Tüpraş 2-3 hafta içinde satılacak

TEKEL ihalesindeki iptalle moral bozukluğu yaşanan özelleştirmede, bayram sonrası hareketleri günler yeniden geliyor. Özelleştirme İdaresi yetkilileri, bayramdan sonraki 2-3 hafta içinde Tüpraş ihalesinin sonuçlandırılacağını söyledi.

Tüpraş için daha önce teklif veren şirket ve konsorsiyumların, bayramdan sonraki hafta içerisinde teker teker yeniden görüşmeye çağrılacağını öğrendik. İdare yetkilileri, teklif veren şirketlere özellikle yeni bir data-room isteyip istemediklerini soracaklarını belirttiler. Şartnamede böyle bir hükmün bulunduğunu, şirketler istediği takdirde böyle yeni bir inceleme imkanı tanınacağını kaydederek, ‘‘Ancak şirketler istemezse böyle, yeni bir incelemeye gerek kalmayacağını’’ söylediler. Yeni bir data-room olsa bile, bu sürecin hızlı yaşanacağını kaydeden yetkililer, aralık ortası gibi ikinci tekliflerin istenmesini planlıyor. Nihai teklif verildikten sonra ise bir-iki gün içinde basın önünde yeni teklifler açılacak.

BU KEZ PAZARLIK OLABİLİR

Basın önünde zarfların açılmasıyla birlikte, bu kez ihale süreci tümüyle bitmiş olmayabilir. Tekel ihalesinde gelen tepkileri değerlendiren İhale Komisyonu'nun, Tüpraş için zarflar açıldıktan sonra sözlü müzakere, pazarlık süreci başlatabileceğini öğrendik.

İhale Komisyonu'nun böyle bir yetkisi bulunduğu, Tekel ihalesinde bunun yapılmamasının eleştirilere neden olduğunu kaydeden yetkililer, İdare yetkililerinin prensip olarak, nihai teklifler üzerinden bir kez daha pazarlık yapılmasına karşı olduklarını ancak sözün İhale Komisyonu'nda olacağını belirtiyorlar. Yani İhale Komisyonu, zarflar açıldıktan sonra hemen orada karar verip, bir de sözlü bir pazarlık açıp, artırım isteyebilir. İhale böylece sonuçlanacak ve ardından da Rekabet Kurumu ve Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları gelince ihale sonuçlanmış olacak.

Bu arada Petrol Yasası'nın çıkmasıyla Tüpraş'ın değerinin artacağı görüşlerine İdare'nin katılmadığını gördük. Yetkililer, ‘‘Zaten yasa genel kurula gitti, değişiklik yapılmayacağı ortada, bu nedenle yasalaşma süreci ihale tarihine kadar tamamlanmış olmasa bile zaten yararı varsa görülecek. Ancak ilkeler belli ve yeni yasa özel bir fiyat artışına neden olmaz’’ dediler.

DEĞER TESPİTİ YİNE KİLİT

Tekel'in satışında ‘‘fiyatın neye göre düşük’’ olup olmadığı, çok tartışıldı ve bazı kesimler piyasanın gösterdiği fiyat bu olduğu için, ucuz görünse de Tekel'in satılması gerektiğini belirtti. Şimdi aynı tartışmalar Tüpraş için de yaşanacak mı?

İdare yetkilileri, ‘‘değer tesbiti’’nin yine kilit olacağını söylüyor. Yasa gereği tesbit değerinin çok altında kalması halinde satışın yapılamayacağını kaydeden İdare yetkilileri, çoğu kimsenin bu unsuru gözardı ettiğini söyledi. Tüpraş için de aynı unsurun geçerli olduğunu, dolayısıyla çok düşük bir fiyat çıkması halinde bu satış için de aynı tehlikenin bulunduğunu kaydeden İdare yetkilileri, tesbit edilen değeri taliplerin bilip bilmediği konusunda ise, ‘‘Bu fiyat aşağı yukarı bellidir. Zaten borsa değeri var, halka arzda bu fiyatın nasıl değişeceği, blok satışta ne olacağı teorik olarak hesaplanabilir. Yani teklif veren firmalar zaten tesbit değerini de üç aşağı beş yukarı biliyorlar’’ dediler. Dolayısıyla bu bilinmeyen bir rakam değil ve teklif veren firmaların gerçekten almaya niyetli olup olmadığının, teklif ettikleri fiyatlarla belli olacağı görüşü hakim.

Tekel'i süsleyip 2004'te satacaklar

TEKEL
ihalesi Özelleştirme İdaresi yetkililerinin aklından bir türlü çıkmıyor. Bu ihaleyi başından sonuna kadar ders almak için iyice inceliyorlar. Peki, çıkarılan ders ne derseniz, her şeyden önce ‘‘katılımcı firmaların söyledikleriyle, ihaleye verdikleri teklifler arasında büyük fark olduğunu’’ anlamışlar, yani kendilerini biraz ‘‘aldatılmış’’ hissediyorlar. Yanısıra ‘‘ihalenin zamanlaması’’ konusunda hata yaptıklarını düşünüyorlar. Yani ‘‘Yıl sonu bilançosu çıktıktan sonra, 2004'te ihaleye çıkılsaydı daha iyi netice alırdık’’ diyorlar.

