Paylaş
Gelir gelmez yaptığı ÖTV artışlarının enflasyonu etkilemeyeceği açıklamasını eleştirmiş ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın işinin, bu nedenle daha da zorlaşacağını söylemiştim. İki gün önce Bakan Zeybekci’den bu yazım için bir mektup aldım. Samimi olarak söyleyeyim; benzer durumlarda hükümet üyelerinden pek görmediğimiz ölçüde kibar bir üslupla yazılmış, samimi ve makul bir mektuptu. Özel sektör faaliyetleri, TİM’deki görevleri ve siyaset sürecinde yazılarımı takip ettiğini belirten Bakan Zeybekci, görevinin ilk haftasındaki söyledikleri için yaptığım yorumun, kastının tam anlaşılamadığını gösterdiğini belirtip, şunları söylüyor: “Para, faiz, enflasyon, arz-talep ve kur dengelerini 30 yıldan bu yana reel sektör içinde, her anormal harekette canı yanan biri olarak, yaşayarak tecrübe ettim. ÖTV kaynaklı fiyat artışının enflasyona kayda değer bir etkisinin olmayacağını iki sebepten ötürü öngördüm:
1-Ben enflasyon sepetinde yer alan değişkenleri bileşik kaplar misali tek görüyorum. Reel gelirde, milli gelir kaynaklı refah artışı hariç, artış yoksa, değişkenlerden birinin fiyatının artması, tüketicinin fiyatı artan ürünü tüketmede ısrar etmesi halinde, diğer ürünlerde tüketim talebini düşüreceğinden fiyat düşmesine sebep olacaktır. Dolayısıyla enflasyona baz oluşturan sepetteki ürünlerin toplam fiyatının hiç değişmeyeceğini veya çok az değişeceğini varsayıyorum.
2- ÖTV artışlarının lüks ve tüketimi zorunlu olmayan ürünlerde gerçekleşmesinin tüketimde kolaylıkla kısıntıya yol açarak talebi düşüreceğini, bu nedenle genel fiyatlara kayda değer yansımayacağını ve ÖTV zamlarının maliyet içinde hazmedilerek enflasyona sebep olmayacağını öngörüyorum.
Son günlerde yukarıda belirttiğim hususların ıskalandığını düşünüyorum. Enflasyonu artıran asıl etmenlerin neden olduğu temel ekonomik bilgiler ışığında gayet açık olup, bu hususları her platformda ifade etmişimdir. Ayrıca Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan koordinatörlüğünde ekonomi yönetimi olarak çok başarılı bir dönemi icra edeceğimizden emin olabilirsiniz”
MERKEZ BANKASI ARTIK BAĞIMLI
Bakan Zeybekci’nin görüşlerini tümüyle aktardım. Bakan Zeybekci hangi sektörde faaliyet gösterdi, bu konuda deneyimleri neydi bilmiyorum ama benim deneyimim böyle bir piyasa işleyişi olmadığını gösteriyor. Dolayısıyla Bakan Zeybekci ile aynı görüşte değilim ama tekrar söyleyeyim; Bakan Zeybekci’nin duyarlılığı ve üslubu beni memnun etti. Bu medeni tavrın Babacan’ın işini kolaylaştıracağını da söylemeliyim.
Bakan Zeybekci’nin bu mektubunu aldığımda, son Para Politikası Kurulu toplantısı öncesi “Merkez Bankası’nın faiz artırmasına gerek yok” şeklindeki demeci de gazetelere yansımıştı. Bunun ardından Merkez Bankası toplanıp, mevcut faiz oranlarını artırmama kararı aldı. Kararın adından da Başbakan Erdoğan Brüksel’den Merkez Bankası’nı faiz artırmadığı için tebrik etti. Tüm bu açıklamalar ve alınan karar, Merkez Bankası’nın siyasi etki altında kalıp teknik olarak gerekeni yapmadığını, belirsizliği artırdığını açıkça gösterdi.
Bu köşede sıkça değindiğim Merkez Bankası’nın bağımsızlığı da artık kalmadı. Umarım Başbakan ve Bakan Zeybekci haklı çıkar. Umarım bağımlı Merkez Bankası’nın ülke ekonomisini nasıl felaketlere sürüklediği yolundaki deneyimim bu kez de doğrulanmaz. Çünkü faturayı yine halk ödeyecek… Yaşayıp, göreceğiz…
Paylaş