TMSF bu furyadan daha fazla yararlanabilir

TASARRUF Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Sabah-ATV Grubu’nun satışını nihayet gerçekleştirdi. Bizim bildiğimiz 3-4 yıldır devam eden bir pazarlık süreciydi ve sonuçta iki tarafı da memnun edecek bir formül ortaya konabildi.

TMSF’nin Sabah-ATV Grubu’nu satarken, bu gruba talip olan yabancıları kullandığını, pazarlığın sonuçlandırılmasında yabancı faktörünün önemli rol oynadığını biliyoruz.

Sabah’ın satışı hem medya sektörünün netleşmesi, hem TMSF’nin tahsilatının artırılması, hem de piyasaların rahatlatılması açısından önemli bir operasyondu.

Türkiye, son dönemde bankacılıktan başlayıp, medya ve perakende sektörüne sirayet eden, bir yabancı ilgisiyle karşı karşıya. 17 Aralık’tan sonra bu hareketin başlamasını bekliyorduk ama açık söylemek gerekirse, bu kadar çabuk ve yoğun başlayabileceğini tahmin etmiyorduk.

Bu yabancı ilgisine bakarak, AB sürecinin kazaya uğramadan devam edeceği beklentisinden sözediliyor. Sürecin tümüyle kazasız geçeceğini söylemek için şimdilik çok erken ama en azından, ekimde müzakerelerin başlayabileceği, belki söylenebilir.

Ne olursa olsun, AB süreci nasıl gelişirse gelişsin, Türkiye’nin Avrupa ve ABD’nin gözde yatırım alanı olduğu kesin. En azından bir süre daha böyle gideceğe benziyor.

Peki bu akımı bozacak bir şey olur mu derseniz, şimdilik gözükmüyor ama unutmamak gerekir ki; burası Türkiye ve her an her şey değişebilir.

O nedenle, şimdiki bu furyayı bizce iyi değerlendirmek gerekiyor.

Bu süreci iyi değerlendirmesi gereken kuruluşların başında da TMSF geliyor. Bu furya, batan bankaların paralarının bir kısmının tazmin edilmesi için de iyi bir fırsat.

TMSF yönetimi, bu akımın bilincinde gözüküyor. Son yıllarda pazarlık etmeyi de, konjonktürü kullanmayı da daha iyi yaptığını da söyleyebiliriz. Ancak daha iyi olabilmesi için bazı kanuni düzenlemelerin de artık gecikmeden yapılması gerekiyor.

YASA İÇİN KARAR GECİKİYOR

Örneğin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den veto yiyen TMSF’nin satışlarını kolaylaştıran, bu arada medyadaki satışlarda yabancı payını kaldıran yasa için de biran önce karar verilmesi gerekiyor. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ile birlikte, Cumhurbaşkanlığına çıkıp, veto yiyen maddeleri düzelten bazı değişiklik tasarılarını konuştuğunu biliyoruz. Ancak bu değişikliklere rağmen ‘Artık veto etmem’ yanıtı alınamadığı için, kafaların yeniden karıştığı gözleniyor.

Bir an önce karar verilip, bu yasanın tekrar çıkartılması gerekiyor.

Çünkü sırada önemli satışlar var. Uzan Grubu’na ait çimento fabrikalarının bu dönemde satılması, TMSF’nin tahsilatına oldukça büyük bir katkı yapacak. Star Grubu’nun satışı var ve bu satıştan da önemli paralar bekleniyor. Bu arada medyada yabancı payına kısıtlama getirilmesinin anlaşılır bir yanı olmadığını söylememiz de gerekiyor. Bunları kasaplık yapan Arap sermayesi gelip de alacak değil ya... Gelen Batı sermayesi olacak ve doğal olarak standartları yükseltecek. Sınır koysanız bile, milliyetçi kaygılarla bu akımı önlemenin mümkün olamayacağını, Avrupa normlarının bunu zaten gerektireceğini, sermayenin bir yolunu bulup doğal yolunu bulacağını, artık öğrenmemiz gerekiyor...

Gördüğümüz süreç o ki; bankacılıkla başlayan yabancı sermaye yatırım süreci, medya da dahil, daha birçok alanda bir süre daha devam edecek.

Özetle, bu furyadan özel sektörün de, TMSF’nin de daha fazla yararlanması gerekiyor. Sıcak para yerine doğrudan yatırımla cari açığın daha sağlıklı dengelenebileceği unutulmamalı.

TMSF’nin tahsilatının artırılmasının ise Hazine’yi finansman açısından kuvvetlendireceği, bunun da faizlerin daha da aşağı gelmesini sağlayacağı da unutulmamalı...
Yazarın Tüm Yazıları