sonucu
Sadece bununla yetinmeyen araştırma ekibi, 1923-2010 dönemindeki tüm yasa, tüzük ve yönetmelikleri tek tek inceledi. Buradan çıkan başka bir sonuç da ilk kez tüm denetim çalışanlarının demografik ve eğitim bilgilerine ilişkin verileri kapsayan sayısal veri setinin oluşturulması oldu.
Şimdi gelelim araştırmadan çıkan en çarpıcı sonuca...
Rapora göre Diyanet İşleri Başkanlığı merkez teşkilatı bugüne kadar en fazla teftiş gören kamu kurumu oldu. Merkez denetiminde ilk sıraları Diyanet’ten sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı izledi.
İyi örneğe ödül verilmeli
Bu kapsamlı araştırmada bunun dışında yüzlerce tespit yapıldı. Son olarak araştırmaya katılan kamu çalışanlarının yüzde 92’si “Denetimin etkinliği açısından iyi örnekler ödüllendirilsin” önerisini getirdi.
Bakanların ve ekonomi bürokratlarının masasında yerini bulan kitapta Güney Kore örneğinden detaylar veriliyor.
Biliyorsunuz, 1980’li yıllara kadar ekonomide Güney Kore ile aynı kaderi paylaştık.
Ancak bu dönemden sonra büyük atılım yapan küçük Uzakdoğu ülkesi, dünyanın en büyük ekonomileri arasına girmeyi başardı. Türkiye ise maalesef 1980’lerden sonra ekonomik krizler ve enflasyon canavarıyla savaştı.
Ders çıkarılacak süreç
Bu nedenle Türkiye’nin ekonomik atılımıyla dünyaya örnek olan Güney Kore’den çıkarması gereken birçok ders var. İki ülke arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması bunun ilk adımını oluşturdu.
Ekonomi yönetiminin bu kitapta hangi satırların altını çizdiği bilinmez ancak, gelişen ekonomik ilişkilerin bu ülkeyle yakınlığı artıracağı şimdiden belli oluyor. Onun için vakit kaybetmeden dünyanın en büyük ekonomileri arasına girmeyi başaran Güney Kore mucizesinden Ankara’daki ekonomi bürokratlarının ve OSTİM ve İvedik’te iş yapan tüm girişimcilerin ders çıkarması gerekiyor.
Yeni yasama döneminde Meclis’e gelecek olan tasarı, tüketiciye pazardan markete kadar çok önemli hakların önünü açıyor. Tasarı tek kelimeyle vatandaşı satıcıya karşı “Kral” yapacak. Mesela etikette bulunan fiyatla kasadaki fiyatın farklı olması durumunda tüketici, ürünü ucuz fiyattan satın alacak.
İndirimli ürünlerin indirimden önceki fiyatıyla indirim oranı da etikette yer alacak. Bu düzenlemeyle sahte indirimlerin de önüne geçilecek. Özetle, düzenleme yasalaştığında tüketici satıcıya karşı galibiyetini ilan edecek.
“Göçmen kuşlar” çıkarma yaptı
Ekonomi Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde Azeri bürokratları ağırladı. Türkiye’de yeni teşvik sistemi kapsamında yatırım yapmak için bürokratlardan brifing alan Azerilere, bölge bölge yeni teşvik sistemi anlatıldı. Yapılan toplantılarda iki ülke arasındaki sektörler tek tek incelendi. Ekonomi Bakanlığı’na kalabalık bir heyetle gelen Azerilerin yatırım kararları önümüzdeki dönemde somutlaşacak. Böylece, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın dikkat çektiği, “Yatırımcı göçmen kuşa benzer sahip çıkarsan işaret fişeği gibi başkasını getirir” sözü de gerçekleşmiş olacak.
Tarihi binaya yeni misafir
EPDK uzmanlarının son şeklini verdiği taslak düzenleme birçok kişiyi yakından ilgilendiriyor. Düzenleme, akaryakıta gelen zamlarla birlikte bir kuruşun hesabını yapmaya başlayan vatandaş için de sevindirici bir gelişme.
Tek tip tabela dönemi
Sürecin işaret fişeğini bir süre önce ateşleyen EPDK Başkanı Hasan Köktaş oldu. Vatandaşa her fırsatta “Akaryakıtta bir kuruşluk fiyat farkını bile gözetin” çağrısı yapan Köktaş’ın bu uyarısı artık yasal bir çerçeveye kavuşmuş olacak. Bu sayede sayıları yüzleri bulan Ankara’daki akaryakıt istasyonları da AB standartlarında tek tip tabela dönemine girmiş olacak.
Peki taslak bunun dışında ne gibi düzenlemeler getiriyor?
Yeni EPDK kuralları
Öncelikle istasyonlardaki ilan panosunda ürünün resmi isminin yanı sıra ticari ismine de yer verilecek.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, uzun süredir merakla beklenen, Bakan Yardımcılığı görevi için birlikte mesai harcadığı İthalat Genel Müdürü Mustafa Sever’i tercih etti. Sever’in hem devam eden tartışmalar son buldu hem de 21 üyeli kabinenin tüm bakan yardımcıları tamamlanmış oldu.
13’ü aynı kategoride
Bu atama, aynı zamanda kabinedeki 13 Bakan Yardımcısı’nın AK Partili eski milletvekilleri ve aday adaylarından oluştuğunu gösterdi.
Çünkü Sever de seçimler öncesinde görevinden istifa etmiş ve Mersin’den milletvekili adaylığı için başvuruda bulunmuş, ancak seçilememişti.
İşleyişi iyi biliyor
Çağlayan’ın isabetli tercihinde Sever’in Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın her kademesini bilmesinin etkili olduğu konuşuluyor.
Kulislere yansıyan bilgilere göre Sever’in Çağlayan’ın seçim bölgesinde doğmasının ve Mersin’i yakından tanımasının da büyük payı olduğu dillendiriliyor.