Yüzde 10 küçülmeye sevinir olduk

Tabi ki bunun en önemli nedeni Haziran’dan önceki aylardaki daralma oranlarının çift haneli yani daha yüksek rakamlar olması. Bunun dışında bir önceki aya göre üretim yüzde 7.3 artış kaydettiği için de ayrıca seviniliyor.

Tamam, bir kıpırdanma var buna sevinelim ama Türkiye ekonomisinin bu hale gelmiş olmasına aslında kızmamız gerekmez miydi? Daha doğrusu insanları “tek haneli sanayi daralması” açıklandı diye sevince garkeden kötü gidişatın bir kader olmadığı, aslında kötü yönetimden kaynaklandığını bilmek gerekmez mi?

BUNA DA ŞÜKÜR!

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük yüzde 9.7 daralmanın normal koşullarda çok yüksek bir küçülme oranı olduğunu hatırlatıp, “Bir yıla yaklaşan arka planıyla düşündüğümüzde, bu sonuca ehven-i şer diyor, ümit verici buluyoruz ama bizim ümitten daha fazlasına ihtiyacımız var” demiş.

Küçük rakamların moralleri yükselttiğini, olumlu bir zemin yarattığını kaydedip, “Bu olumlu zemin, mutlaka tedbirlerle desteklenmelidir” şeklinde konuşmuş.

Yani Tanıl Küçük, daha beteri görüldüğü için “buna da şükür” diyor. Herhalde biz de Başkan Yardımcısı olduğu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’nin büyük emek vererek kazandığı saygınlığını, uzun süredir içine girdiği garip suskunlukla yitirmeye başladığını gördüğümüz için, Küçük’ün bu kadarını söylemesine bile “buna da şükür” demeliyiz...

Özetle; yüzde 10’luk küçülmeye sevinecek bir toplum ve ilgili sivil toplum kuruluşları dizayn ettiği için AK Parti Hükümetini kutlamak gerek. İlk çeyrekteki yüzde 13.8’lik küçülmeyi, yani dünyanın en yüksek 4.  küçülmesini bize yaşatmalarına, çift haneli küçülme rakamları devam etmesine rağmen, bunu herkese sanki kaderimizmiş gibi kabul ettirdiler ya, helal olsun...

ASLINDA SIKINTI DEVAM EDİYOR

İSO Başkanı Küçük’ün de dediği gibi, bu rakamların dışında sanayiciye umut verecek somut gelişmeler de yaşanmıyor. Sanayicisi de, piyasacısı da herkes uzun zamandır IMF ile anlaşma yapılmasını bekliyordu olmadı. Artık güvenilir bir orta vadeli programa bile razı oldular ama hükümet onu bile açıklayamıyor.

Bence neden  açıklanamadığı açık; Başbakan sürdürülemez olan mali süreci aynen devam ettirmek istiyor, harcama kısıcı ve gelir artırıcı tedbirlere izin vermiyor, o nedenle de ekonomi yönetimi hala orta vadeli programı açıklayamıyor.

Çünkü ekonomi yönetimi biliyor ki; küresel piyasalara bağlı olarak yaşanan son olumlu gelişmeler, eğer bu kez de inandırıcı güvenilir bir orta vadeli program açıklanamazsa, tam tersine dönebilir...  Piyasaların tepkisi sert olabilir.

KIPIRDANMANIN DEVAMI ZOR GİBİ

Bu arada haziran ayında yaşanan kıpırdanmanın, temmuz ve ağustos aylarında yaşanması da, yani bu eğilimin devam etmesi de zor görünüyor. Yine dün açıklanan CNBC-e tüketim endeksi temmuzda bir önceki aya göre yüzde 11.78  gerileyerek 154.01 düzeyine geriledi. Yani temmuzda işlerin yine gerilediğini gösteriyordu.

Temmuz ayında büyüse de, ağustos ayından itibaren, geçen yılın aynı ayına göre kıyaslandığı için yani baz etkisiyle, eskisi kadar yüksek daralma rakamları görmeyeceğiz. Ancak yıl sonu küçülme rakamının yüzde 5’ten aşağı olmayacağı da artık kesin gibi. Yüzde 7 küçülme rakamı tahmin edenler bile var.

Bu gidişle ne çıkarsa çıksın razı olacağız, sesimizi çıkarmayacağı gibi ama...