Ama olan olmuş... Bundan sonra ne yapılacağına gelince; İdare yetkililer Tekel'i satmakta kararlı ve çok daha iyi fiyat edeceğine inanıyor. Bu nedenle yeni bir ihaleye kadar ‘‘Tekel'i süslemek ve fiyat artırmak’’ için harekete geçmişler. Yeni ihale ise birinci çeyrekten sonra gibi gözüküyor.

İdare yetkilileri herşeyden önce Tekel sigara işletmesinin ‘‘pahalı tütün’’ almasının önüne geçiyor. Yaprak tütün işletmesinin zararını kapamak için, yabancı sigara şirketlerine satılan tütünün yaklaşık iki katı fiyata Tekel sigara işletmelerine satış yapılıyormuş, şimdi bu engelleniyor. Harekete geçilmiş bile... Artık sigara işletmeleri de tütünü piyasa fiyatından yani yabancı sigara fabrikalarına satılan fiyattan alacak. Böylece Tekel'in Maliye'ye vergi takmasının da önüne geçilecek. Ancak tütün işletmesinin zararı doğacak, buna da Hükümet'in karar vermesi gerekecek.

Tekel'in pazarlamaya dönük yeni tedbirleri de gündemde. Herşeyden önce küçük yatırımlarla Tekel sigaralarının ambalajlarının değiştirilecek. Sigara paketlerinin daha albenili hale getirilmesi için çalışmalar başlamış, maliyeti düşük tutularak, bu süsleme yapılmaya çalışılacak.

Pazarlama konusunda da yapılacaklar var. Tekel'in ‘‘toptan satıcılar’’ının belli kotası var ama bu satış yapılmadığı takdirde müeyyide yok. Yani toptan satıcıların kotaları kağıt üzerinde kalmış. Şimdi bu değiştiriliyor. Toptan satıcılar kotalarını gerçekleştiremez yani söyledikleri kadar sigara satamazlarsa yetkileri ellerinden alınacak. Bu yolla sigara satışınlarının artırılması hedefleniyor.

Tekel'in en büyük sıkıntılarından biri ise yabancı sigara fabrikalarının ürünleri vitrinin en göze çarpan yerinde dururken Tekel ürünlerinin arkalarda, hatta vitrinde değil, tezgahın altında olması. İdare yetkilileri, yabancı sigara şirketlerinin satış noktalarında yatırım yapıp, imkanlar tanıyarak bunu sağladıklarını, Tekel'in bu nedenle fazla rekabet olanağı olmasa da, birşeyler yapacaklar.

Bütün bunlar Tekel'in süslenmesine, değerinin artırılmasına dönük önlemler. Yıl sonu bilançosunun çok daha kárlı bir işletme olduğunu göstereceğini kaydeden İdare yetkilileri, önümüzdeki yıl ‘‘uygun görülen zamanda’’ Tekel'in yeniden satışa çıkarılacağını söylüyor.

Akrabaları Özelleştirme'ye hükümet doldurdu

GEÇEN
hafta içerisinde Özelleştirme İdaresi'nde yapılan atamalar herkesi huzursuz etti. Bu ‘‘herkes’’in içinde Özelleştirme İdaresi üst yönetiminin olduğunu da tahmin ediyoruz.

Geçmiş dönemden kalan tek Başkan Yardımcısı Hidayet Kaya ve yargı kararıyla dönen Salih Taştan'ın görevden alınıp, yerlerine Enerji Bakanı Hilmi Güler'in kayınbiraderi Osman İlter ile AKP milletvekili Fuat Ölmeztoprak'ın kardeşi Sami Ölmeztoprak'ın getirilmeleri, kurumun siyasi bir kurum olarak damgalanmasına neden oldu.

İdare Başkanı Metin Kilci'nin yakın çalıştığı Hidayet Kaya'nın, sadece ‘‘eski yönetimden’’ olduğu için görevinden alınmasının Kilci'yi de pek memnun etmediği söyleniyor. Atamaların tümüyle partiden geldiği, Başbakanın isteği ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tarafından gerçekleştirildiği belirtiliyor.

Zaten AKP milletvekili Kemalettin Göktaş'ın kardeşi Hasan Göktaş, daha önce İdare'nin Başkan Yardımcılığına getirilmişti. Yani Kurum'un üst yönetimi neredeyse tümüyle ‘‘akraba’’ oluyor.

Yani, AKP kadrolaşma konusunda o kadar radikal ki, Kurum'un başına getirdiği kişiye bile sormadan, ya da onun onayı olmadan, tümüyle siyasi atamalar yapabiliyor.

O zaman İdare'den, teknik olarak nasıl ‘‘yetkin’’ işler bekleyeceksiniz?

AKP'nin ‘‘yetkinlik’’ kaygısı olmaması, teklif veren firmaları etkilemez mi?

Özelleştirmede önümüzdeki dönemde de başarısız olunursa, bunun katkısı olmayacak mı?
Yazarın Tüm Yazıları