Teşvik Yasası'nda yeni hatalar yapılmamalı

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan önceki gün Edirne’de temel atarken, ‘Genişletilmiş Teşvik Yasası’nın yılbaşına kadar yetiştirilmesine çalışıldığını söylemiş.

Erdoğan’ın Teşvik Yasası'nın genişletileceği demecinden tedirgin olduğumuzu söylemeliyiz.

Çünkü Erdoğan, önce kapsamı dar tutulup, ardından 36 ile yaygınlaştırılan mevcut teşvik sisteminin genişletilmesinden söz ediyor. Yani mevcut teşvik sisteminin çağdaş, Türkiye’nin geleceğini hazırlayacak bir teşvik sistemi olmadığının hálá tam olarak farkında değiller.

Halbuki TOBB da, son olarak TÜSİAD İnternational da, mevcut teşvik sisteminin teşvik olmadığını, ekonominin geleceği açısından yarar getirmek yerine zarar getireceğini defalarca söylediler. Her iki kuruluş da ‘sektörlere göre yatırım teşvikleri’ saptanmasından yana...

Sektörlere göre yatırım teşviklerinin tanınması, bu teşviklerin gerçekten teşvik olması, işsizlik için de ihtiyaç olan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının çekilmesi için de şart.

YATIRIM HARİTASI ŞART

Ancak böyle bir teşvik sistemi kurmak için, çalışmak gerekiyor. TOBB’un da daha önce söylediği gibi, önce bir ‘yatırım haritası’ çıkarılması gerekiyor. Ardından Türkiye’nin dünyada mukayeseli önceliği olacağı, rekabet edebileceği sektörlerin tesbit edilip, bu sektörlere göre teşvik verilmesinin gündeme gelmesi gerekiyor.

Ancak Hükümet böylesine zorlu ama efektif bir teşvik yolunu seçmek yerine, kolay olan ‘bazı illeri saptayıp o illere arsa, SSK primi ve vergi istisnası tanıma’ anlayışını sürdürüyor. Başbakanın "genişletme" sözünden anlaşılan 36 ilin kapsamının genişletilmesi, yani daha fazla ile aynı teşviklerin verilmesi...

KOMŞU NE YAPIYORSA

Halbuki biliyoruz ki; Türkiye’de yatırım yapacak kişilerin bir çoğu ‘komşusu ne iş yapıyorsa o iş alanını’ seçiyor. Ardından, talep olup olmadığına bakılmaksızın, o iş alanında bir üretim patlaması yaşanıyor. Daha sonra doğal olarak zararına satışlar başlıyor ve özellikle banka kredisiyle iş kurmuş olanlar, bir süre sonra işletmelerini kapatmaya başlıyorlar. Ardından bir sürü yeni işsiz yaratıldığı gibi, bankacılık alanındaki donmuş kredi sorunu da büyüyor... Onun ardından ‘çek-senet mafyası’nın devreye girdiğini, herkesin alacağını kendi kurallarıyla tahsile yeltendiğini de biliyoruz...

Yani öyle bir teşvik sistemi kurulmalı ki; planlı programlı gidilsin ve herkesin hesap yapmadan aynı işi yapmasının önüne geçilip, gerçekten yaşama şansı bulunan, rekabet gücü olan işletmeler açılabilsin...

Aksi takdirde geçmiş deneyimlerden hiç ders alınmamış, yeni işletme mezarlıklarının yeniden önü açılmış olur...

Mevcut teşvik sistemi belki ‘ucuz popülizm’ için uygun bir yol ama kimse unutmasın ki; böylesine bir teşvik sistemi Türkiye’nin geleceği açısından yararlı değil, hatta zararlı...

Onun için Hükümetin mutlaka daha akıllı, rasyonel, Türkiye’nin geleceğini hazırlayacak kapsamlı bir teşvik sistemi hazırlaması gerekiyor. İllere göre teşvik belirleyip, ne yapılacağına bakmazsanız; TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun sık sık verdiği örnek gibi, her ilde ihtiyacın 3-5 katı kapasitede kurulan ve çalışmayıp yıllardır boş duran un fabrikaları örneği çoğalır, yeni yeni boş fabrikalarla karşı karşıya geliriz.

Efektif olmayan bu teşvik sistemi ile yaratılacak boş fabrikalar ile, Başbakanın yakındığı ‘temeli atılıp da bitirilemeyen işletmeler’in birbirinden farkı kalmaz...

Umarız Hükümet bu gerçeği artık görüp, yeni teşvik sistemini ona göre kurar...
Yazarın Tüm Yazıları